Akyazı Baş Örtüsüne Özgürlük Platformu'ndan Chp'ye Tepki
Akyazı Baş Örtüsüne Özgürlük Platformu, baş örtüsü meselesini kendisinin çözeceğini ifade eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu dürüst ve tutarlı olmaya çağırdı.
Akyazı Başörtüsüne Özgürlük Platformu'nun düzenlediği 187. basın açıklaması, belediye parkı önünde yapıldı. Grup adına basın açıklamasını okuyan Mazlumder Akyazı Şube Başkanı Burhan Çimşit, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, miting meydanlarında hızını alamayarak baş örtüsü sorununu kendilerinin çözeceğini ilan ettiğini belirterek, "Son günlerde kirli bir oyun, hayır cephesinin donkişotluğunu yapmakta olan CHP ve onun yeni genel başkanı tarafından sergilenmektedir. Üstelik bu kirli oyunu daha önce
defalarca yaptıkları gibi Müslüman halkımızın en kutsal değerleri üzerinden sergilemeye çalışmaktadırlar. Bildiğiniz gibi CHP Genel Başkanı, miting meydanlarında hızını alamayarak baş örtüsü sorununu kendilerinin çözeceğini ilan etmektedir. Bir aldatmacayı, tüm topluma yönelik açık bir kandırmacıyı ifşa etmek, halkı boş vaatlerle aldatılmaya hazır aptal sürüsü sanan ikiyüzlü ve tutarsız politika çizgisini teşhir etmek için buradayız. Bu meydanda bugüne dek pek çok kez İslami kimliğimizin bir göstergesi, bir
yansıması olan baş örtüsüne yönelik dayatmalara, baskılara karşı kimliğimizi, inancımızı, haklarımızı savunmak ve bu zulmü protesto etmek için toplanmıştık. Bu kez CHP ikiyüzlülüğünün altını çizmenin de zamanı geldiğine inanıyoruz. CHP Genel Başkanı hiçbir özeleştiri yapmadan ve somut hiçbir program önermeden baş örtüsü sorununu kendilerinin çözeceğini tekrarlayıp durmakta. CHP Genel Başkanı baş örtüsü sorununu nasıl çözeceğini söylemiyor. Neden bu konuyu tam da referandum arifesinde gündeme getirdiği
sorusuna cevap vermiyor. Hatta baş örtüsü sorunundan ne anladığını dahi açıklamıyor. Ama soyut, içeriksiz ve alabildiğine de boş bir söylem şeklinde, 'Baş örtüsü sorununu biz çözeriz' nakaratını tekrar ediyor" iddialarında bulundu.
Çimşit, "temel felsefesi ve misyonu yasakçılık olan" bir partinin, seçim kaygılarıyla da olsa yasağa son vereceği vaadinde bulunmasının, halka şirin görünmek maksadıyla dahi olsa baş örtüsü yasağını savunamamasının sevindirici bir gelişme olduğunu belirterek, "Bununla birlikte dün zulmün giderilmesi için atılan adımlara sonuna kadar direnen, sınırlı özgürlük girişimlerini dahi püskürtmeye çalışan, Meclis'in büyük çoğunlukla kabul ettiği kısmen özgürlük sağlayan bir düzenlemeyi iptal ettirmek için yemeyip
içmeyip Anayasa Mahkemesi'ne koşan, gerek kamusal alanda gerekse de özel alanda başörtülü avına çıkan kadrolardan müteşekkil bir partinin, sırf lideri değiştiği için baş örtüsünün özgürlüğünü savunmaya başlaması, doğrusu bize hiç mi hiç inandırıcı gelmiyor. Acaba hangi Kılıçdaroğlu'nu dikkate almak daha doğru olur? Dün Meclis'in büyük çoğunlukla kabul ettiği üniversitelerde baş örtüsüne özgürlük getiren düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'nde iptal ettiren Kılıçdaroğlu'nu mu, yoksa bugün çocuk kandırırcasına
