Antalya'da Medya Mensupları İçin Ab Semineri
Antalya'daki Medya Mensupları İçin AB Semineri'ne katılan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Evlat acısının milliyeti, dini, ideolojisi olmaz, evlat acısı her anne için yürek yakar" dedi.
Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreterliği tarafından düzenlenen Avrupa Birliği Eğitim Seminerleri kapsamında Medya Mensupları İçin AB Semineri Antalya Dedeman Otel'de başladı. Bakan Bağış, Avrupa Parlamentosu eski Başkanı ve Avrupa Hareketi Başkanı Pax Cox, Avrupa Birliği Genel Sekreteri Volkan Bozkır, öğretim üyeleri ve medya temsilcilerinin katıldığı seminerin açılış konuşmasına sinevizyonda gösterilen Doğa İçin Çal grubunun seslendirdiği 'Uzun İnce Bir Yoldayım' türküsü eşliğinde başladı.
"Rahmetli Turgut Özal, Türkiye'nin AB adaylık statüsünü aldığında, bu süreç için 'uzun ince bir yol' demişti" diyen Bakan Bağış, klipte Türkiye'nin tüm renklerinin, farklı coğrafyalarının, etnik ve inanç gruplarının, farklı siyasi fikirlerinin temsil edildiğini ve seminerin açılışını 'Türkiye'nin uzun ince yolu' ile ilgili bu kliple açmayı uygun gördüklerini söyledi.
EKSEN TARTIŞMALARI VE TERÖR OLAYLARI
Türkiye'nin, BM Güvenlik Konseyinde İran'a ek yaptırımlar uygulanmasına hayır oyu vermesinin, Türkiye'nin dış politikasında eksen kaymasının göstergesi olarak algılayanlar bulunduğunu söyleyen Bağış, Gazze'ye insani yardım götürmek için yola çıkan konvoya, uluslararası sularda, tamamen hukuka aykırı bir şekilde müdahale edilmesi sonrası gösterilen tepkinin de eksen kayması olarak algılandığını söyledi. Bağış, Gazze'ye yola çıkan yardım konvoyuna yapılan hukuka aykırı saldırı sonucu 9 kişinin hayatını
kaybettiğini hatırlatarak, "9 kişi Fransız, Alman, Rus olsaydı sessiz mi kalınacaktı?" dedi.
Türkiye'nin yönünün, rotasının batıya olduğunu belirten Bağış, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun seçildiği konumun da Türkiye'nin rotasını net ortaya koyduğunu bildirdi. Terör olaylarına da değinen Bağış, şunları söyledi:
"Maalesef ülkemizin içerisinden geçtiği gergin dönemde terör olaylarında da bir artış görüldü. Terörle ilgili yaşanan olaylar ve yapılan bazı açıklamaların çarptırıldığını da gördük. Hiçbir anne evladının kötü bir geleceğe sahip olmasını istemez. Hiçbir anne oğlunun dağa çıkmasını, Mehmetçiğe silah sıkmasını istemez. Her anne baba evladının mutlu bir geleceğe sahip olmasını arzu eder ama maalesef geçmişten gelen hatalar nedeniyle her aile bu dileklerine kavuşamadı. Tabii ki dağa çıkıp ekmeğini yediği
ülkenin askerine silah çekmeye kalkana, terörist olmayı arzu edene devlet gerektiği gibi cevap verecektir. Ama yaşla kuruyu da ayırt edebilmek devletin görevidir. Geçmişte o anne babaların çağrıları ile evlatlarını bu girdaptan kurtarabildiklerine şahit olduk. Dağa çıkmış evlatların geri dönmesine, annelerin feryadının imkan tanıdığına hep beraber şahit olduk. Bazı gençlerin o kötü yola, o girdaba, o teröre, terör istismarına malzeme olmaması için anne ve babaların çağrılarını gördük. İşte bizim
yaptığımız çağrılar bu anne ve babalaradır. Evlat acısının milliyeti, dini, ideolojisi olmaz. Evlat acısı her anne için yürek yakar. Hiçbir ailenin ocağına ateş düşmemesi için bu ülkenin huzur içerisinde kardeşlik içerisinde yaşaması için bizim de bir takım çağrılarımız oldu."
