Türktob Başkanı Hakkı Şafak Sel: 'türkiye'de Gdo'lu Tohum Yok'
Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Başkanı Hakkı Şafak Ses, katıldığı bir televizyon programında, Türkiye`de GDO`lu tohum bulunduğuna ilişkin iddiaları yalanladı.
Zamanında ve mevsiminde yetişmeyen bir ürünün zorlanması durumunda fiziksel değişimlerin kaçınılmaz olduğunu hatırlatan Ses, insanların böyle bir durumda "bu tohumlar genetiği değiştirilmiş" hissine kapılmamaları gerektiğini bildirdi. Biyo Güvenlik Yasası`nın GDO`yu net çizgilerle yasakladığını vurgulayan Ses, "Bu yayınlar, propaganda neden yapılıyor? Bilerek mi yapılıyor?" şeklindeki soruya şu karşılığı verdi: "Direkt söylüyorum yalan söylüyorlar. Türkiye`de GDO`lu tohum üretildiğini, Türkiye`de GDO`lu tohum dikildiğini kim söylerse o kişi bu yanlışının bedelini mahkemede verecek. Kesinlikle yalandır. Türkiye`de GDO`lu tohum üretilmez, Türkiye`de GDO`lu tohum ekilmez, Türkiye`de GDO`lu tohum ekilemez bu yasaktır. Bunu kim söylüyorsa yanlış söylüyordur. Farkında olmadan bilerek bilmeyerek GDO`lu tohum dünyadaki üreticilerin, onların gelecekteki pazarının alt yapısını oluşturuyor. Bakın şimdi bunları nasılyapıyor. Şimdi bizim pazarda alışveriş yapan manavdan alışveriş yapan kim annelerimiz, bacılarımız, eşlerimiz değil mi? Yani vatandaş, ama ağırlıkta olan hanımlar. Bunlar bu programları seyrettiğinde şüpheye düştüğünde alışverişlerinde korkarak almıyorlar mı? Domatesini biberini korkarak aldıkları için tüketimi azaltmıyorlar mı? Bir şeyin bu ülkede üretilirken tüketimi azalırsa onun sanayisi büyüyebilir mi? Bir şeyi az tükettiğiniz zaman onun üretimini büyütebilir misiniz? Eğer Almanlar Alman otomobiliniönce kendileri kullanmazsa dışarı satabilirler mi? Bir ülke büyürken sanayide tarımda ilk önce ürettiğini kendi nüfusu ile absorve edecek, tüketecek ki onun sanayisi gelişsin ve bu yurtdışına dağılsın. Siz sebzeyi meyveyi şüpheli hale getirirseniz, bunun kullanımını tehditli bir alan olarak belirlerseniz bunun tüketimi düşerse bunu üreten sanayicinin yatırımı daralır. Mevcut sanayisi ayakta kalmaz. Tohum üreticisi, fidan üreticisi, fide üreticisi ufalır. Ama bu arada nüfus artar ihtiyaçlar yarın dahayükseğe gelince senin sanayicin yoksa kimin tohumunu meyvesini alacaksın işte o korktuğun kişilerin tohumunu fidanını alacaksın. Ne olmuş oldu üç beş sene sonra bu propagandayı yaptıktan sonra onuncu senende ithal tohuma ithal fidana bağımlı kaldın." "İLLE GDO KONUŞULACAKSA SAĞLIK ALANINA GİRSİNLER" "Bu propaganda çok tehlikelidir. Kimse bilmeden konuşmasın. Kimse tarımdaki GDO`dan bu şüpheli alanlara girmesin" diyen Ses, "Eğer GDO`yu çok konuşmak istiyorlarsa, halkı bu noktada tedirgin ederek piyasa yapmak istiyorlarsa, kamuoyu oluşturmak istiyorlarsa bizim yakamızı bıraksınlar biraz ilaç sanayisi ve tıp alanına gitsinler. Baksınlar bakalım ilaçlarda, serumlarda, aşılarda neler var neler yok. Girin o sahaya" şeklinde çağrıda bulundu.
