Davutoğlu, Muhalefetin "taşeronluk" İddialarına Tbmm`de Yanıt Verdi

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, muhalefetin "Taşeronluk" iddialarına tepki göstererek, "Suriye konusunda ABD tavır koyuyor diye yaşanan zulümlere göz mü yumalım?" dedi.

Bakan Davutoğlu, "Taşeron" ifadesinin bu kadar kullanılmasının arkasında, "O kadar zayıf ve güçsüzüz ki birileri planlar, biz o plan içinde yer alırız planlananı değiştiremeyiz" bakış açısı olduğunu ileri sürerek, bu zihniyeti değiştirmek istediklerini dile getirdi. "Planı da biz yaparız, ilkeyi de biz koyarız söylemi de biz geliştiririz" diyen Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Bazen haklı ve doğru ise ABD ile uyumlu olabilir. Bazen haklı ve doğru ise İran`la uyumlu olabilir. Bazen AB ile. Hakikat arayışında herkesle çatışacak değiliz. Suriye konusunda ABD tavır koyuyor diye Suriye`deki zulümlere göz mü yumalım. İran konusunda ilkesel bir tavır koyduk bu konuda da ilkesel bir tavır takındık." "TÜRKİYE`NİN EMPERYAL İDDİALARI YOKTUR" Muhalefet partisinin Suriye ile ilişkilerin bu noktaya nasıl geldiğiyle ilgili olarak Bakan Davutoğlu, "Suriye ordusu tankları Hama Humus`ta değildi. Girdiği zaman hesabını sorarız. Niye olduğunu sorarız. İnsan hakları evrensel değerler konusunda herkes herkese soru sorar" dedi. Muhalefet milletvekillerinden gelen, "Yeni Osmanlıcılık mı" ifadelerine, "Türkiye Cumhuriyeti 1923`te doğmuş bir devlettir. Biz onun vatandaşlarıyız. Ama tarihi kökleri Anadolu medeniyetlerine kadar gider" cevabını verdi. Müsteşar Yardımcısı Halit Çevik`in Libya`daki olaylar sırasında 7 gün evine gitmeden kriz yönettiğini ve Misrata`dan "Geri kalan Türkiye kökenlilerin torunlarıyız. Ne olur yardıma gelin" şeklinde bir telefon aldığını söyleyen Bakan Davutoğlu, şunları kaydetti: "Yok, -biz bağlarımızı kopardık mı- diyecektik. Türkiye modern bir devlettir. Emperyal iddiaları yoktur. Ama köklü bir milletir. Kökleri de tarihi derinliklere gider. Bu köklere sahip çıktığınızda büyürüz, bağı koparırsak küçülürüz. Dış politika anlayışımızda tarih referansımız bu." Davutoğlu, Arap Baharı`nı Türkiye`nin tetiklemediğini söyleyerek, olaylar yaşandıktan sonra onlarla kaderini bütünleşik gören bir hükümet olarak değerlendirme yaptıklarını belirtti. Yollardan birinin Kaddafi, Mübarek ve Esad`ı korumak anlamına gelen "statükonun yanında yer almak", diğerinin ise "bekle-gör" politikası olduğunu kaydeden Davutoğlu, bu politikaları uygulamadıklarını yapmadıklarını vurguladı

"HÜSNÜ MÜBAREK`E KARŞI SOKAĞA DÖKÜLEN TAHRİR GENÇLERİ EMPERYALİZME KARŞI DEĞİL MİYDİ" Davutoğlu`nun bu sözlerine muhalefet partili vekiller, "Önemli olan emperyalizme karşı çıkmak" şeklinde karşılık verdi. "Hüsnü Mübarek`e karşı sokağa dökülen Tahrir gençleri emperyalizme karşı değil miydi" şeklinde cevap veren Davutoğlu, bu coğrafyaların kendi iradesiyle yeni bir yapılanma ihtiyacı içinde olduğu için tercihlerinin bu yönde olduğuna işaret etti. Davutoğlu`nun sözlerine muhalefet partili vekiller, "Kendi iradesiyle mi" karşılığını verdi. Davutoğlu ise "Evet kendi iradesiyle" şeklinde cevapvererek şunları kaydetti: "Bu Azizi kendini yakarken birinden mi talimat aldı. Birileri bu olayı yönlendirmek isteyebilir. Bizim nasıl bu olayı kendi çıkarlarımız noktasında yönlendirmek istememiz gibi başkaları da isteyebilir. Ama çıkışı son ederce doğaldır. Aşağılanan Arap gençliğinin bir onur mücadelesidir. Buna saygı duymak lazım. 68 devrimci gençliği Paris Avrupa`da hangi onur mücadelesi için sokağa çıktıysa Tahrir`dekiler de onun için sokağa çıktı." "MEŞRUİYET KAYNAĞIMIZ HALKTIR. HALK BİZİ BEĞENMEZSE TERCİHİNİ KULLANIR GİDERİZ" Davutoğlu, bu talepler karşısında sessiz kalmalarının mümkün olmadığını söyleyerek, mezhebi tutum izledikleri eleştirilerine, şöyle karşılık verdi: "Söz konusu değil. Mübarek, Bin Ali, Kaddafi sünniydi onlara karşı çıktık. Esad Nusayri`dir ona da karşı çıkıyoruz. Kendi halkına silah çeken herkese karşı çıkıyoruz." Ortadoğu`daki gelişmelerle ilgili ise, "Bize gelir mi sıra" tartışmalarını da eleştirerek, "Bize sıra gelmeyecek.Çünkü biz demokratik bir ülkeyiz. Meşruiyet kaynağımız halktır. Halk bizi beğenmezse tercihini kullanır gideriz. Suriye, Libya, Mısır halkının önüne böyle bir tercih konuldu mu?" şeklinde sordu. CHP`li hanım milletvekillerinin Türkiye`deki kamplarda kadınlara tecavüz edildiği iddia edilen bir toplantıya katılmasını eleştiren Davutoğlu, CHP`li Aslanoğlu, heyette yer alan CHP Milletvekili Birgül Ayman Güler`in "Böyle bir şey olamaz, bu ayıptır" diye tepki gösterdiğini dile getirdi.
Kaynak: İHA