Kaddafi’nin Öldürülmesini Fransız Başkonsolosluğu Önünde Protesto Ettiler
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (Mazlum-Der) üyesi bir grup, Libya`nın devrik lideri Muammer Kaddafi’nin öldürülmesini Beyoğlu’nda bulunan Fransa’nın İstanbul Başkonsolosluğu önünde protesto etti.
Mazlum-Der üyesi bir grup, Kaddafi’nin öldürülmesini protesto etmek için İstiklal Caddesi üzerinde bulunan Fransa’nın İstanbul Başkonsolosluğu önünde toplandı. Grup adına bir açıklama yapan Mazlum-Der İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar, BM’nin 1973 sayılı kararı ile Libya’yı uçuşa yasak bölge etmesinin hemen sonrasında karardan vazife çıkaran Sarkozy’nin, ABD de dâhil NATO ülkelerine haber vermeden yangından mal kaçırırcasına Libya’ya 7 ay sürecek saldırıları başlattığını söyledi. Kaddafi’nin sonunun başlangıcının, seçim kampanyasını yürütmek için kendisinden para dilenen Sarkozy eliyle başladığını öne süren Sarıyaşar, “Dünya’nın en acımasız diktatörlerinden biri olan Kaddafi’nin 42 yıllık kanlı iktidarının sonu, en zor zamanında ABD’nin kapıları yüzüne kapanan sadık hizmetkârı Şah’ın veya yıllarca ABD adına sipariş savaş yürüten ve ABD eliyle infaz edilen Saddam’ın ya da en zor zamanında Fransa’nın kapıları yüzüne kapanan sadık hizmetkârı Bin Ali’nin iktidarlarının sonundan farklı olmadı.” dedi.
En ibret verici olanı da, konvoyunun müttefik kuvvetlerce vurulan ve 42 yıllık kin ve öfke ile dolu şuursuz kalabalıkların önüne bir yem gibi atılan Kaddafi’nin linçle sonlanan 69 yıllık yaşamı olduğunu vurgulayan Sarıyaşar şöyle konuştu: “Kaddafi’nin akıbetini, nereden bakıldığına bağlı olarak farklı sonuçlara götürecek olan, `hak edip etmeme` veya `merhamet` açısından değerlendirmek yerine `bütün insanlığa ait olan ve ebedi yok oluşa mahkûm edilen bilgilerin neden bütün insanlıktan kaçırılmak istendiği` sorusu ışığında değerlendirmeyi, herkes açısından en ortak değerlendirme olarak görüyoruz. Ve bu açıdan bakınca Libya işgalcilerinin, hem işbirlikçi Kaddafi ile geçmişte nelerin pazarlıklarını yaptıkları bilgisini hem de geleceğin işgal Libya’sında neleri nasıl paylaşacakları bilgisini ustaca karartmış ve bu yolla bir insanlık suçu işlemişlerdir. Bu açıdan bakınca Kaddafi’nin infazı; tıpkı işlediği binlerce vahim suç daha var iken sadece Şiilere dönük suçlardan yargılanan ve diğer suçları ebedi meçhule sevk edilen Saddam’ın infazı gibi veya üzerine vahim ithamlar atılmasına rağmen sağ olarak yakalanabilecekken taammüden öldürülen Bin Ladin’in infazı gibi, delil karatmadır, insanlığa ve tarihe yapılmış emperyalist bir müdahaledir.”
Bu infazın onlar açısından en az onun kadar değerli bir başka faydası olduğuna vurgu yapan Sarıyaşar sözlerini şöyle tamamladı: “O da, bütün Müslümanların linççi vahşiler olduklarını tüm Dünya’ya gösterebilecekleri bir oryantalizmi yeniden inşa etmek. Oysa, ne günler süren ceset teşhirinin, ne de hangi dinden olursa olsun kin yüklü şuursuz kalabalıkların önüne atılmış her nefret objesinin başına gelebilecek linçin, ne İslam ile ne de her hangi bir din ile alakası olmadığını salim kafa ile düşünen herkes bilir.”
Grup basın açıklamasının ardından konsolosluk önünden ayrıldı.