Yargıçlar Ve Savcılar Birliği Başkanı Emine Ülker:
Yargıçlar Ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Emine Ülker Tarhan, "Başbakan bizi terör örgütünün yanına layık gördü
Yargıçlar Ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Emine Ülker Tarhan, "Başbakan bizi terör örgütünün yanına layık gördü. Onlara bakarsak. Anayasa değişikliğini savunanlar arasında, 13 yaşında bir kıza tacizi dahi yandaşı yapınca onaylayanlar var" dedi.
YARSAV Başkanı Tarhan, Atatürkçü Düşence Derneği (ADD) Antalya Kemer Şubesi tarafından düzenlenen '12 Eylül Anayasası ve Kuşatılmış Hukuk' adlı konferansına konuşmacı olarak katıldı. Tahran, Kemer Belediyesi Kültür Salonu'nda düzenlenen konferansta AK Parti hükümeti ve 12 Eylül referandumu ile bir dizi açıklamalarda bulundu. AK Parti hükümetinin ve 12 Eylül'de yapılacak referandum ile birlikte yeni Anayasa'nın yargıyı yok etmeye çalıştığını savunan Tarhan, "Biz başka ülkeden gelmedik bu toplumun halkın
çocuklarıyız. Yaptığımız iş, vatan borcu. Bu toplumun bir parçasıyız. Kendini bu ülkenin sahibi zannedenlerden, benim diyenlerden bu ülkeyi daha mı az seviyoruz? Aynı sorunları bizde paylaşıyoruz. Her konuda susmalı mıyız? 'Yargıçlar sadece kararlarıyla konuşsun' demek yargıç sonsuza kadar sussun mu demek. Bizler bu hukuku en iyi bilen her hücreye hiç yakınmadan hiçbir şikayetimiz olmadan gidenleriz. Ülkenin sahibiyiz diyenlerden daha da mı az seviyoruz? Başka ülkenin çocukları gibi zannettiriyorlar. Hiç
bir kimseye borcumuz da yok ve ayrımcılık da istemedik. Borcumuzu çalışarak ödüyoruz. Sınır boyunda keşif yaparken sadece raylar üzerinden yürüyerek sabahlara kadar hak dağıttık. Bizi terörden korumaya gelmiştir. Elini sıkmışsındır. Bizzat yaşadım, öğlen cenazesini kaldırdıklarımız oldu" dedi.
"BU SİYASAL İKTİDAR DÖNEMİNDE HER ŞEYİ TERSTEN ÖĞRENDİK"
Şimdiki iktidarın yargıya tahammül edemediğini öne süren Tarhan, "Bağımsız yargıya tahammül edemiyorlar. Bu siyasal iktidar döneminde her şeyi tersten öğrendik. Aslında demokratikleşme ve adaletten söz ederken ne söylemeye çalıştıklarını yaşayarak öğrendik. Örgütleme derken yok etmeden bahsediyorlardı. Bölmeden, örgütlenme, adalet derken zulümden, yargılama derken infazdan söz ediyorlardı. Aslında ne söylüyorlarsa tersten söylüyorlardı. Darbe anayasasını değiştireceğiz derlerken dehşetle irkilmemek
mümkün mü? Bu anayasa aslında darbe ruhunu güçlendirmek için yapılıyor. Toplu sözleşme değip grev yasağı getiriyorlar. Memur için örgütlenme sağlayacağız derken, örgütlenmeyi yok edip nefret ettiklerini gösteriyorlar. Yargı reformu derken güçler ayrılığına dayalı demokratik hukuk devletini yok etmek için ellerinden geleni yapacaklar" ifadesini kullandı.
