Diyanet Dergisinin, 250. Sayısı Çocuklara Ayrıldı

Diyanet İşleri Başkanlığı, aylık yayımlanan dergisinin 250.

sayısını çocuklara ayırdı

Bu yıl 1-7 Ekim arasında kutlanan Camiler ve Din Görevlileri Haftası`nın temasını ``Din Gönüllülüğü``nün yanı sıra ``Cami ve Çocuk`` olarak belirleyen Diyanet İşleri Başkanlığı, Diyanet dergisinin ekim sayısını da ``Cami Çocuk Buluşması`` başlığıyla çıkardı

Özel sayıda, camide çocuklara karşı anlayışlı olunması gerektiğine dikkat çekilirken, camilerin çocukların huzur bulacağı mekanlar olması için neler yapılabileceği konusuna da yer verildi

Derginin başyazısını kaleme alan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, camilerin asrısaadetten bugüne hem yapı hem işlev olarak İslam`ın bütün esaslarını ve mesajlarını temsil eden kurum olma niteliğine sahip olduğuna dikkati çekti

Mescid-i Nebevi başta olmak üzere camilerin, medeniyete merkez, ilme ve irfana beşik, fakire ve kimsesize mesken, müminlere uhuvvet membası olduğunu vurgulayan Görmez, camilerin, şehrin ruhu, mahallenin ve sokağın kalbi olduğunu vurguladı

Mehmet Görmez, yazısında, ``Cami bünyesinde yer alan mihrap, sadece imamın namaz kıldırdığı yer olmayıp, aynı zamanda her türlü kötülükle, günah ve isyanla mücadele edilen yerdir. İrat edilen hutbelerle anlam kazanan minber, bilginin ışığa dönüştüğü, zihinleri ve gönülleri aydınlattığı mekandır. Kürsüler, ilmin yüceliğini beyan eden köşelerdir. Kıble, tevhidin sembolü minareler İslam`ın şiarı olmuştur`` ifadelerini kullandı

Camilerin, tarih boyunca sadece ibadet değil aynı zamanda birlik, bilgi ve sevgi mekanı olduğunu belirten Görmez, şöyle devam etti: ``Camide hem bedenlerimizi hem ruhlarımızı bir araya getirerek birleştirir, aynı zamanda tevhitle vahdet arasında bir ilişki kurarız. Bizler birbirimizi ve kainatı sevmeyi orada öğreniriz. Camiler, bağımsızlık simgesi ve vatanın tapusudur. Biz mabedi ve ezanı İstiklal Marşı`na yerleştirmiş bir milletiz. `Ruhumun senden ilahi şudur ancak emeli, Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli` dizeleriyle mabedin ve ezanın nasıl kimliğe dönüştüğünü müşahede etmekteyiz.`` -``Camilerin en güzel süsü çocuklar``- Görmez, camilerin en büyük değeri cemaatle kazandığını, her yaş ve seviyeden insanı bir araya getiren bu mekanların en güzel süsünün ise çocuklar olduğunu vurguladı

Çocuğun birer yaygın eğitim kurumu olan camiye getirilmesiyle, belki pek çok kitaptan okuyarak öğrenemeyeceği bilgi ve hikmetle kuşanmasına imkan verilmiş olacağına işaret eden Görmez, yazısında ``Zira ezanın birliğe çağrısını, tekbirin ve kıraatin coşkusunu, secdenin ve duanın huzurunu yaşayan bir çocuk için mescit, bir başka yerde edinemeyeceği engin bir maneviyat tecrübesinin tek adresidir`` ifadelerine yer verdi

Her konuda olduğu gibi çocukların camiyle buluşturulup ibadetle tanıştırılmasında da en güzel örneklerin Hz. Muhammed`in hayatında görülebileceğini belirten Görmez, şunları kaydetti: ``Hz. Peygamber, bizzat çocukların ellerinden tutarak onları mescide getirmiş, çocukça davranışlarını hoş görmüş, hataları sebebiyle onları mescitten dışarıya çıkarmayı asla düşünmemiştir. Böylece kendisini dinleyip örnek alma fırsatını onlara da sunmuştur. Namazda çocukların sırtına çıkmasına müsamaha göstermiş, hutbe irat ederken mescide giren torunlarını görünce minberden inerek onları kucağına almış ve hutbeye onlarla devam etmiştir. Ağlayan bir çocuk sesi duyduğunda namazı hızlıca kıldırmış, çocukların da annelerin de sıkıntıya düşmesine gönlü razı olmamıştır. Onun bu hoşgörüsü sebebiyledir ki vakit namazlarında bile neredeyse bir safı dolduracak kadar çocuk Mescid-i Nebevi`ye toplanmıştır. İslam tarihinin ilk büyük muhaddis, müfessir ve fakihleri bu çocuklar arasından yetişmiştir.`` Görmez, bugün de çocukların camiyle buluşmasının, ilhamını nebevi öğretiden alan eğitim, kültür ve medeniyet tasavvurunun yaygınlaştırılmasıyla mümkün olabileceğine dikkati çekti

-``Sevgili çocuklar, camiye hoş geldiniz``- Küçük yaştan itibaren camiye alıştırılmayan ya da severek geldiği bu mekanda azar, kınama gibi menfi tavırlarla karşılaşan çocukların kalbinin camilere bağlanmasının mümkün olmayacağını ifade eden Görmez, ``Bu vebalin altından hangi din görevlimiz ve cemaat kalkabilir? Çocuklarımızın Allah`a kulluk bilinci ve ibadet aşkıyla büyümesini istiyorsak, camilerimizi çocuklarımız için bir buluşma ve sevgi mekanına dönüştürebilmemiz gerekir`` dedi

Bu amaçla bu yılki Camiler ve Din Görevlileri Haftası`nın temasını ``Din Gönüllülüğü``nün yanı sıra ``Cami ve Çocuk`` olarak belirlediklerini ifade eden Görmez, geleceğin büyüklerinin Yüce Yaratıcı ile sağlıklı bağ kurmalarına yardımcı olmak, onlara milli birlik ve beraberlik şuuru aşılamak, ibadetin huzurunu keşfetmelerini sağlamak düşüncesiyle başlattıkları kampanyanın, her yaştan çocuğu camiyle dostluk kurmaya teşvik edeceğini ve büyüklere bu konudaki sorumluluklarını bir kez daha hatırlatacağını bildirdi

Camilerin, Hz. Muhammed dönemindeki doğallığına kavuşması, kadın erkek, çocuk, genç, yaşlı hemen herkesin kendini bulacağı ve maneviyat ikliminden teneffüs edeceği bir mekan olmasına katkı sağlamayı amaçladıklarını belirten Görmez, bu çerçevede din görevlilerinin, camiye gelen büyüklere hitap etmenin yanında çocukları da sevgi ve merhametle kucaklayıp ``Sevgili çocuklar camiye hoş geldiniz`` diyebilmesi, İslam`ın sıcaklığını ve rahmet yüklü mesajını onların küçücük yüreklerine yansıtması, cami çocuk buluşmasının anlamlı zemine oturtulmasına katkı sağlaması gerektiğini kaydetti

(ESA-EAY)
Kaynak: AA