Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Kahramanmaraş'ta
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 12 Eylül'de yapılacak referandumdan "Evet" çıkması halinde verilecek mesajın, "Bu ülkede Anayasa'yı benim seçtiğim Meclis'teki vekillerim yapar, başka hiç kimse değil
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 12 Eylül'de yapılacak referandumdan "Evet" çıkması halinde verilecek mesajın, "Bu ülkede Anayasa'yı benim seçtiğim Meclis'teki vekillerim yapar, başka hiç kimse değil. Otoritesi kendisinden menkul hiç kimse vesayet görüntüsü adı altında Anayasa yapamaz" anlamı taşıyacağını söyledi.
Bakan Davutoğlu, Kahramanmaraş ziyaretinin son bölümünde Memur-Sen tarafından düzenlenen "Türkiye'nin dış ilişkileri ve referandum" adlı konferansa katıldı. Burada sendika üyelerine seslenen Davutoğlu yapılan anayasa değişikliğini anlattı.
Türkiye'de güvenlik alanının tahkim edilmesi için özgürlükler noktasında gidilecek daralmaların hiçbir fayda getirmeyeceğini kaydeden Davutoğlu, "Aksine insanımız ne kadar özgürlük alanına sahip olursa, fikirlerini düşüncelerini ne kadar iyi ifade edebilirse, ne kadar özgürce öğüt verebilirse, sesini yükseltebilirse, bu ses Türkiye'nin siyasi sistemini çok daha güçlü kılar. Onun için terör gibi terör belası gibi güvenliğimizi tehdit eden belalara karşı en şiddetli güvenlik tedbirlerini almakla
sorumluyuz. Ama bu güvenlik tedbirleri benim insanımın özgürlükleri pahasına olmamalı. İkisi bir arada tenakuz içinde olmamalı. Çünkü eğer özgürlük adına güvenliği feda edersek anarşi doğar, güvenlik adına özgürlüğü feda edersek diktatörlük rejimleri doğar. Birçok başka ülkede bu oldu. Bizim idealimiz ikisini birden gerçekleştirmektir. Bu millet kendi kendisini idare etme becerisini, başarısını tecrübesini asırlardır tecrübe etmiş bir millettir. Bundan sonra da siyasi alanda gerçekten milli iradesine sahip
çıkacak bir yapıya sahiptir" dedi.
Bakan Davutoğlu, ülkelerin ne kadar stratejik vizyon geliştirse de, çok sağlam ekonomiler kursa da, millet iradesine sahip olmayan bir anayasa ile bu oluşumları muhafaza etmesinin mümkün olamayacağını ifade etti. Türkiye tarihinin de çeşitli sebeplerle milli iradeye müdahalelerle olduğunu kaydeden Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyanın en geniş stratejik vizyonunu geliştirebilirsiniz vaktinde benim akademisyen olarak yapmaya çalıştığım gibi. Teorik olarak. Bunu uygulamaya çalışabilirsiniz. Hatta çok sağlam ekonomilerde kurabilirsiniz. Ama bu yapılar ve bu vizyon eğer milli iradeye dayanmıyorsa, kalıcı ve sürekli olamaz. Onları kalıcı ve sürekli kılacak tek şey milli iradenin baki olmasıdır. Milli iradenin nihai otorite olmasıdır. Yakın tarihimiz milli iradeye şu veya bu şekilde müdahalelerin maalesef yol açtığı yaralarla yol
açtığı ızdıraplarla dolu bir tarihtir aynı zamanda. Bizim şu anda yapmamız gereken gür bir sesle bu milli iradeye sahip çıkmaktır."
