Kürt siyasetçi Güçlü: Olayların referandumla ilişkili olduğunu düşünüyorum (Özel)
Hatay'ın Dörtyol ilçesinde terör örgütü PKK tarafından yapılan saldırıda 4 polisin şehit edilmesini değerlendiren Kürt siyasetçi İbrahim Güçlü, yaşana
Cihan Haber Ajansı muhabirine konuşan Güçlü, Türkiye'de yaşanan olayların çok köklü nedenleri olduğunu vurguladı. Sorunun önemli kaynaklarından birisinin Kürt sorununun çözülmemiş olduğunu dile getiren Güçlü, demokrasinin, demokratikleşmenin yerli yerine oturmadığını, iktidarda askeri vesayetin söz konusu olduğunu belirtti.
Her dönemde yaşanan olayların kendine özgü nedenleri bulunduğunu anlatan Güçlü, "Bu dönemde olup bitenlerin referandumla ilişkili olduğunu düşünüyorum. Referandum askeri vesayetin en azından sınırlandırılması anlamına geliyor. Demokratik güçler, askeri vesayetin sona ermesini istiyor. Bir de askeri vesayetin sona ermesine karşı olan güçler var. CHP, MHP, BDP bir yanda. Ama esas olarak da tayin edici unsurun derin devlet olduğunu düşünüyorum. Bugün Ergenekon olarak ifade ediliyor, dün kontrgerilla olarak ifade ediliyordu. Bütün bu gelişmeler, özellikle Kürt meselesini de kullanarak, Kürt meselesi üzerinde şu anda adına hareket eden PKK ve BDP'yi de yanına alarak referandumla bir ilişkisi olduğunu düşünüyorum." dedi.
"İNSANLARIN SANDIĞA GİTMESİ ENGELLENMEYE ÇALIŞILIYOR"
"Karışıklık çıkarılarak PKK üzerinden insanların sandığa gitmesi engellenmeye mi çalışılıyor?" şeklindeki bir soruya ise Güçlü, "Referandumla ilişkisi var derken bunu söylemek istiyorum. Bir hayır ve boykot tutumu var. Hatta tabi son zamanlarda boykot tutumunun yanlış olduğu konusunda BDP'de bir çark etmenin söz konusu olacağını düşünüyorum. Çünkü Öcalan'ın son günlerde bir açıklaması var. Boykotun sonuçta evete hizmet edeceğini tespit etmiş durumdalar. Bu anlamda boykot, çok fazla bir hayıra karşı düşmüyor. Referandumda evet çıkması engellenmeye çalışılıyor." karşılığını verdi.
Yüzeysel olarak bakıldığında Hatay'ın Dörtyol ilçesine BDP'nin gitmesi gerektiğini belirten Güçlü, şöyle devam etti: "Tabi yüzeysel baktığımız zaman şundan dolayıdır; 'işte bir onur, bizim insanlarımıza karşı bir saldırı var, çok ideal ve insani nedenlerden dolayı bizim de onların yanına gitmemiz gerekli falan.' Tabii ki bunlar çok masumane açıklamalardır. Ama bunun arka planının çok masumane olmadığını, sağduyulu olan insanların 'tamam, biz yine insanlarımıza destek oluruz ama illa da bugün gitmemiz gerekmiyor' diyebilirlerdi, gitmeyebilirlerdi. Ama bence buna onları zorlayan bir gücün olduğunu düşünüyorum. Arkada bir güç var, onun için bu olaylar bir merkezden yönetiliyor. Çok tesadüfü değildir. Bu merkezden yönetilirken, hareket halinde olan güçleri kullanacaklardır. Birisi 12 Eylül rejiminin ürünü olan PKK'dır."
Asıl meselenin referandumu anlamsız hale getirmek olduğunu vurgulayan Güçlü, insanların yine sandığa gideceğini ama bıkkınlık yaratacağını söyledi. Güçlü, "Ne olacak bu, zaten referandum. Bir şeye de değmez; evet olsa ne, hayır olsa ne? Sonuçta zihniyet devrimine yol açabilecek olan böyle bir sürecin engellenmesi olduğunu düşünüyorum. Bir yanda BDP, PKK var, bir yanda da MHP yandaşı güçler gördük. Aynı merkezden yönetilmesine rağmen nitelik olarak çok farklı iki güç olmasına rağmen, aynı amaçla birleştiklerini çok rahatlıkla görebiliyoruz. Bu boyutu da ihmal etmemek gerekiyor." şeklinde konuştu.
