Beşiktaş - Belediyespor 0-2

Beşiktaş'ın İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında aldığı mağlubiyetin nedenlerini bir de Fuat Tuğlu'nun bakış açısından okuyun...

30 bin kişi vardı sanırım. Gırtlaklar patlayıncasıya haykırılıyordu; “Bu sene şampiyon görelim sizi!”. Tek istekleri Beşiktaş’ın ilk İnönü’deki ilk iç saha maçında bir galibiyet görebilmekti, olmadı… Maç öncesi kadro şokuyla hafif şüphenilen maç, hezimetle bitti Beşiktaş için.

Biliyorum, Necip-Bobo-Guti’nin oynatılmamasından tutun da, defansın önde kurulması geyiğine kadar onlarca neden var konuşulabilecek. Konuşulsun, elbette karşı değilim. “Daha ikinci haftadan” geyiğine de girecek değilim. Eleştiri her hafta olur… Evet Beşiktaş bariz kadro seçimi ve bazı taktiksel hatalardan dolayı kaybetti dün gece. Fakat eleştiri bombardıma arasında Schuster’i de anlamak lazım. Elindeki çok yabancılı kadroyu biran önce eksiltmesi için ciddi baskı var üzerinde ve bu adamın oyuncuları deneyebileceği bir mecra maalesef yok. İşin içindekiler daha iyi bilir, antreman perfromansıyla bu iş olmaz ancak sahada görmek lazım topçuyu. Daha ilk günden dediler ki resmi maçlar deneme tahtası değildir! Hocanın hazırlık maçı oynayacak zamanı mı vardı? Daha ilk haftadan Vikingur maçları oynanmadı mı? Yapacak bir şey yok, hoca takımı bu şekilde deneyecekti böyle de oldu. Kasıtlı eleştirilerin tuzağına düşmemek lazım. Bu ülke nice yetenekli teknik direktörleri yedi bitirdi. Bugün gazeteleri okuyorum ve daha ilk günden “malum isimlerin” Scuhster’i yemek için masaya oturuğunu görüyorum. Kabzımallığı beceremeyenler hoca katilliğini iyi beceriyorlar.

Ayrıca bu maçın tek sorumlusu olarak Schuster’i göstermek ne kadar doğru onu da bilmiyorum. “Beşiktaş’ın çocuğu” sıfatıyla tribünlere çağırılan Nihat Kahveci 2 yıldır kaleyi bulan 2 şut attı ve bu takımdan Türkiye’de hatta Avrupa’da birçok oyuncunun alamadığı inanılmaz paralar alıyor. Halen de her topun başına geçip egosunu tatmin etmeye çalışıyor. Dün gece sahada bir türlü göremedik kendisini. Nihat bence biraz soluklanmalı, ince ince düşünüp ondan sonra soyunmalı Beşiktaş kahramanlığına.

Şampiyonluk kaçmadı, Avrupa’dan elenilmedi, olağan bir kaza yapıldı, tek sıkıldığım nokta Beşiktaş taraftarının dün gece aşırı üzülmesi oldu. Ha bu arada Kartal’ın bu yıl nasıl iyi işlerle sezona başladığını en yakın iki rakibinin bir Beşiktaş mağlubiyetiyle sevinç birleşmesi yaşamasından da anlayabiliriz.

Son cümle de hakem triosu için. Geçen hafta Buca’da tokatlanan Beşiktaş bu hafta da verilmeyen kırmızı kartla yine aynı kadere razı oldu. Herkes yan hakeme yükleniyor ama bir türlü anlayamıyorum, orta hakem o pozisyonu nasıl göremez? Hadi yan hakem gördü ve el var diye uyardı. Orta hakem kırmızıyı nasıl es geçer? Sayın Fırat Aydınus’un Abdullah Avcı ile belli kişiler vasıtasıyla dostluğu olduğunu biliyoruz. Bari bunun hürmetine daha dikkatli olsaydınız…

Maçın adamı: Ricardo Bernardo Quaresma

Dün geceye damgasını vuran isim oydu sanırım Beşiktaş adına. O durgunluğun, o kötü futbolun, o hevessizliğin içinden sıyrılıp, geçirdi yine taraftarı kendinden. Tek başına mücadele etti desek yanlış olmaz. Kaybedilen dakikaların hesabını bir tek o sorabildi Hasagiç’den mesela. Beşiktaş kötüyken iyiyi yazmak zor geliyor ama Quaresma sonuna kadar hakediyor bu övgüleri.