Türk halkının milli iradeye sahip çıkmak için 12 Eylül referandumunun bir şans olduğunu kaydeden Davutoğlu, otoritesi kendisinden menkul hiç kimsenin vesayet görüntüsü adı altında anayasa yapamayacağını belirtti. Anayasa hazırlıklarının yapıldığı süreçte yapılan yorumları da eleştiren Davutoğlu, "Bu meclis anayasa yapamaz" ifadelerinin de millet iradesini acziyet içerisinde saymak düşüncesini taşıdığını savundu. Davutoğlu sözlerini şöyle tamamladı:
"Evet bizim ilk Anayasa tecrübemiz 19. yüzyılda Senedi İttifak'ı saymazsak 1876 Yeşkilatı Esasi'dir. O günden bu yana Anayasa tecrübesi yaşıyoruz. Birçok bu konuda mesafeler katettik. Ancak maalesef milletin iradesiyle seçilmiş Meclis'in ortaya koyduğu bir Anayasa tam teşekküllü, bu anlamda tam teşekküllü bir Anayasa'ya sahip olamadık. Hep olağanüstü şartlarda anayasalarımız yazıldı. Anayasa bir toplumun burada da ifade edildiği gibi toplumsal sözleşmesidir. Yani sizlerin devletle sözleşmesidir. O zaman
nihai karar verici sizsiniz. Veya sizin adınıza TBMM'de gönderdiğiniz temsilcilerdir. Bu Anayasa reformu ile ilgili çalışmalar yapıldığında gerçekten çok talihsiz ifadeler kullanıldı. Dendi ki, 'Bu Meclis anayasa yapamaz.' Aslında o Meclis'in acziyetine dönük bir ifade değildi. Millete bir acziyet ifade etmekti. Bu milletin iradesi Meclis'te tecessüm eder. Ve bütün Türkiye Büyük Millet Meclisleri bundan sonra millet adına anayasa yapma yetkisine sahiptir. Onun için 12 Eylül'de yapılacak referandum bir
anlamda gür sesle şunu söylemektir, 'bu ülkede Anayasa'yı benim seçtiğim Meclis'teki vekillerim yapar. Başka hiç kimsedeğil. Otoritesi kendisinden menkul hiç kimse vesayet görüntüsü adı altında Anayasa yapamaz."
Vali Mehmet Niyazi Tanılır, TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekilleri Prof. Dr. Mehmet Sağlam, Cafer Tatlıbal, Veysi Kaynak, Belediye Başkanı Mustafa Poyraz ve çok sayıda ilgilinin katıldığı konferansın sonunda Memur-Sen Şube Başkanı Alparslan Alkış günün anısına Bakan Davutoğlu'na ceviz oyma sandık hediye etti.
Davutoğlu daha sonra karayolu ile kentten ayrıldı.
Bakan Davutoğlu, Kahramanmaraş ziyaretinin son bölümünde Memur-Sen tarafından düzenlenen "Türkiye'nin dış ilişkileri ve referandum" adlı konferansa katıldı. Burada sendika üyelerine seslenen Davutoğlu yapılan anayasa değişikliğini anlattı.
Türkiye'de güvenlik alanının tahkim edilmesi için özgürlükler noktasında gidilecek daralmaların hiçbir fayda getirmeyeceğini kaydeden Davutoğlu, "Aksine insanımız ne kadar özgürlük alanına sahip olursa, fikirlerini düşüncelerini ne kadar iyi ifade edebilirse, ne kadar özgürce öğüt verebilirse, sesini yükseltebilirse, bu ses Türkiye'nin siyasi sistemini çok daha güçlü kılar. Onun için terör gibi terör belası gibi güvenliğimizi tehdit eden belalara karşı en şiddetli güvenlik tedbirlerini almakla
sorumluyuz. Ama bu güvenlik tedbirleri benim insanımın özgürlükleri pahasına olmamalı. İkisi bir arada tenakuz içinde olmamalı. Çünkü eğer özgürlük adına güvenliği feda edersek anarşi doğar, güvenlik adına özgürlüğü feda edersek diktatörlük rejimleri doğar. Birçok başka ülkede bu oldu. Bizim idealimiz ikisini birden gerçekleştirmektir. Bu millet kendi kendisini idare etme becerisini, başarısını tecrübesini asırlardır tecrübe etmiş bir millettir. Bundan sonra da siyasi alanda gerçekten milli iradesine sahip
çıkacak bir yapıya sahiptir" dedi.