çözüm vaadinde bulunan Kılıçdaroğlu'nu mu? Kılıçdaroğlu'nun tutumu akla ister istemez mahalli seçimler öncesinde CHP'nin sabık genel başkanının 'çarşaf açılımı'nı getiriyor. Aynı tutarsızlık, aynı ilkesizlik ve aldatmaca" şeklinde konuştu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun doğal olarak sözcülüğünü üstlendiği bürokratik yapının aynen korunması ve yasakçı yargının saltanatının devam etmesi için referandumdan 'hayır' çıkması çabalarını yoğunlaştırdığını belirten Çimşit, "Garip olansa Kemal Kılıçdaroğlu'nun, despotik, yasakçı kurumsallaşmayı muhafaza kampanyasına baş örtüsünü de alet etmeye kalkışması. Doğrusu bunca yaşanmışlık ortada iken, bu ülkede hiç kimsenin bu tarz vaatleri ciddiye alacağını sanmıyoruz. Bununla birlikte buradan
Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin doğruluğuna, inandırıcılığına yönelik küçük bir test öneriyoruz. Buyursun Kemal Kılıçdaroğlu, sorun çözmeye, başörtülü öğrencilere indirimli ulaşım kartı vermekten kaçınan İzmir Büyükşehir Belediyesinin CHP'li Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun keyfi uygulamasından başlasın. Açıkça ayrımcılık içeren bu haksız, hukuksuz uygulamaya tavır alsın. Merdiven altında çalışan başörtülü genç kızlara çok üzüldüğünü söyleyen Kılıçdaroğlu, partilisi Aziz Kocaoğlu tarafından baş örtüsü
taktıkları için aşağılanan, indirimli ulaşım hakları gasp edilen genç kızlara yönelik vicdansız uygulamaya son verdirsin. Baş örtüsü zulmünün her adımında CHP zihniyetinin izlerini gören bizler Kemal Kılıçdaroğlu'nu dürüst davranmaya, tutarlı olmaya çağırıyoruz ve kendisine sesleniyoruz: Sen önce kendi evini temizle. Kılıçdaroğlu, sen önce git CHP' li belediye başkanına bu zulmün hesabını sor. Akyazı Başörtüsü Platformu olarak inancımızdan dolayı karşılaştığımız baş örtüsü yasağını nasıl büyük bir zulüm
olarak görüyorsak, halkımızı inandırıcılıktan uzak söylemlerle, vaatlerle kandırmaya çalışmayı ve aptal yerine koymayı da açık bir ahlaksızlık olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı.
defalarca yaptıkları gibi Müslüman halkımızın en kutsal değerleri üzerinden sergilemeye çalışmaktadırlar. Bildiğiniz gibi CHP Genel Başkanı, miting meydanlarında hızını alamayarak baş örtüsü sorununu kendilerinin çözeceğini ilan etmektedir. Bir aldatmacayı, tüm topluma yönelik açık bir kandırmacıyı ifşa etmek, halkı boş vaatlerle aldatılmaya hazır aptal sürüsü sanan ikiyüzlü ve tutarsız politika çizgisini teşhir etmek için buradayız. Bu meydanda bugüne dek pek çok kez İslami kimliğimizin bir göstergesi, bir
yansıması olan baş örtüsüne yönelik dayatmalara, baskılara karşı kimliğimizi, inancımızı, haklarımızı savunmak ve bu zulmü protesto etmek için toplanmıştık. Bu kez CHP ikiyüzlülüğünün altını çizmenin de zamanı geldiğine inanıyoruz. CHP Genel Başkanı hiçbir özeleştiri yapmadan ve somut hiçbir program önermeden baş örtüsü sorununu kendilerinin çözeceğini tekrarlayıp durmakta. CHP Genel Başkanı baş örtüsü sorununu nasıl çözeceğini söylemiyor. Neden bu konuyu tam da referandum arifesinde gündeme getirdiği
sorusuna cevap vermiyor. Hatta baş örtüsü sorunundan ne anladığını dahi açıklamıyor. Ama soyut, içeriksiz ve alabildiğine de boş bir söylem şeklinde, 'Baş örtüsü sorununu biz çözeriz' nakaratını tekrar ediyor" iddialarında bulundu.
