İslam bankaları büyüyor
Abu Dabi Islamic, Al Rajah ve Qatar National Bank'ın Türkiye'de banka arayışına girdiği belirtildi.
Arap Bankalar Birliği Başkanı Yusuf, bölgede İslam bankacılığının geleceğinin parlak olduğunu belirterek, "Üç kuruluş çoğunluk istiyor" dedi
Türk bankacılık sektörüne Arap sermayesinin ilgisi sürüyor. Arap Bankalar Birliği Başkanı Adnan Yusuf, Al Rajah Bank, Qatar National Bank ve Abu Dabi Islamic Bank'ın Türkiye'de banka aradıklarını ve çoğunluk hisse istediklerini söyledi. "Enhancing Shamgen Banking: Türkiye, Suriye, Lübnan ve Ürdün" başlıklı konferansta konuşan Yusuf, Arap bankaların Türkiye'de banka arayışında olduğunu belirtti.
Fırsatları değerlendirelim
Yusuf, önümüzdeki dönemde bankacılık alanında yoğun işbirliğine ihtiyaç bulunduğunu belirterek, ''Küreselleşme ve ekonomik bloklaşma işbirliğini zorunlu kılıyor. İşbirliği yapmazsak, fırsatlarımızı değerlendiremeyiz'' dedi. Bölge ülkeleri arasında büyüme potansiyeli bulunduğunu, birlikte çalışmaları halinde bu olanaklardan yararlanabileceklerini vurgulayan Yusuf, geçen süre içinde çok stratejik projelerin gündeme geldiğini, bütün bu ülkelerin kendi sınırları içinde bankacılık alanına katkıda bulunmaya gayret ettiklerini ve ilişkilerde bir hayli ilerleme kat ettiklerini ifade etti.
Yusuf, bankaların kat ettiği başarılara da işaret ederek, büyüme oranlarının yüzde 20'ye ulaştığını, 2010'da toplam mevduatının 1,6 trilyon dolara çıktığını kaydetti.
İslam bankaları büyüyor
Hazırlanan bir araştırma raporunda, geleneksel 10 bankanın yaklaşık yüzde 43 gibi bir gerileme gösterdiğini, bunun karşısında İslam bankalarının ise sürekli büyüme kaydettiğine işaret eden Yusuf, geleneksel bankaların 2009'dan itibaren mevduat toplamında büyük gelişme olduğunu ve yaklaşık 4 trilyon dolara ulaştığını, ıslam bankalarının da bu süre içindeki büyüme oranlarının 127 milyar dolara ulaştığını söyledi. Yusuf, ''Bölgemizde İslam bankalarının geleceği parlaktır. Bu bankalar özellikle Türkiye, Ürdün, Suriye ve Lübnan'da büyük gelişme kaydetmiştir. Bu işbirliğini geliştirmemiz sayesinde çok yararlı ve faydalı işler yapabiliriz'' diye konuştu.
Bankacılık sektörünü sıkmak doğru değil
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Merkez Bankası'nın aldığı son munzam kararını sürpriz olmadığını söyledi. Özince, "Krediler artıyor ve ne yazık ki ekonomi yönetimi kredi rakamına bir bütün olarak bakıyor. Bana hiç sürpriz olmadı. Bu politika vakit geçmeden gözden geçirilmeli. Üretime, istihdama, ihracata dönük kredilerin engellenmemesi için bir an önce harekete geçilmeli" dedi.
Kedili benzetme
Bankacılık sektörüne fazla yüklenildiğini savunan Özince, şöyle devam etti: "Bir espri yapacağım. Sahibi kediyi yıkamış, kedi ölmüş. Demişler kedi yıkanır mı? O da yıkarken ölmedi, sıkarken öldü demiş. Bankacılık sektörünü bu kadar fazla sıkmak doğru değil. Önce bir dizi şube vergileri, arkasından munzam karşılığa faiz verilmemesi ile ilgili önlemler ve bütün bunların yanı sıra sektörün gereksiz yıpratılmasıyla ilgili beyanlar doğru değil. Sıkarken, banka sermayesinin iştahını kaçıracağız kaygısındayım."
Suriye ile ilgileniyoruz
İş Bankası'nın Suriye ile ilgilendiğini de belirten Özince, bu ülkede adımlarının önce temsilcilik, sonra şube veya iştirak şeklinde olacağını bildirdi. Özince, "Suriye devleti bize birçok ortaklık önerisi gönderdi. Bunların arasında Suriyeliler de olabiliyor, 'birlikte yapsak' diyorlar. Bizim Suriye'de adımlarımız şöyle olacak; önce temsilcilik, sonra şube veya iştirak" diye konuştu.
Bir banka Ortadoğu'ya yatırım yapacak
BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, Shamgen bankacılık konferansında yaptığı açıklamada, "Bu yıl Suriye, Ürdün, Lübnan bölgesinden en az bir banka, bizden de en az bir bankanın bu bölgede yatırım yapacağını düşünüyorum, bunun da emarelerini görüyoruz" diye konuştu.
Bankaların kendilerini bir türlü anlatamadıkları hususun kârlılık olduğunu söyleyen Bilgin, şöyle devam etti:
"Bankalarımız kâr elde etti. 2008'de 2009'da elde etti. 2010'da rekor kırdılar. İnşallah 2011'de de kârlı olacaklar. Bu kârlılık iyi bir şey ama bunu kamuoyuna anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bankalarımız da zorluk çekiyor, bu hususları anlatmaya çalışıyorlar. Elbette bankaların zarar etmesini kimse istemez. Başta Merkez Bankası ve otoriteler istemez. Çünkü zarar eden bankalarla ilgili aksiyon almak zorunda kalırız. Bunun alternatif maliyeti de oldukça yüksektir."
