Sivil Toplumdan Siyasilere: Ab‘ye Üyelik Adına Daha Fazla Gayret Gösterin
Türkiye‘nin önde gelen sivil toplum kuruluşları, iktidar ve muhalefetin Avrupa Birliği (AB) sürecine önem ile öncelik vermesini istedi. Siyasilerden, birliğe üyelik adına daha fazla gayret göstermeleri talebinde bulunan sivil toplum kuruluşları, AB ülkelerini de Türkiye‘nin tam üyeliğine dair tavırlarını gözden geçirmeye davet etti.
Türkiye‘nin önde gelen sivil toplum kuruluşları, iktidar ve muhalefetin Avrupa Birliği (AB) sürecine önem ile öncelik vermesini istedi. Siyasilerden, birliğe üyelik adına daha fazla gayret göstermeleri talebinde bulunan sivil toplum kuruluşları, AB ülkelerini de Türkiye‘nin tam üyeliğine dair tavırlarını gözden geçirmeye davet etti.
Aralarında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ve Türkiye Barolar Birliği (TBB)‘nin de bulunduğu 100‘ü aşkın sivil toplum kuruluşu, İstanbul‘da bir araya geldi. Ritz Carlton Otel‘de yapılan toplantıda, Türkiye‘nin AB‘ye katılım süreci ele alındı. İki saatlik toplantının ardından ortak basın açıklamasını okuyan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Ülkemizin AB‘ye katılım süreci tıkanma noktasına geldi. Bu gidişatın önüne geçilmemesinden kaygı duymaktayız. Kaygımızı iktidarımız, muhalefetimiz, kamuoyumuz ve Avrupa Birliği kurumları ile paylaşmak adına toplandık." dedi.
AB sürecinin hem birlik hem de Türkiye‘nin önceliği olmaktan çıktığından yakınan Hisarcıklıoğlu, şunları ifade etti:
"Birliğe üyelik Türkiye‘nin vazgeçilmez hedefi olmaya devam etmektedir. Bizler için Türkiye‘nin AB üyeliği kalkınma, demokrasi, hukuk güvenliği, bireysel özgürlükler, toplumsal cinsiyet eşitliği ve refah toplumu anlamına gelmektedir. Ne AB‘deki ne Türkiye‘deki dönemsel siyasal ve ekonomik gelişmeler bu temel yörüngeyi değiştiremez. Bu anlayış içinde iktidarımız ve muhalefetimizden Türkiye‘nin tam üyelik hedefi anlayışı ile daha fazla gayret göstermesini istiyoruz. Bu sebeple önümüzdeki seçimlerin yeni bir başlangıç olmasını diliyor ve Haziran 2011‘de oluşacak siyasi iradeyi partiler üstü bir anlayışla reform sürecini süratle canlandırmaya davet ediyoruz. Özellikle AB‘nin yeni bütçe döneminde Türkiye‘nin AB üyeliğini dikkate alması mümkün kılınmalıdır. Birliğin 2014‘te başlayacak yeni bütçe çalışmalarında Türkiye‘nin üyeliğinin göz önünde tutulabilmesi için reformlar yapılmalıdır.
Hisarcıklıoğlu, AB kurumlarına ve liderlerine de şöyle seslendi:
"Türkiye ve birlik tam üyelik iradelerini yarım asrı aşkın bir süredir ortaya koymuşlardır. Ülkemizin AB üyeliği topluluğun global bir aktör olma sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu anlayış içinde AB liderlerini, üyelik sürecindeki hukuki yükümlülüklerini ve Türkiye‘nin üyeliğine yönelik tavırlarını ciddiyetle ahde vefa ilkesini dikkate alarak gözden geçirmelerini talep ediyoruz."
İktidar ve muhalefetin daha önce kimi reformlarda ortak hareket ettiğine işaret eden Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu‘nda varılan mutabakatın AB noktasında da devam etmesi gerektiğini vurguladı.
Aralarında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ve Türkiye Barolar Birliği (TBB)‘nin de bulunduğu 100‘ü aşkın sivil toplum kuruluşu, İstanbul‘da bir araya geldi. Ritz Carlton Otel‘de yapılan toplantıda, Türkiye‘nin AB‘ye katılım süreci ele alındı. İki saatlik toplantının ardından ortak basın açıklamasını okuyan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Ülkemizin AB‘ye katılım süreci tıkanma noktasına geldi. Bu gidişatın önüne geçilmemesinden kaygı duymaktayız. Kaygımızı iktidarımız, muhalefetimiz, kamuoyumuz ve Avrupa Birliği kurumları ile paylaşmak adına toplandık." dedi.
AB sürecinin hem birlik hem de Türkiye‘nin önceliği olmaktan çıktığından yakınan Hisarcıklıoğlu, şunları ifade etti:
"Birliğe üyelik Türkiye‘nin vazgeçilmez hedefi olmaya devam etmektedir. Bizler için Türkiye‘nin AB üyeliği kalkınma, demokrasi, hukuk güvenliği, bireysel özgürlükler, toplumsal cinsiyet eşitliği ve refah toplumu anlamına gelmektedir. Ne AB‘deki ne Türkiye‘deki dönemsel siyasal ve ekonomik gelişmeler bu temel yörüngeyi değiştiremez. Bu anlayış içinde iktidarımız ve muhalefetimizden Türkiye‘nin tam üyelik hedefi anlayışı ile daha fazla gayret göstermesini istiyoruz. Bu sebeple önümüzdeki seçimlerin yeni bir başlangıç olmasını diliyor ve Haziran 2011‘de oluşacak siyasi iradeyi partiler üstü bir anlayışla reform sürecini süratle canlandırmaya davet ediyoruz. Özellikle AB‘nin yeni bütçe döneminde Türkiye‘nin AB üyeliğini dikkate alması mümkün kılınmalıdır. Birliğin 2014‘te başlayacak yeni bütçe çalışmalarında Türkiye‘nin üyeliğinin göz önünde tutulabilmesi için reformlar yapılmalıdır.
Hisarcıklıoğlu, AB kurumlarına ve liderlerine de şöyle seslendi:
"Türkiye ve birlik tam üyelik iradelerini yarım asrı aşkın bir süredir ortaya koymuşlardır. Ülkemizin AB üyeliği topluluğun global bir aktör olma sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu anlayış içinde AB liderlerini, üyelik sürecindeki hukuki yükümlülüklerini ve Türkiye‘nin üyeliğine yönelik tavırlarını ciddiyetle ahde vefa ilkesini dikkate alarak gözden geçirmelerini talep ediyoruz."
İktidar ve muhalefetin daha önce kimi reformlarda ortak hareket ettiğine işaret eden Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu‘nda varılan mutabakatın AB noktasında da devam etmesi gerektiğini vurguladı.