Özden Örnek, Özkök İle Yalman‘ın Tanık Olarak Dinlenilmesi İsteğini Yineledi
Balyoz davasının tutuklu sanığı emekli Oramiral Özden Örnek, eski Genelkurmay başkanlarından Hilmi Özkök ile eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman‘ın, tanık olarak dinlenmesini talep etti.
Balyoz davasının tutuklu sanığı emekli Oramiral Özden Örnek, eski Genelkurmay başkanlarından Hilmi Özkök ile eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman‘ın, tanık olarak dinlenmesini talep etti.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi‘nde görülen Balyoz davasının bugün görülen 22‘nci duruşması, tutuklu sanık eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek‘in savunmasıyla başladı. 24 Mart 2011 tarihli duruşmada taleplerin alınmaya başlamasıyla savunması yarıda kesilen Özden Örnek, savunmasına kaldığı yerden devam etti. Örnek, iddianameyi hazırlayan savcıları eleştirerek Balyoz Planı ve Suga Harekat Planı arasında bağlantı kurulmaya çalışıldığını ileri sürdü.
Özden Örnek, zamanın Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanlarının duruşmaya davet ederek Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman’a davette bulundu. Örnek, "Buraya gelmeliler. Ne biliyorlarsa burada açıklamalılar, bilmiyorlarsa da anlatmalılar. Onların susması bizi kamuoyunda zan altında bırakmaktadır." şeklinde konuştu.
Örnek, iddianamedeki “Eldeki mevcut delillere göre dönemin Genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının dahil olmadıkları anlaşılan” ve “Darbenin gerçekleşmemesinde dönemin Kara kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman‘ın rolü olduğu hatta bu durum ile ilgili olarak, Şüpheli Çetin Doğan‘ın kendisine ağır ithamlarda bulunduğu” suçlamalarına dikkat çekti. Örnek iddianameden yaptığı alıntılarla bu iki iddiaya da “İddialar Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının Çetin Paşa‘nın faaliyetlerinden haberi olmadığı, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman‘ın bir darbe eylemine engel olduğudur. Acaba Kara Kuvvetleri Komutanı haberi olmadığı bir eyleme nasıl engel olmuştur. Ne kadar büyük çelişki.” şeklinde cevap verdi.
Tutuklu sanık Örnek, "Balyoz planını hazırlayan sahtekarlar, plana Deniz Kuvvetleri‘nden herhangi bir destek düşünmemiştir. Balyoz Planı ile Suga Eylem Planı arasında söylem ve personel birliği yoktur" açıklamasını yaptı. Örnek, kendisi ve arkadaşlarıyla ilgili 21 adet belge olduğunu belirterek, "Bu belgelerin hepsinde isim blokları yazılı ama hiçbirinde imza yok. Birbirine benzeyen cümlelere bakıp Suga Planı‘nın seminerde konuşulduğu söylenmektedir. Bu belgelerin birinin Ekim 2003 tarihinde yazıldığı söyleniyor. Ama isim blogunda ‘Özden Örnek Donanma Komutanı‘ yazmışlar. Ben o tarihte Donanma Komutanı değilim. Yine Çetin Doğan’a 1. Ordu Komutanı yazmışlar. O dönemde 1. Ordu Komutanı Yaşar Büyükanıt." diye konuştu. Örnek, "Bu belgelerin 2009 yılında 2003 yılına aitmiş gibi yazılması bu sahtekarlığı açığa çıkarmıştır." dedi.
27 MAYIS‘IN BAŞARILI OLMA NEDENİ, İLETİŞİMDEKİ TEKNOLOJİNİN GERİLİĞİ
Emekli Oramiral Örnek, darbe planlamakla suçlandıklarını ve iddianamede “Şüphelilerin ordu bünyesindeki askeri hiyerarşi dışında bu amaçla bir yapılanma oluşturdukları.” şeklinde değerlendirmelerin yer aldığına dikkat çekerek şöyle devam etti: “Askeri hiyerarşi dışında bir darbe teşebbüsü ne kadar mümkündür? İddia makamı hemen 27 Mayıs ihtilalini örnek verecektir. Darbe tarihimize şöyle bir bakalım. 22 şubat 1962, 21 Mayıs 1963 hiyerarşi ve 9 Mart 1971 dışıdır ve başarısızdır, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 askeri hiyerarşi içinde yapılmış ve başarılıdır. Ülkemizde bir darbe olacağını hele askeri hiyerarşi dışında olacağını zannedenler tamamen yanılırlar. Daha ilk günlerinde darbecilerin bütün iplikleri pazara çıkar. 27 Mayıs‘ın başarılı olmasının ana nedenleri ilk olması, istihbarat ağlarının yaygın olmaması ve iletişimdeki teknolojinin geriliğidir.”
Darbe amaçlı örgütlenme olduğu kabul edilse dahi hazırlıkların büyük bir gizlilik içinde yapılması gerektiğini kaydeden Örnek, “Akıl sağlığı yerinde olan herhangi bir kimse, davul-zurna ile ve de aylar önce ilan edilmiş toplantılarda darbe planları görüşülüp, olgunlaştırılıp bunların ayrıca gelecek nesillere devredilmek üzere kasalara konulup saklandığını kabul edebilir mi? 2002-2003 döneminde Türk Silahlı Kuvvetleri içinde hiyerarşi dışında veya içinde bir cunta örgütlenmesi, aynı tarihlerde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı içinde herhangi bir cunta örgütlenmesi yoktur, olmamıştır.” diye konuştu.
Darbe planı içerdiği iddia edilen 11, 16 ve 17 no.lu CD‘‘ler ile 5 nolu hard disk içerisinde yüzlerce dosya olmasına rağmen hiçbirinin şifreli olmadığına dikkat çeken Örnek, “Çünkü onları oralara koyanlar okunmasını istiyor. Okunmazlarsa savcıların işine yaramazlar. YGS‘de bile şifre kullanılıyor, ama yasa dışı dosyaları CD ve hard diskte güya muhafaza edenler aptallıklarından bunu düşünemiyorlar, bu dosyaları şifrelemeye gerek bile görmüyorlar. Acaba kim kimi kandırıyor?” diye konuştu.
BİNBAŞI ALPER GÜNEY RAHATSIZLANDI
Özden Örnek’in ifade verdiği sırada Binbaşı Alper Güney rahatsızlandı. Bir anda oturduğu sandalyede başı geriye düşen ve nefes alamadığı gözlenen Güney’i ilk müdahale Tuğgeneral Hakan Akkoç müdahale etti. Daha sonra başkanın talimatıyla salona 112 Acil servis çalışanları geldi. Yapılan ilk müdahale ile kendine gelen Güney salondan sağlık ekibi tarafından çıkarıldı.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi‘nde görülen Balyoz davasının bugün görülen 22‘nci duruşması, tutuklu sanık eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek‘in savunmasıyla başladı. 24 Mart 2011 tarihli duruşmada taleplerin alınmaya başlamasıyla savunması yarıda kesilen Özden Örnek, savunmasına kaldığı yerden devam etti. Örnek, iddianameyi hazırlayan savcıları eleştirerek Balyoz Planı ve Suga Harekat Planı arasında bağlantı kurulmaya çalışıldığını ileri sürdü.
Özden Örnek, zamanın Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanlarının duruşmaya davet ederek Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman’a davette bulundu. Örnek, "Buraya gelmeliler. Ne biliyorlarsa burada açıklamalılar, bilmiyorlarsa da anlatmalılar. Onların susması bizi kamuoyunda zan altında bırakmaktadır." şeklinde konuştu.
Örnek, iddianamedeki “Eldeki mevcut delillere göre dönemin Genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının dahil olmadıkları anlaşılan” ve “Darbenin gerçekleşmemesinde dönemin Kara kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman‘ın rolü olduğu hatta bu durum ile ilgili olarak, Şüpheli Çetin Doğan‘ın kendisine ağır ithamlarda bulunduğu” suçlamalarına dikkat çekti. Örnek iddianameden yaptığı alıntılarla bu iki iddiaya da “İddialar Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının Çetin Paşa‘nın faaliyetlerinden haberi olmadığı, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman‘ın bir darbe eylemine engel olduğudur. Acaba Kara Kuvvetleri Komutanı haberi olmadığı bir eyleme nasıl engel olmuştur. Ne kadar büyük çelişki.” şeklinde cevap verdi.
Tutuklu sanık Örnek, "Balyoz planını hazırlayan sahtekarlar, plana Deniz Kuvvetleri‘nden herhangi bir destek düşünmemiştir. Balyoz Planı ile Suga Eylem Planı arasında söylem ve personel birliği yoktur" açıklamasını yaptı. Örnek, kendisi ve arkadaşlarıyla ilgili 21 adet belge olduğunu belirterek, "Bu belgelerin hepsinde isim blokları yazılı ama hiçbirinde imza yok. Birbirine benzeyen cümlelere bakıp Suga Planı‘nın seminerde konuşulduğu söylenmektedir. Bu belgelerin birinin Ekim 2003 tarihinde yazıldığı söyleniyor. Ama isim blogunda ‘Özden Örnek Donanma Komutanı‘ yazmışlar. Ben o tarihte Donanma Komutanı değilim. Yine Çetin Doğan’a 1. Ordu Komutanı yazmışlar. O dönemde 1. Ordu Komutanı Yaşar Büyükanıt." diye konuştu. Örnek, "Bu belgelerin 2009 yılında 2003 yılına aitmiş gibi yazılması bu sahtekarlığı açığa çıkarmıştır." dedi.
27 MAYIS‘IN BAŞARILI OLMA NEDENİ, İLETİŞİMDEKİ TEKNOLOJİNİN GERİLİĞİ
Emekli Oramiral Örnek, darbe planlamakla suçlandıklarını ve iddianamede “Şüphelilerin ordu bünyesindeki askeri hiyerarşi dışında bu amaçla bir yapılanma oluşturdukları.” şeklinde değerlendirmelerin yer aldığına dikkat çekerek şöyle devam etti: “Askeri hiyerarşi dışında bir darbe teşebbüsü ne kadar mümkündür? İddia makamı hemen 27 Mayıs ihtilalini örnek verecektir. Darbe tarihimize şöyle bir bakalım. 22 şubat 1962, 21 Mayıs 1963 hiyerarşi ve 9 Mart 1971 dışıdır ve başarısızdır, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 askeri hiyerarşi içinde yapılmış ve başarılıdır. Ülkemizde bir darbe olacağını hele askeri hiyerarşi dışında olacağını zannedenler tamamen yanılırlar. Daha ilk günlerinde darbecilerin bütün iplikleri pazara çıkar. 27 Mayıs‘ın başarılı olmasının ana nedenleri ilk olması, istihbarat ağlarının yaygın olmaması ve iletişimdeki teknolojinin geriliğidir.”
Darbe amaçlı örgütlenme olduğu kabul edilse dahi hazırlıkların büyük bir gizlilik içinde yapılması gerektiğini kaydeden Örnek, “Akıl sağlığı yerinde olan herhangi bir kimse, davul-zurna ile ve de aylar önce ilan edilmiş toplantılarda darbe planları görüşülüp, olgunlaştırılıp bunların ayrıca gelecek nesillere devredilmek üzere kasalara konulup saklandığını kabul edebilir mi? 2002-2003 döneminde Türk Silahlı Kuvvetleri içinde hiyerarşi dışında veya içinde bir cunta örgütlenmesi, aynı tarihlerde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı içinde herhangi bir cunta örgütlenmesi yoktur, olmamıştır.” diye konuştu.
Darbe planı içerdiği iddia edilen 11, 16 ve 17 no.lu CD‘‘ler ile 5 nolu hard disk içerisinde yüzlerce dosya olmasına rağmen hiçbirinin şifreli olmadığına dikkat çeken Örnek, “Çünkü onları oralara koyanlar okunmasını istiyor. Okunmazlarsa savcıların işine yaramazlar. YGS‘de bile şifre kullanılıyor, ama yasa dışı dosyaları CD ve hard diskte güya muhafaza edenler aptallıklarından bunu düşünemiyorlar, bu dosyaları şifrelemeye gerek bile görmüyorlar. Acaba kim kimi kandırıyor?” diye konuştu.
BİNBAŞI ALPER GÜNEY RAHATSIZLANDI
Özden Örnek’in ifade verdiği sırada Binbaşı Alper Güney rahatsızlandı. Bir anda oturduğu sandalyede başı geriye düşen ve nefes alamadığı gözlenen Güney’i ilk müdahale Tuğgeneral Hakan Akkoç müdahale etti. Daha sonra başkanın talimatıyla salona 112 Acil servis çalışanları geldi. Yapılan ilk müdahale ile kendine gelen Güney salondan sağlık ekibi tarafından çıkarıldı.