" İKTİDAR SADECE 'ADLİYE PALACE'LER YAPTI"
Yeni Anayasa değişikliği ile Anayasa Mahkemesi'nde bulunan 17 üyenin 11 tanesinin hukukçu olmayabileceği belirten Tarhan, "Bugün Anayasa Mahkemesi başkanının hukukçu olmamasının neler yarattığını görüyoruz. Bunun 10 ile çarpıldığını bir düşünün. Bu iktidar sadece gösterişli adliyeler, 'adliye palace'ler yaptı. İdari kurulda çalışan yargıçlar Adalet Bakanı'na bağlıdır. Bu doğrumudur. Eğer yargı politikse gerçekten yani yargı bir partiye bağlanmışsa çok insan tutuklanır. Hatta o tutuklanırından haber
alınamazsınız. Nazi Almanya'sında, Stalin'de, milyonlarca insanın ölmesi emir-talimat ile çalışan yargının eseridir. Hitler soykırımında yaşananlar yargı denetiminden yoksun bir parti devletinin oluşmasıdır. Bizimde bunu yaşamamız için hiç bir güvencemiz yoktur" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'CHP, MHP, BDP ve YARSAV, terör örgütü hepsi bir araya toplanmışlar, kime karşı, milletin anayasasına evet diyenlere karşı' sözlerine cevap veren Tarhan, sözlerine şöyle devam etti:
"Başbakan meydanlarda YARSAV ve terör örgütü yan yanadır dedi ve belli bir düzleme oturttu. Bizi terör örgütünün yanına layık gördü ve hayali bir cephe yarattı. Birde onlara bakarsak bu değişikliği savunanlara. Bunlar cumhuriyetin kurucu değerlerine her gün saldıranlar. Hepsi birden hukuk eğitimi görmeden hukukçu olanlar var. Kürsüye oturmadan yargıç olanlar var. Neo mandacılar var. Getirilmek istenen padişahlığı savunanlar var. Anayasanın özellikle yargı bölümünde yapılacak değişikliği koro halinde
destekleyenlere dikkatlice bakarsak, bunlar Mustafa Yücel Özbilgin'i hedef gösterenler. Danıştay'ı kana bulayanları kutlayanlar. Bunlar 13 yaşında bir kıza tacizi dahi yandaşı yapınca onaylayanlar. Her gün Boğaziçi sırtlarından bu pakete, siyasi iktidara destek oluyorlar. Omuz veriyorlar. Verdikleri omuz tabii ki siyasi parti için değerli olabilir ama bizler için yargının emekçileri için değersiz bu destek."
(ÇY-ÖZ-Y)
YARSAV Başkanı Tarhan, Atatürkçü Düşence Derneği (ADD) Antalya Kemer Şubesi tarafından düzenlenen '12 Eylül Anayasası ve Kuşatılmış Hukuk' adlı konferansına konuşmacı olarak katıldı. Tahran, Kemer Belediyesi Kültür Salonu'nda düzenlenen konferansta AK Parti hükümeti ve 12 Eylül referandumu ile bir dizi açıklamalarda bulundu. AK Parti hükümetinin ve 12 Eylül'de yapılacak referandum ile birlikte yeni Anayasa'nın yargıyı yok etmeye çalıştığını savunan Tarhan, "Biz başka ülkeden gelmedik bu toplumun halkın
çocuklarıyız. Yaptığımız iş, vatan borcu. Bu toplumun bir parçasıyız. Kendini bu ülkenin sahibi zannedenlerden, benim diyenlerden bu ülkeyi daha mı az seviyoruz? Aynı sorunları bizde paylaşıyoruz. Her konuda susmalı mıyız? 'Yargıçlar sadece kararlarıyla konuşsun' demek yargıç sonsuza kadar sussun mu demek. Bizler bu hukuku en iyi bilen her hücreye hiç yakınmadan hiçbir şikayetimiz olmadan gidenleriz. Ülkenin sahibiyiz diyenlerden daha da mı az seviyoruz? Başka ülkenin çocukları gibi zannettiriyorlar. Hiç
bir kimseye borcumuz da yok ve ayrımcılık da istemedik. Borcumuzu çalışarak ödüyoruz. Sınır boyunda keşif yaparken sadece raylar üzerinden yürüyerek sabahlara kadar hak dağıttık. Bizi terörden korumaya gelmiştir. Elini sıkmışsındır. Bizzat yaşadım, öğlen cenazesini kaldırdıklarımız oldu" dedi.