Çimşit, "temel felsefesi ve misyonu yasakçılık olan" bir partinin, seçim kaygılarıyla da olsa yasağa son vereceği vaadinde bulunmasının, halka şirin görünmek maksadıyla dahi olsa baş örtüsü yasağını savunamamasının sevindirici bir gelişme olduğunu belirterek, "Bununla birlikte dün zulmün giderilmesi için atılan adımlara sonuna kadar direnen, sınırlı özgürlük girişimlerini dahi püskürtmeye çalışan, Meclis'in büyük çoğunlukla kabul ettiği kısmen özgürlük sağlayan bir düzenlemeyi iptal ettirmek için yemeyip
içmeyip Anayasa Mahkemesi'ne koşan, gerek kamusal alanda gerekse de özel alanda başörtülü avına çıkan kadrolardan müteşekkil bir partinin, sırf lideri değiştiği için baş örtüsünün özgürlüğünü savunmaya başlaması, doğrusu bize hiç mi hiç inandırıcı gelmiyor. Acaba hangi Kılıçdaroğlu'nu dikkate almak daha doğru olur? Dün Meclis'in büyük çoğunlukla kabul ettiği üniversitelerde baş örtüsüne özgürlük getiren düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'nde iptal ettiren Kılıçdaroğlu'nu mu, yoksa bugün çocuk kandırırcasına
çözüm vaadinde bulunan Kılıçdaroğlu'nu mu? Kılıçdaroğlu'nun tutumu akla ister istemez mahalli seçimler öncesinde CHP'nin sabık genel başkanının 'çarşaf açılımı'nı getiriyor. Aynı tutarsızlık, aynı ilkesizlik ve aldatmaca" şeklinde konuştu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun doğal olarak sözcülüğünü üstlendiği bürokratik yapının aynen korunması ve yasakçı yargının saltanatının devam etmesi için referandumdan 'hayır' çıkması çabalarını yoğunlaştırdığını belirten Çimşit, "Garip olansa Kemal Kılıçdaroğlu'nun, despotik, yasakçı kurumsallaşmayı muhafaza kampanyasına baş örtüsünü de alet etmeye kalkışması. Doğrusu bunca yaşanmışlık ortada iken, bu ülkede hiç kimsenin bu tarz vaatleri ciddiye alacağını sanmıyoruz. Bununla birlikte buradan
Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin doğruluğuna, inandırıcılığına yönelik küçük bir test öneriyoruz. Buyursun Kemal Kılıçdaroğlu, sorun çözmeye, başörtülü öğrencilere indirimli ulaşım kartı vermekten kaçınan İzmir Büyükşehir Belediyesinin CHP'li Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun keyfi uygulamasından başlasın. Açıkça ayrımcılık içeren bu haksız, hukuksuz uygulamaya tavır alsın. Merdiven altında çalışan başörtülü genç kızlara çok üzüldüğünü söyleyen Kılıçdaroğlu, partilisi Aziz Kocaoğlu tarafından baş örtüsü
taktıkları için aşağılanan, indirimli ulaşım hakları gasp edilen genç kızlara yönelik vicdansız uygulamaya son verdirsin. Baş örtüsü zulmünün her adımında CHP zihniyetinin izlerini gören bizler Kemal Kılıçdaroğlu'nu dürüst davranmaya, tutarlı olmaya çağırıyoruz ve kendisine sesleniyoruz: Sen önce kendi evini temizle. Kılıçdaroğlu, sen önce git CHP' li belediye başkanına bu zulmün hesabını sor. Akyazı Başörtüsü Platformu olarak inancımızdan dolayı karşılaştığımız baş örtüsü yasağını nasıl büyük bir zulüm
olarak görüyorsak, halkımızı inandırıcılıktan uzak söylemlerle, vaatlerle kandırmaya çalışmayı ve aptal yerine koymayı da açık bir ahlaksızlık olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı.