Başbakan Erdoğan: Suriye Ne Kadar Huzurlu Olursa,türkiye De O Kadar Huzurlu Olur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye ile Türkiye’nin köklü bağları bulunduğunu belirterek, "Suriye ne kadar huzurlu olursa, Türkiye de o kadar huzurlu olur.

" dedi.
Başbakan Erdoğan’ın televizyonlarda yayınlanan ulusa sesleniş konuşmasında Suriye’deki gelişmelere ilişkin değerlendirmeler de yer aldı. Tunus’ta başlayan, ardından Mısır’da, Libya’da, Yemen ve Suriye’de devam eden değişim ve dönüşüm rüzgarının bütün bir bölgede etkisini sürdürdüğünü belirten Erdoğan, bölgedeki anti-demokratik yönetimlerin, kendi halklarının demokratik talepleri doğrultusunda bir bir tasfiye olduğunu aktardı. Bölgedeki hiçbir yönetimin, halktan gelen bu meşru taleplere sırtını dönmesinin bu talepleri görmezden gelmesinin yok sayması mümkün olamayacağını vurgulayan Erdoğan, diktatörlerin ardından yönetimi devralmış geçici yönetimlerin de bu süreci geciktiremeyeceğini dile getirdi. Birkaç gün önce, Mısır’da Başbakan İsam Şeref liderliğindeki kabinenin istifası akabinde, Tahrir Meydanı’nın yeniden büyük kitlesel gösterilere sahne olmasının bunun açık bir göstergesi olarak okunmasını isteyen Erdoğan, Mısır halkının, demokratik yollarla iş başına gelecek bir hükümete kavuşacağı günü beklediğini dile getirdi. Türkiye’nin de dost ve kardeş Mısır’daki Yüksek Konsey’in insan hakları noktasındaki beklentileri karşılamasını ve daha fazla kan dökülmeden süreci başarıyla yönetmesini arzu ettiğini ifade eden Erdoğan, Mısır’ın parlamento seçimlerini de, ardından Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de en kısa süre içinde yapabilecek güce, birikime, imkana sahip olduğunun altını çizdi. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın Türkiye için dünyanın herhangi bir bölgesinden daha değerli olduğunu kaydeden Erdoğan, “Biz, Bağdat derken, Kudüs derken, Gazze derken, Bingazi, Trablus, Sirte derken, birileri gibi petrol kuyularını görmüyor, tam tersine orada akan kanı, orada dökülen gözyaşını görüyoruz. Sesimizi yükseltmemizin yegane nedeni budur. Bizim, Suriye’deki olaylar karşısındaki tavrımızın belirleyici unsuru da, altını çizerek söylüyorum, sadece ve sadece insani kaygıdır." dedi.
Suriye yönetimine 9 yıl boyunca, reformlar konusunda, demokrasi konusunda, insan hakları konusunda her türlü eleştiriyi yönelttiklerini kaydeden Erdoğan, Suriye yönetiminin, reformları yapmakta, verdiği sözleri tutmakta isteksiz ve samimiyetsiz davrandığını, muhalefetin insanlık dışı yöntemlerle, kan akıtılarak bastırılmak istendiğini belirtti. Suriye’nin ne Türkiye’ye, ne Arap Ligi’ne, ne de dünyaya verdiği sözleri tutmadığını vurgulayan Erdoğan şunları söyledi: "Biz, bölgesel barış ve istikrar adına, Suriye’nin bir an önce iç barışa kavuşmasını arzu ediyoruz. Bütün çabalarımız, bütün çağrılarımız, Suriye’nin ve Suriye halkının huzuru ve refahı içindir. Keza, Suriye’de yaşanan durum, Suriye’de meydana gelen dram sadece, birilerinin söylediği gibi, Suriye’nin iç meselesi olarak okunamaz, okunmamalıdır. Bunun da ötesinde bizim Suriye’yle köklü bağlarımız var; dini, kültürel, tarihi bağlarımızın yanında, ciddi oranda bir akrabalık bağlarımız var. 20 milyon nüfusa sahip Suriye’den her yıl bir milyon insan Türkiye’ye girip çıkıyor. Yani, Suriye nüfusunun yirmide biri. Aynı şekilde, Türkiye’den her yıl bir buçuk milyon insan da Suriye’ye gidip geliyor. Böylesine içli dışlı olduğumuz, böylesine organik bağlarımızın, sosyal bağlarımızın olduğu bir ülkede meydana gelecek her türlü gelişmeyi, elbette sessiz ve tepkisiz kalarak seyredemeyiz."

"BEDELLİ MECBURİYET HALİNE GELDİ"
Ulusa sesleniş konuşmasında Meclis Genel Kurul’una gelen bedelli askerlikle ilgili de değerlendirmeler yapan Erdoğan, "Bedelli askerlik bugün için hükümetimizin temennisi olmaktan ziyade, Türkiye’nin mevcut şartları gözetildiğinde bir mecburiyet haline gelmiştir. Bakaya sayısındaki artış, yaptırdığımız anketler, kamuoyu yoklamaları, ilgili kurumlarla yaptığımız istişareler, bedelli askerlik uygulamasının artık kaçınılmaz olduğuna işaret etmektedir. Nitekim, Meclis’te bu konuda büyük oranda bir uzlaşma oluşmuş, muhalefet partileri de bu konuda teklifler hazırlamış ve sunmuşlardır." şeklinde konuştu. Erdoğan, bedelli askerlik uygulamasından elde edilecek gelirin, şehit yakınlarına, gazilere, özürlülere, muhtaç erbaş ve er aileleri ile; Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, Jandarma Genel Komutanlığı’na, Sahil Güvenlik Komutanlığı’na ve emniyet hizmetleri sınıfına mensup vazife malullerine yönelik, sosyal hizmet ve faaliyetlerinin finansmanına aktaracaklarını ifade etti.