Bakan Bağış, Mevlana'nın "Dünle beraber gitti cancağızım düne ait ne kadar söz varsa. Şimdi yeni bir gün, şimdi yeni bir şeyler söylemek lazım" sözünü hatırlatarak, "Mevlana'nın dediği gibi 'Yeni şeyler söylemek lazım'. Gün birlik ve beraberlik günüdür" şeklinde konuşmasını tamamladı.
"Rahmetli Turgut Özal, Türkiye'nin AB adaylık statüsünü aldığında, bu süreç için 'uzun ince bir yol' demişti" diyen Bakan Bağış, klipte Türkiye'nin tüm renklerinin, farklı coğrafyalarının, etnik ve inanç gruplarının, farklı siyasi fikirlerinin temsil edildiğini ve seminerin açılışını 'Türkiye'nin uzun ince yolu' ile ilgili bu kliple açmayı uygun gördüklerini söyledi.
EKSEN TARTIŞMALARI VE TERÖR OLAYLARI
Türkiye'nin, BM Güvenlik Konseyinde İran'a ek yaptırımlar uygulanmasına hayır oyu vermesinin, Türkiye'nin dış politikasında eksen kaymasının göstergesi olarak algılayanlar bulunduğunu söyleyen Bağış, Gazze'ye insani yardım götürmek için yola çıkan konvoya, uluslararası sularda, tamamen hukuka aykırı bir şekilde müdahale edilmesi sonrası gösterilen tepkinin de eksen kayması olarak algılandığını söyledi. Bağış, Gazze'ye yola çıkan yardım konvoyuna yapılan hukuka aykırı saldırı sonucu 9 kişinin hayatını
kaybettiğini hatırlatarak, "9 kişi Fransız, Alman, Rus olsaydı sessiz mi kalınacaktı?" dedi.
Türkiye'nin yönünün, rotasının batıya olduğunu belirten Bağış, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun seçildiği konumun da Türkiye'nin rotasını net ortaya koyduğunu bildirdi. Terör olaylarına da değinen Bağış, şunları söyledi:
"Maalesef ülkemizin içerisinden geçtiği gergin dönemde terör olaylarında da bir artış görüldü. Terörle ilgili yaşanan olaylar ve yapılan bazı açıklamaların çarptırıldığını da gördük. Hiçbir anne evladının kötü bir geleceğe sahip olmasını istemez. Hiçbir anne oğlunun dağa çıkmasını, Mehmetçiğe silah sıkmasını istemez. Her anne baba evladının mutlu bir geleceğe sahip olmasını arzu eder ama maalesef geçmişten gelen hatalar nedeniyle her aile bu dileklerine kavuşamadı. Tabii ki dağa çıkıp ekmeğini yediği
ülkenin askerine silah çekmeye kalkana, terörist olmayı arzu edene devlet gerektiği gibi cevap verecektir. Ama yaşla kuruyu da ayırt edebilmek devletin görevidir. Geçmişte o anne babaların çağrıları ile evlatlarını bu girdaptan kurtarabildiklerine şahit olduk. Dağa çıkmış evlatların geri dönmesine, annelerin feryadının imkan tanıdığına hep beraber şahit olduk. Bazı gençlerin o kötü yola, o girdaba, o teröre, terör istismarına malzeme olmaması için anne ve babaların çağrılarını gördük. İşte bizim
yaptığımız çağrılar bu anne ve babalaradır. Evlat acısının milliyeti, dini, ideolojisi olmaz. Evlat acısı her anne için yürek yakar. Hiçbir ailenin ocağına ateş düşmemesi için bu ülkenin huzur içerisinde kardeşlik içerisinde yaşaması için bizim de bir takım çağrılarımız oldu."
Bakan Bağış, Mevlana'nın "Dünle beraber gitti cancağızım düne ait ne kadar söz varsa. Şimdi yeni bir gün, şimdi yeni bir şeyler söylemek lazım" sözünü hatırlatarak, "Mevlana'nın dediği gibi 'Yeni şeyler söylemek lazım'. Gün birlik ve beraberlik günüdür" şeklinde konuşmasını tamamladı.