Vali Yardımcısı Horozoğlu: Sabah Akşam Analiz Yapıyoruz, Siyanürlü Su İçirmem
Kütahya Vali Yardımcısı Cengiz Horozoğlu, siyanürlü barajın çökmesinin ardından yapılan ‘siyanürlü su‘ tartışmasına ilişkin açıklamasında, "Biz burada devlet olarak analizleri her gün sabah akşam yapıyoruz. Devlete ait laboratuvarlarda yapılan analizlerin sıhhatli olduğunu söylüyorum. Ben onlara siyanürlü su içirmem." diye konuştu.
Kütahya Vali Yardımcısı Cengiz Horozoğlu, siyanürlü barajın çökmesinin ardından yapılan ‘siyanürlü su‘ tartışmasına ilişkin açıklamasında, "Biz burada devlet olarak analizleri her gün sabah akşam yapıyoruz. Devlete ait laboratuvarlarda yapılan analizlerin sıhhatli olduğunu söylüyorum. Ben onlara siyanürlü su içirmem." diye konuştu.
Merkeze bağlı Gümüş Köy yakınlarında bulunan Eti Gümüş A.Ş‘ye ait siyanürlü atık su barajında meydana gelen göçük sonrasındaki günlerde Çevre Mühendisleri Odası‘nın aldığı su örneklerinin analizlerini açıklamasını değerlendiren Kütahya Vali Yardımcısı Cengiz Horozoğlu; "Sadece bu kaza meydana geldikten sonra değil, kazadan önce de en azından siyanürlü havuza yakın yerleşim birimlerindeki içme suları il sağlık müdürlüğünce tahlil ediliyordu. Özellikle kaza yaşandıktan sonra sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez içme ve kullanma sularının tahlillerini yaptırıyoruz. Koordine makamı olarak bu kazadan sonra meydana gelen krizin yönetimini üstlenen bir yönetici olarak özellikle bu tahlil neticelerini alıp her gün inceliyorum. Bu konuyla ilgili bölgedeki köylerin muhtarlarına ve halka bilgi veriyorum. Çevre Mühendisleri Odası nereden numune almıştır, analizi kime yapmıştır, nasıl bir netice aldığını bilmem mümkün değil. Ancak biz her gün sabah akşam aldığımız numunelere göre oradaki suların tahlil durumunu inceletiyoruz. Biz buna göre de vatandaşları ikaz etmek durumundayız. Oradaki içme ve kullanma sularıyla ilgili Çevre Mühendisleri Odasının tahlil neticesi bizde olsaydı onu yasaklamamız ve içmemelerini ikaz etmemiz gerekiyordu. Biz bunları yapmadığımıza göre kendi analizleirmize güveniyoruz, çevrede bırakın Köprüören‘i, o Köprüören‘den atık barajına daha yakın olan köylerde dahi gümüş köy kızılcakaya gibi onlarda dahi temiz olduğuna göre bu suyun, böyle bir tehlikenin olmadığını açık ve seçik olarak söyleyebilirim." dedi.
"O KAZA ZATEN HAVUZUN İÇERİSİNDE OLDU, DIŞARIYA SİRAYET YOK"
Vali Yardımcısı Horozoğlu, yapılan açıklamaların yorumunu vatandaşlara bırakırken devlet tarafından yapılan analiz ve talil raporlarında tesisin çevreye olan etkisinin mümkün olmadığının altını çizerek şöyle konuştu: "Neye dayanarak nihayetinde buradan bir pet şişeye suyu doldurmuşlardır, sallaya sallaya Ankara‘ya götürmüşlerdir, 5 gün sonra analizi yapmışlardır. Biz burada devlet olarak analizleri her gün sabah akşam yapıyoruz. Devlete ait laboratuvarlarda yapılan analizlerin sıhhatli olduğunu söylüyorum ve bunu oradaki halka sabah akşam bildiriyorum. Oradaki halk Çevre Mühendisleri Odasının analizlerine itibar ettikleri takdirde oradaki vatandaşlar ne benim ne de devletin düşmanı değil, ben onlara siyanürlü su da içirmem. Herkes yorumunu buna göre yapsın. Bizden böyle bir ikaz, böyle bir ihtar gelmedikten sonra oradaki suları rahatlıkla içebilirler. Kaldı ki, bu kaza barajın kendi içerisinde olan bir kazaydı. 1987‘den beri bu tesisler buradadır. O yıldan bu güne kadar bu tesis çevresine ne kadar tehlike saçıyorsa, o kazadan sonra da o kadar tehlike saçıyor demektir. Yok öyle bir şey. Bu kazadan sonra olağanüstü bir durum hasıl olmamıştır, çevreye sızıntı herhangi bir sızıntı yoktur. O kaza zaten havuzun içerisinde oldu, dışarıya sirayet yok."