Bakan Davutoğlu, ülkelerin ne kadar stratejik vizyon geliştirse de, çok sağlam ekonomiler kursa da, millet iradesine sahip olmayan bir anayasa ile bu oluşumları muhafaza etmesinin mümkün olamayacağını ifade etti. Türkiye tarihinin de çeşitli sebeplerle milli iradeye müdahalelerle olduğunu kaydeden Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyanın en geniş stratejik vizyonunu geliştirebilirsiniz vaktinde benim akademisyen olarak yapmaya çalıştığım gibi. Teorik olarak. Bunu uygulamaya çalışabilirsiniz. Hatta çok sağlam ekonomilerde kurabilirsiniz. Ama bu yapılar ve bu vizyon eğer milli iradeye dayanmıyorsa, kalıcı ve sürekli olamaz. Onları kalıcı ve sürekli kılacak tek şey milli iradenin baki olmasıdır. Milli iradenin nihai otorite olmasıdır. Yakın tarihimiz milli iradeye şu veya bu şekilde müdahalelerin maalesef yol açtığı yaralarla yol
açtığı ızdıraplarla dolu bir tarihtir aynı zamanda. Bizim şu anda yapmamız gereken gür bir sesle bu milli iradeye sahip çıkmaktır."
Türk halkının milli iradeye sahip çıkmak için 12 Eylül referandumunun bir şans olduğunu kaydeden Davutoğlu, otoritesi kendisinden menkul hiç kimsenin vesayet görüntüsü adı altında anayasa yapamayacağını belirtti. Anayasa hazırlıklarının yapıldığı süreçte yapılan yorumları da eleştiren Davutoğlu, "Bu meclis anayasa yapamaz" ifadelerinin de millet iradesini acziyet içerisinde saymak düşüncesini taşıdığını savundu. Davutoğlu sözlerini şöyle tamamladı:
"Evet bizim ilk Anayasa tecrübemiz 19. yüzyılda Senedi İttifak'ı saymazsak 1876 Yeşkilatı Esasi'dir. O günden bu yana Anayasa tecrübesi yaşıyoruz. Birçok bu konuda mesafeler katettik. Ancak maalesef milletin iradesiyle seçilmiş Meclis'in ortaya koyduğu bir Anayasa tam teşekküllü, bu anlamda tam teşekküllü bir Anayasa'ya sahip olamadık. Hep olağanüstü şartlarda anayasalarımız yazıldı. Anayasa bir toplumun burada da ifade edildiği gibi toplumsal sözleşmesidir. Yani sizlerin devletle sözleşmesidir. O zaman
nihai karar verici sizsiniz. Veya sizin adınıza TBMM'de gönderdiğiniz temsilcilerdir. Bu Anayasa reformu ile ilgili çalışmalar yapıldığında gerçekten çok talihsiz ifadeler kullanıldı. Dendi ki, 'Bu Meclis anayasa yapamaz.' Aslında o Meclis'in acziyetine dönük bir ifade değildi. Millete bir acziyet ifade etmekti. Bu milletin iradesi Meclis'te tecessüm eder. Ve bütün Türkiye Büyük Millet Meclisleri bundan sonra millet adına anayasa yapma yetkisine sahiptir. Onun için 12 Eylül'de yapılacak referandum bir
anlamda gür sesle şunu söylemektir, 'bu ülkede Anayasa'yı benim seçtiğim Meclis'teki vekillerim yapar. Başka hiç kimsedeğil. Otoritesi kendisinden menkul hiç kimse vesayet görüntüsü adı altında Anayasa yapamaz."
Vali Mehmet Niyazi Tanılır, TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekilleri Prof. Dr. Mehmet Sağlam, Cafer Tatlıbal, Veysi Kaynak, Belediye Başkanı Mustafa Poyraz ve çok sayıda ilgilinin katıldığı konferansın sonunda Memur-Sen Şube Başkanı Alparslan Alkış günün anısına Bakan Davutoğlu'na ceviz oyma sandık hediye etti.
Davutoğlu daha sonra karayolu ile kentten ayrıldı.