Chp Heyeti Muş’ta
CHP İstanbul Milletvekili Ali Topuz, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan bazı Ergenekon sanıklarının genel seçimlerde partilerinden aday olacağı konusuyla ilgili olarak, "Şu ana kadar resmi bir boyutu yok ama olabilir, olması sürpriz sayılmamalıdır" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili ve parti meclisi üyeleri Muş’a geldi. Partisinin il başkanlığını ziyaret eden ve burada partililerin sorunlarını dinleyen Ali Topuz, eksikleri gidereceklerini söyledi. Daha sonra geziyle ilgili açıklama yapan Topuz, Kürtlerle Türklerin arasında sorun olmadığını söyledi. Sorunun Kürtlerle devlet arasında olduğunu savunan Topuz, sorunun kaynağının ekonomik olduğunu kaydetti. Kürtlerin de diğer etnik gruplar gibi Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak her bakımdan eşit haklara sahipolmasına rağmen devletten soğuk ilgi gördüğünü savunan Topuz, birtakım bastırmaların ve kısıtlamalar nedeniyle sorunun ortaya çıktığını ileri sürdü. Bölgede din eksenli siyasetin örtülü bir şekilde ve özellikle CHP’yi suçlayıcı anlayışla sürdürüldüğünü belirten Topuz, "Bunları giderebilmek için de gizli ve örtülü yapılmakta olan bu çalışmaların şeffaflaştırılmasını sağlamak ve onlara karşı Cumhuriyet Halk Partisi’nin de görüşlerini ortaya koyabileceği demokratik ortam oluşturulması gerekir. Bütün bunların hepsinin asıl sebep olduğu ekonomik sorun. Belki de bu birinci sıradaki sorundur, ama ekonomik sorunların çözülmesi bu sorunların çözülmesindengeçtiği için bunlar daha büyük bir öncelik taşır. Ekonomik sorunlarla birlikte kimlik sorunu ve inanç üzerindeki baskı ve karalama politikalarına karşı bizim aydınlatıcı bir tavır koyma ihtiyacımız en temel sorun olarak görülüyor. CHP, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olmasıyla birlikte bu konularda hamle yapabilecek bir konuma geldi. Biz de kendi içimizde geçmişe dönük öz eleştiri yaparak yanlış yaptığımız şeyleri tespit edip, o yanlışlardan kurtulmak, doğru politikalar uygulamak gibidemokratik bir tavır içine girmemiz gerekiyordu. Bu genel başkan değişikliğiyle böyle bir ortam hazırlanmış oldu. Ankara’da çabalar sürdürülüyor" dedi.Bir gazetecinin Silivri’de tutuklu bulunan Ergenekon sanıklarının genel seçimlerde aday olup olmayacağı şeklindeki sorusunu cevaplandıran Topuz, "Bu gibi konular partinin yetkili organlarında konuşulur. Şu ana kadar böyle resmi bir boyutu yok ama olabilir. Olması sürpriz sayılmamalıdır. Çünkü Silivri’de yüzlerce kişi tutukludur ve onlar suçlanmaktadırlar. Bunların içerisinde çok suç işleyen vardır. Askeri harekete tevessül etmiş olanlar, faili meçhullerin sorumluları, işkence yapanlar bunların içerisindevardır ama bunların içerisinde tertemiz insanlar da vardır. Çünkü bu mahkemelerin kuruluş tarzı ve işleyişi çağdaş hukuk normlarıyla uyum göstermiyor. Burada hukuk kendi ölçüleri ve kurallarıyla işlemiyor. Burada kurunun yanında yaş da yanıyor. Dolayısıyla burada farklı nitelikte insanlar var. Bunlara toptancı olarak suçludur veya suçsuzdur diyemeyiz. Suçlularını bulup onların hakkında hukukun emrettiği önlemlerin alınmasının sağlanması gerekir. Bu arada haksızlık yapılan insanlara da bu grubun içerisindeayıklayarak ortaya çıkarmak, hukuk yollarını kullanarak onların hukuki haklarının verilmesini savunarak sahip çıkabiliriz. Bunlardan suçlu olmadığı konusunda emin olduklarımız varsa partinin yetkilileri izlerler ve gerekiyorsa onlardan milletvekili de seçilebilir. BDP’nin bazı milletvekilleri cezaevinden seçilmiştir. Başkaları da vardır. Yani biz suçluları değil, gerçekten suçsuz olduğuna inandığımız varsa onları aday göstermekte tereddüt etmeyiz" şeklinde konuştu. CHP Parti Meclis üyesi Perihan Sarı ise, bölgede yaşanan sorunun istihdam olanaklarının daraltılmasına bağlayarak, "Yörenin sorunlarını Ankara’dan biliyoruz. Burada yaşanan sorunların kaynağını uzunca bir zamandan beri bölgedeki istihdam olanaklarının daraltılmasından kaynaklandığını görüyoruz. Özelleştirme uygulamalarının Doğu ve Güneydoğu’daki iş olanaklarını yok ettiğini, insanların işsizliğe mahkum edilen politikalarla karşı karşıya kaldığını biliyoruz. Tekel örneği bunların en somutuydu. Tekel’deyaşanların Ankara’daki canlı tanıkları olduk. Benzer olayların önümüzdeki dönemde de yaşanacağı anlaşılıyor. Muş ve Bingöl’deki hayvancılığın desteklenmesi gerekirken buradaki tarıma destek verilmesi gerekirken var olan tarım işletmelerinin de yok edilmek istendiğini, buradaki girişimlerin bölge halkını mağdur edeceğini düşünüyoruz. Bu konuda da yerinde incelemeler yapmak istedik" şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