TÜRKTOB Başkanı Hakkı Şafak Ses, "İsrail`den geliyor bu tohumların büyük bir yüzdesi" şeklindeki iddiaya da şu cevabı verdi: "Yanlış diyorlar. Türkiye ürettiği 510 bin ton tohumun sadece 12 bin ithal etmiş, yani yüzde 2.3. Bunlar resmi rakamlar. Etiketleri de biz veriyoruz. Hangi sektör var bu kadar yerlilik ve millilik oranı yüksek? Sadece bu konuşuluyor; başka bir şey söyleyeyim, 2010 yılında 176 milyon 791 bin Amerikan Doları değerinde ithalat yapılmış. Bunun içinde sadece 8 milyon 950 bin doları İsrail`den gelmiş. Yani yüzde 5`i. Bunlar da GDO`lu değil. Bu sözleri bilerek-bilmeyerek söyleyenler, yabancı tohumşirketlerinin, Türkiye`ye GDO`lu tohumu satmamış, satamamış olanların Türkiye`nin tohum ve fidan sanayisinin, endüstrisini tüketimi azaltarak baltalamak, artan nüfusla birlikte doğacak olan açığı kendileri kapatmak üzere yapılmış propagandaya alet oluyorlar. Türkiye`de üretilmiş olan, daha doğrusu topraklarımıza dikilmiş olan sertifikalı tohumun, tohumluk dediğimiz zaman bitkisel üretimin tüm materyalleri girer ama sadece tohum dediğinizde taneli tohumlar girer. Şimdi burada en çok konuşulan konu tanelitohum ve onun da en çok konuşulan sebze ve onun da en çok konuşulanı seralardaki sebze. Yani düşünebiliyor musunuz bir bütünün ayrıntısındaki ufak bir hece. Şimdi ben desem ki Türkiye topraklarına ekilen buğday tohumunun yüzde 98`i yerli, hatta yüzde 98,2`si yerli Türkiye topraklarına dikilen pirincin yüzde 100`ü yerli, mercimeğin yüzde 100`ü yerli. Şimdi açık nerede?" "Şimdi biz sizle burada program yapsak herkese timsah eti yemeyin desek ve timsah eti yenmemesinden bahsetsek millet demez mi ya arkadaş timsahı kim yiyor diye. GDO`lu tohum da böyle bir şey" diyen Ses, "Kim inkar ediyor bunu? Nerden gördünüz bunu? Buradaki propagandanın tekniğine dikkat etmek gerekir. Benim izah ettiğim bu teknik. Türkiye`de imal edilmiş sebzeleri, Türkiye`de imal edilmiş, meyve bahçelerinden elde edilmiş meyveleri hiçbir zaman endişe ve tehdidi ön plana alıp, şüpheyi ön plana alıptüketilmesi gereken miktarı azaltmayıp yanlış yapanın karsısında da kanun var. Yani hangi bir sektörün yanlışı veya eksiği olmaz" diye konuştu. "GDO VE HİBRİT KARIŞTIRILIYOR" Ses, bir soru üzerine de Türkiye`de GDO ve hibrit tohumun karıştırıldığını belirterek, "Hibritle GDO`yu karıştırıyorlar. Hibrit tohum melez tohum demektir. Hibritle GDO`lu tohum farklıdır. Melez tohumla GDO farklıdır. GDO, tohumun moleküler yapısı yani tohumun biyolojik yapısı değiştirilmiş başka bir gen alınıp eklenmiş bir şeydir. Yani şöyle bir şey; iki gözünüz yetmiyor teknik tıp gelişti aldılar bir şahin gözünü alnınıza koydular. Artık siz gecede görmeye başlıyorsunuz. Bu GDO. Ama siz bu yüz ifadenizbu halinizle sarışın yeşil gözlü bir hanımla evlendiniz sizin çocuğunuz yeşil gözlü oldu size benzemedi buda hibrit melez yani burada ki farklılığı görmeleri gerek" dedi.
