Ak Parti Ankara İl Başkanı Alparslan'dan Kılıçdaroğlu'na Cevap

AK Parti Ankara İl Başkanı Murat Alparslan, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu`nun yargının siyasallaştığına dair ortaya koyduğu iddialarına ilişkin, "Kendi dönemlerinde yargı üzerinden millet iradesini ipotek altına alan ve millet egemenliğini vesayeti altında tutmaya çalışan bir parti zihniyetinin mensubu Genel Başkan, bütçe konuşmalarında aynı şekilde AK Parti`nin de yaptığı zannıyla bu ithamlarda bulunuyor.

Oysa bugün HSYK`da anayasa mahkemesi Yargıtay da Danıştay da yapılan seçim sistemi,bugüne kadar oluşturulan seçim sistemlerinin en sağlıklısı ve en demokratik şeklidir" dedi

AK Parti Ankara İl Başkanı Murat Alparslan, Kon TV`den canlı yayınlanan "Ankara Konuşuyor" programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Alparslan, Meclis`teki bütçe görüşmeleri sırasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu`nun yargının siyasallaştığına dair ortaya koyduğu iddialara cevap verdi. Kılıçdaroğlu`nun millet iradesini yargı üzerinden ipotek altına alan bir zihniyetten geldiğini kaydeden Alparslan, "Malumunuz iki tane kör üzüm yiyormuş biri diğerine ikişer ikişer yeme demiş. Neredenbiliyorsun beni görmüyorsun demiş, o da ben öyle yiyorum seni de öyle zannettim demiş. Kılıçdaroğlu`nunki de doğrusu buna benziyor. Kendi dönemlerinde yargı üzerinden millet iradesini ipotek altına alan ve millet egemenliğini vesayeti altında tutmaya çalışan bir parti zihniyetinin mensubu Genel Başkan, bütçe konuşmalarında aynı şekilde AK Parti`nin de yaptığı zannıyla bu ithamlarda bulunuyor. Oysa bugün HSYK`da anayasa mahkemesi Yargıtay da Danıştay da yapılan seçim sistemi, bugüne kadar oluşturulan seçimsistemlerinin en sağlıklısı ve en demokratik şeklidir. Tüm Türkiye genelindeki birinci sınıfa ayrılmış hakimlerin oy kullanmasıyla oluşan bir pozisyondur. Kaldı ki bugün HSYK, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay`a seçilen hakimlerin birinci sınıf olması gerektiği sebebiyle bu arkadaşların göreve başlama süreleri en erken 18 yıl öncesidir. 18 yıl önce göreve alınmış arkadaşlar arasında bugün demokratik bir yolla seçim yapılıyor. O sebeple bir angajmanların olması hiçbir şekilde mümkün değildir. Kaldı kitarafsızlıklara, bağımsızlıklara objektif karar verme yetileri konusunda hiç kimsenin tereddüt ve şüphe içinde olmaması gereken hakimlerimize açıkça bir tahkirdir, hakarettir ve bunu doğru bulmuyoruz." diye konuştu.

Alparslan, CHP`nin kendi reflekslerini AK Parti yapıyormuş gibi göstermesinin yargı camiasına bir hakaret olduğunu belirterek, "Kendi parti mensubu olan bir Adalet Bakanı Sayın Mehmet Moğultay`ın kendi açık beyanlarında `Ben kendi partilimi almayacağım da bu kadrolara MHP`lisini mi alacağım? Refah Partilisini mi alacağım` diye açıkça militaritize bir tercih yaptıklarını ifade etmişti. Yine Kılıçdaroğlu Grup Başkan Vekili Emine Ülker Tarhan`ın başkanlığını yaptığı Yarsav Derneği`ne mensup 31 tane kişininYargıtay ve Danıştay`da üyeliklerin olduğunu biliyoruz. O sebeple kendi reflekslerini, kendi tutum ve davranışlarının sanki AK Parti tarafından da devam ettirildiği zannıyla bu şekilde haksız bir eleştiri ve itham altında yargı camiasını tutmak son derece yanlıştır ve bu bağımsızlıklarını zedeleyecek bir hakarettir, tahkirdir. Bunu kesinlikle reddediyoruz" ifadelerini kullandı

Alparslan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu`nun tutuklu gazetecilerle ilgili halkı yanıltıcı bilgiler vererek kaos ortamı oluşturmaya çalıştığını söyleyerek şu tespitlerde bulundu: "Bütçe görüşmelerin Sayın Kılıçdaroğlu tutuklu gazetecilerle ilgili bir takım beyanlarda bulundu ve 72 gazetecinin gözaltında olduğunu ifade etti. Burada şu hususu izleyicilerimizin kaçırmaması lazım. Mesela o tutuklulardan birinin dosyasına bakıyoruz. Ben hukukçuyum aynı zamanda. Görevli polisin silahını almak suretiyle bir başka polisi şehit etmekten yargılanıyor. Sırf bir basınla diyalogu var diye bu içerde yatan kişinin sanki bir gazeteci olarak içeride tutulduğu zannı oluşturuluyor. Oysa o şekildegözaltında olan veya tutuklanan kişilerin basınla ilgili eylem ve söylemlerinden dolayı değil, terör örgütüne yardım ve yataklık, halkı kin ve tahrikle ayrışmaya sevk etme, bir şekilde adi suç dediğimiz bazı konularda cürümlerin olması, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak, gibi farklı suçlardan dolayı gözaltında ve tutuklu olduklarını biliyoruz. O sebeple burada herkes suç işleyebilir. Keşke kimse suç işlemese ama işte bugün bir partiye suç işlediğinde onunla ilgili takibat yapılmayacak mı? Veya birgazeteci kendi görevi haricinde bir eyleme karıştığı zaman ceza takibi yapılmayacak mı? Bunu çok iyi anlamak ve ikisinin farkını çok iyi görerek ona göre bir alt oluşturmak lazım. Yoksa burada, Türkiye`de basının sansür edilemeyeceği, hür olması, kamuoyunu bilinçlendirme ve bilgilendirme görevin de hiçbir engel olamayacağını en çok biz biliyor ve bu bilgimiz üzerinden de amel ediliyor ve her türlü köklü mevzuatı buna göre yapılandırıyoruz. O sebeple bunlar CHP zihniyetinin halktan kopuk, gerçeklikten uzakama çamur attım izi kalır belki diyerek milletin kafasını bir şekilde bulandırmaya, bir kaos ortamı oluşturmaya, bir karanlık ve sis perdesi oluşturarak bir takım vesayet kurumlarıyla demokrasiye müdahale etme gayretleridir. Fakat unutulmaması gereken şudur ki artık bu millet ve millet iradesi üzerinde hiçbir vesayet, hiçbir müdahale söz konusu değildir. O sebeple millet iradesi üzerine ipotek koymaya, milli egemenlik üzerine vesayet koymaya ve müdahale etmeye yönelik her türlü eylemi de söylemi de elimizintersiyle itiyoruz. Ki zaten milletimiz de bu süreçlerde bu konuları tasfiye ederek bugünlere ulaştı."
Kaynak: İHA