"BU SİYASAL İKTİDAR DÖNEMİNDE HER ŞEYİ TERSTEN ÖĞRENDİK"
Şimdiki iktidarın yargıya tahammül edemediğini öne süren Tarhan, "Bağımsız yargıya tahammül edemiyorlar. Bu siyasal iktidar döneminde her şeyi tersten öğrendik. Aslında demokratikleşme ve adaletten söz ederken ne söylemeye çalıştıklarını yaşayarak öğrendik. Örgütleme derken yok etmeden bahsediyorlardı. Bölmeden, örgütlenme, adalet derken zulümden, yargılama derken infazdan söz ediyorlardı. Aslında ne söylüyorlarsa tersten söylüyorlardı. Darbe anayasasını değiştireceğiz derlerken dehşetle irkilmemek
mümkün mü? Bu anayasa aslında darbe ruhunu güçlendirmek için yapılıyor. Toplu sözleşme değip grev yasağı getiriyorlar. Memur için örgütlenme sağlayacağız derken, örgütlenmeyi yok edip nefret ettiklerini gösteriyorlar. Yargı reformu derken güçler ayrılığına dayalı demokratik hukuk devletini yok etmek için ellerinden geleni yapacaklar" ifadesini kullandı.
" İKTİDAR SADECE 'ADLİYE PALACE'LER YAPTI"
Yeni Anayasa değişikliği ile Anayasa Mahkemesi'nde bulunan 17 üyenin 11 tanesinin hukukçu olmayabileceği belirten Tarhan, "Bugün Anayasa Mahkemesi başkanının hukukçu olmamasının neler yarattığını görüyoruz. Bunun 10 ile çarpıldığını bir düşünün. Bu iktidar sadece gösterişli adliyeler, 'adliye palace'ler yaptı. İdari kurulda çalışan yargıçlar Adalet Bakanı'na bağlıdır. Bu doğrumudur. Eğer yargı politikse gerçekten yani yargı bir partiye bağlanmışsa çok insan tutuklanır. Hatta o tutuklanırından haber
alınamazsınız. Nazi Almanya'sında, Stalin'de, milyonlarca insanın ölmesi emir-talimat ile çalışan yargının eseridir. Hitler soykırımında yaşananlar yargı denetiminden yoksun bir parti devletinin oluşmasıdır. Bizimde bunu yaşamamız için hiç bir güvencemiz yoktur" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'CHP, MHP, BDP ve YARSAV, terör örgütü hepsi bir araya toplanmışlar, kime karşı, milletin anayasasına evet diyenlere karşı' sözlerine cevap veren Tarhan, sözlerine şöyle devam etti:
"Başbakan meydanlarda YARSAV ve terör örgütü yan yanadır dedi ve belli bir düzleme oturttu. Bizi terör örgütünün yanına layık gördü ve hayali bir cephe yarattı. Birde onlara bakarsak bu değişikliği savunanlara. Bunlar cumhuriyetin kurucu değerlerine her gün saldıranlar. Hepsi birden hukuk eğitimi görmeden hukukçu olanlar var. Kürsüye oturmadan yargıç olanlar var. Neo mandacılar var. Getirilmek istenen padişahlığı savunanlar var. Anayasanın özellikle yargı bölümünde yapılacak değişikliği koro halinde
destekleyenlere dikkatlice bakarsak, bunlar Mustafa Yücel Özbilgin'i hedef gösterenler. Danıştay'ı kana bulayanları kutlayanlar. Bunlar 13 yaşında bir kıza tacizi dahi yandaşı yapınca onaylayanlar. Her gün Boğaziçi sırtlarından bu pakete, siyasi iktidara destek oluyorlar. Omuz veriyorlar. Verdikleri omuz tabii ki siyasi parti için değerli olabilir ama bizler için yargının emekçileri için değersiz bu destek."
(ÇY-ÖZ-Y)