Türk bankacılık sektörüne Arap sermayesinin ilgisi sürüyor. Arap Bankalar Birliği Başkanı Adnan Yusuf, Al Rajah Bank, Qatar National Bank ve Abu Dabi Islamic Bank'ın Türkiye'de banka aradıklarını ve çoğunluk hisse istediklerini söyledi. "Enhancing Shamgen Banking: Türkiye, Suriye, Lübnan ve Ürdün" başlıklı konferansta konuşan Yusuf, Arap bankaların Türkiye'de banka arayışında olduğunu belirtti.
Fırsatları değerlendirelim
Yusuf, önümüzdeki dönemde bankacılık alanında yoğun işbirliğine ihtiyaç bulunduğunu belirterek, ''Küreselleşme ve ekonomik bloklaşma işbirliğini zorunlu kılıyor. İşbirliği yapmazsak, fırsatlarımızı değerlendiremeyiz'' dedi. Bölge ülkeleri arasında büyüme potansiyeli bulunduğunu, birlikte çalışmaları halinde bu olanaklardan yararlanabileceklerini vurgulayan Yusuf, geçen süre içinde çok stratejik projelerin gündeme geldiğini, bütün bu ülkelerin kendi sınırları içinde bankacılık alanına katkıda bulunmaya gayret ettiklerini ve ilişkilerde bir hayli ilerleme kat ettiklerini ifade etti.
Yusuf, bankaların kat ettiği başarılara da işaret ederek, büyüme oranlarının yüzde 20'ye ulaştığını, 2010'da toplam mevduatının 1,6 trilyon dolara çıktığını kaydetti.
İslam bankaları büyüyor
Hazırlanan bir araştırma raporunda, geleneksel 10 bankanın yaklaşık yüzde 43 gibi bir gerileme gösterdiğini, bunun karşısında İslam bankalarının ise sürekli büyüme kaydettiğine işaret eden Yusuf, geleneksel bankaların 2009'dan itibaren mevduat toplamında büyük gelişme olduğunu ve yaklaşık 4 trilyon dolara ulaştığını, ıslam bankalarının da bu süre içindeki büyüme oranlarının 127 milyar dolara ulaştığını söyledi. Yusuf, ''Bölgemizde İslam bankalarının geleceği parlaktır. Bu bankalar özellikle Türkiye, Ürdün, Suriye ve Lübnan'da büyük gelişme kaydetmiştir. Bu işbirliğini geliştirmemiz sayesinde çok yararlı ve faydalı işler yapabiliriz'' diye konuştu.
Bankacılık sektörünü sıkmak doğru değil
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Merkez Bankası'nın aldığı son munzam kararını sürpriz olmadığını söyledi. Özince, "Krediler artıyor ve ne yazık ki ekonomi yönetimi kredi rakamına bir bütün olarak bakıyor. Bana hiç sürpriz olmadı. Bu politika vakit geçmeden gözden geçirilmeli. Üretime, istihdama, ihracata dönük kredilerin engellenmemesi için bir an önce harekete geçilmeli" dedi.
Kedili benzetme
Bankacılık sektörüne fazla yüklenildiğini savunan Özince, şöyle devam etti: "Bir espri yapacağım. Sahibi kediyi yıkamış, kedi ölmüş. Demişler kedi yıkanır mı? O da yıkarken ölmedi, sıkarken öldü demiş. Bankacılık sektörünü bu kadar fazla sıkmak doğru değil. Önce bir dizi şube vergileri, arkasından munzam karşılığa faiz verilmemesi ile ilgili önlemler ve bütün bunların yanı sıra sektörün gereksiz yıpratılmasıyla ilgili beyanlar doğru değil. Sıkarken, banka sermayesinin iştahını kaçıracağız kaygısındayım."
Suriye ile ilgileniyoruz
İş Bankası'nın Suriye ile ilgilendiğini de belirten Özince, bu ülkede adımlarının önce temsilcilik, sonra şube veya iştirak şeklinde olacağını bildirdi. Özince, "Suriye devleti bize birçok ortaklık önerisi gönderdi. Bunların arasında Suriyeliler de olabiliyor, 'birlikte yapsak' diyorlar. Bizim Suriye'de adımlarımız şöyle olacak; önce temsilcilik, sonra şube veya iştirak" diye konuştu.
Bir banka Ortadoğu'ya yatırım yapacak
BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, Shamgen bankacılık konferansında yaptığı açıklamada, "Bu yıl Suriye, Ürdün, Lübnan bölgesinden en az bir banka, bizden de en az bir bankanın bu bölgede yatırım yapacağını düşünüyorum, bunun da emarelerini görüyoruz" diye konuştu.
Bankaların kendilerini bir türlü anlatamadıkları hususun kârlılık olduğunu söyleyen Bilgin, şöyle devam etti:
"Bankalarımız kâr elde etti. 2008'de 2009'da elde etti. 2010'da rekor kırdılar. İnşallah 2011'de de kârlı olacaklar. Bu kârlılık iyi bir şey ama bunu kamuoyuna anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bankalarımız da zorluk çekiyor, bu hususları anlatmaya çalışıyorlar. Elbette bankaların zarar etmesini kimse istemez. Başta Merkez Bankası ve otoriteler istemez. Çünkü zarar eden bankalarla ilgili aksiyon almak zorunda kalırız. Bunun alternatif maliyeti de oldukça yüksektir."