Merkeze bağlı Gümüş Köy yakınlarında bulunan Eti Gümüş A.Ş‘ye ait siyanürlü atık su barajında meydana gelen göçük sonrasındaki günlerde Çevre Mühendisleri Odası‘nın aldığı su örneklerinin analizlerini açıklamasını değerlendiren Kütahya Vali Yardımcısı Cengiz Horozoğlu; "Sadece bu kaza meydana geldikten sonra değil, kazadan önce de en azından siyanürlü havuza yakın yerleşim birimlerindeki içme suları il sağlık müdürlüğünce tahlil ediliyordu. Özellikle kaza yaşandıktan sonra sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez içme ve kullanma sularının tahlillerini yaptırıyoruz. Koordine makamı olarak bu kazadan sonra meydana gelen krizin yönetimini üstlenen bir yönetici olarak özellikle bu tahlil neticelerini alıp her gün inceliyorum. Bu konuyla ilgili bölgedeki köylerin muhtarlarına ve halka bilgi veriyorum. Çevre Mühendisleri Odası nereden numune almıştır, analizi kime yapmıştır, nasıl bir netice aldığını bilmem mümkün değil. Ancak biz her gün sabah akşam aldığımız numunelere göre oradaki suların tahlil durumunu inceletiyoruz. Biz buna göre de vatandaşları ikaz etmek durumundayız. Oradaki içme ve kullanma sularıyla ilgili Çevre Mühendisleri Odasının tahlil neticesi bizde olsaydı onu yasaklamamız ve içmemelerini ikaz etmemiz gerekiyordu. Biz bunları yapmadığımıza göre kendi analizleirmize güveniyoruz, çevrede bırakın Köprüören‘i, o Köprüören‘den atık barajına daha yakın olan köylerde dahi gümüş köy kızılcakaya gibi onlarda dahi temiz olduğuna göre bu suyun, böyle bir tehlikenin olmadığını açık ve seçik olarak söyleyebilirim." dedi.
"O KAZA ZATEN HAVUZUN İÇERİSİNDE OLDU, DIŞARIYA SİRAYET YOK"
Vali Yardımcısı Horozoğlu, yapılan açıklamaların yorumunu vatandaşlara bırakırken devlet tarafından yapılan analiz ve talil raporlarında tesisin çevreye olan etkisinin mümkün olmadığının altını çizerek şöyle konuştu: "Neye dayanarak nihayetinde buradan bir pet şişeye suyu doldurmuşlardır, sallaya sallaya Ankara‘ya götürmüşlerdir, 5 gün sonra analizi yapmışlardır. Biz burada devlet olarak analizleri her gün sabah akşam yapıyoruz. Devlete ait laboratuvarlarda yapılan analizlerin sıhhatli olduğunu söylüyorum ve bunu oradaki halka sabah akşam bildiriyorum. Oradaki halk Çevre Mühendisleri Odasının analizlerine itibar ettikleri takdirde oradaki vatandaşlar ne benim ne de devletin düşmanı değil, ben onlara siyanürlü su da içirmem. Herkes yorumunu buna göre yapsın. Bizden böyle bir ikaz, böyle bir ihtar gelmedikten sonra oradaki suları rahatlıkla içebilirler. Kaldı ki, bu kaza barajın kendi içerisinde olan bir kazaydı. 1987‘den beri bu tesisler buradadır. O yıldan bu güne kadar bu tesis çevresine ne kadar tehlike saçıyorsa, o kazadan sonra da o kadar tehlike saçıyor demektir. Yok öyle bir şey. Bu kazadan sonra olağanüstü bir durum hasıl olmamıştır, çevreye sızıntı herhangi bir sızıntı yoktur. O kaza zaten havuzun içerisinde oldu, dışarıya sirayet yok."