Kaynak: İHA
TÜRKTOB Başkanı Hakkı Şafak Ses, "İsrail`den geliyor bu tohumların büyük bir yüzdesi" şeklindeki iddiaya da şu cevabı verdi: "Yanlış diyorlar. Türkiye ürettiği 510 bin ton tohumun sadece 12 bin ithal etmiş, yani yüzde 2.3. Bunlar resmi rakamlar. Etiketleri de biz veriyoruz. Hangi sektör var bu kadar yerlilik ve millilik oranı yüksek? Sadece bu konuşuluyor; başka bir şey söyleyeyim, 2010 yılında 176 milyon 791 bin Amerikan Doları değerinde ithalat yapılmış. Bunun içinde sadece 8 milyon 950 bin doları İsrail`den gelmiş. Yani yüzde 5`i. Bunlar da GDO`lu değil. Bu sözleri bilerek-bilmeyerek söyleyenler, yabancı tohumşirketlerinin, Türkiye`ye GDO`lu tohumu satmamış, satamamış olanların Türkiye`nin tohum ve fidan sanayisinin, endüstrisini tüketimi azaltarak baltalamak, artan nüfusla birlikte doğacak olan açığı kendileri kapatmak üzere yapılmış propagandaya alet oluyorlar. Türkiye`de üretilmiş olan, daha doğrusu topraklarımıza dikilmiş olan sertifikalı tohumun, tohumluk dediğimiz zaman bitkisel üretimin tüm materyalleri girer ama sadece tohum dediğinizde taneli tohumlar girer. Şimdi burada en çok konuşulan konu tanelitohum ve onun da en çok konuşulan sebze ve onun da en çok konuşulanı seralardaki sebze. Yani düşünebiliyor musunuz bir bütünün ayrıntısındaki ufak bir hece. Şimdi ben desem ki Türkiye topraklarına ekilen buğday tohumunun yüzde 98`i yerli, hatta yüzde 98,2`si yerli Türkiye topraklarına dikilen pirincin yüzde 100`ü yerli, mercimeğin yüzde 100`ü yerli. Şimdi açık nerede?" "Şimdi biz sizle burada program yapsak herkese timsah eti yemeyin desek ve timsah eti yenmemesinden bahsetsek millet demez mi ya arkadaş timsahı kim yiyor diye. GDO`lu tohum da böyle bir şey" diyen Ses, "Kim inkar ediyor bunu? Nerden gördünüz bunu? Buradaki propagandanın tekniğine dikkat etmek gerekir. Benim izah ettiğim bu teknik. Türkiye`de imal edilmiş sebzeleri, Türkiye`de imal edilmiş, meyve bahçelerinden elde edilmiş meyveleri hiçbir zaman endişe ve tehdidi ön plana alıp, şüpheyi ön plana alıptüketilmesi gereken miktarı azaltmayıp yanlış yapanın karsısında da kanun var. Yani hangi bir sektörün yanlışı veya eksiği olmaz" diye konuştu. "GDO VE HİBRİT KARIŞTIRILIYOR" Ses, bir soru üzerine de Türkiye`de GDO ve hibrit tohumun karıştırıldığını belirterek, "Hibritle GDO`yu karıştırıyorlar. Hibrit tohum melez tohum demektir. Hibritle GDO`lu tohum farklıdır. Melez tohumla GDO farklıdır. GDO, tohumun moleküler yapısı yani tohumun biyolojik yapısı değiştirilmiş başka bir gen alınıp eklenmiş bir şeydir. Yani şöyle bir şey; iki gözünüz yetmiyor teknik tıp gelişti aldılar bir şahin gözünü alnınıza koydular. Artık siz gecede görmeye başlıyorsunuz. Bu GDO. Ama siz bu yüz ifadenizbu halinizle sarışın yeşil gözlü bir hanımla evlendiniz sizin çocuğunuz yeşil gözlü oldu size benzemedi buda hibrit melez yani burada ki farklılığı görmeleri gerek" dedi.
