Ak Parti Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem:
AK Parti Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem, terör örgütü PKK'nın eylemlerini '29
AK Parti Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem, terör örgütü PKK'nın eylemlerini '29. Kürt isyanı' diye niteleyen BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız'a tepki göstererek, "TBMM çatısı altında her haktan istifa edeceksin, ondan sonra da Türkiye Cumhuriyeti'nin altını bölücülerle birlikte oyacaksın. Dünyada böyle bir şey var mı? O zaman milletvekilliği kisvesinden çıksın, PKK safına geçsin" dedi.
Meclis'te gazetecilerin sorularını cevaplayan CHP Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük, 'Tarihte 28 kez Kürt isyanı oldu, bu da 29. isyan' diyen BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız'ın haddini aştığını söyledi. Küçük, 8 yıldır iktidar olan AK Parti'nin bu konuda hiçbir bahanesi kalmadığını ifade etti. Açılım gibi ne olduğu belli olmayan söylemlerin bu işi daha da azdırdığını savunan Küçük, bu konuda derhal etkili bir politika belirlenmesi gerektiğini söyledi. Bunun bir isyan değil terör hareketi olduğunu
vurgulayan Küçük, isyan diye nitelenen olayları kimin kışkırttığını Başbakan'dan öğrenmek istediklerini dile getirdi. Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'in, 'Genelkurmay'dan tatmin edici bir açıklama bekliyorum' sözlerini de değerlendiren Küçük, Meclis Başkanı'nın bu açıklamayı kamuoyu önünde istemesinin son derece yanlış olduğunu söyledi. Meclis Başkanı'nın Türkiye'nin ikinci adamı olduğunu ifade eden Küçük, "Böyle bir talebi varsa bunun uygun ortamları vardır. Bunu uygun mekanlarda ve zeminlerde sorup,
öğrenip milletin bu konudaki merakını gidermek görevi vardır. Bunu Genelkurmay Başkanı'na, yapacakları görüşmeler içinde sorar ve uygun bir şekilde Türk milletine açıklar" şeklinde konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, olayda kafa karıştıran bazı soruların bulunduğunu ifade ederek, terörist unsurların Kuzey Irak'tan birliğin burnunun dibine kadar geldiğini ve bu konuda istihbarat alınamadığını belirtti. Başbakan Erdoğan'ın, PKK'nın taşeron olarak kullanıldığını söylediğine işaret eden Ersin şöyle konuştu:
"Başbakan'ın bildiği şeyler varsa, taşeron olarak kullanan dış güçlere karşı neden bir mücadele içine girmiyor. İsrail'e karşı dünyayı ayağa kaldırdı. Her gün askerlerimizi şehit eden PKK'yı taşeron olarak kullanan dış güçlere karşı aktif bir duruş göstermiyor. Dünyayı ayağa kaldırması lazım. Gerçekten PKK'yı taşeron olarak kullanan dış güçler varsa ve Başbakan elindeki istihbaratı değerlendirerek bu kanaate vardıysa açıklasın, biz de bilelim. Bu dış güçlere karşı milletçe tavır alalım. Karnından
konuşmaya gerek yok."
Ersin, Meclis Başkanı Şahin'in açıklamaları için ise, "Meclis Başkanı'na yakışan bir tavır değil. Hükümeti aklayarak doğrudan Genelkurmay'ı hedef alması, Başbakan'ın memuru olduğunu söylediği Genelkurmay'ı hedef alması ve Genelkurmay üzerinden TSK'yı hedef yapması çok yanlış. Kurumun başındaki kişileri aklayarak terörden memuru sorumlu tutmak doğru değil. Çok ayıp etti. Ulusal birliğe ihtiyacımızın olduğu bir günde bile sorumsuzluk örneği göstermiştir" değerlendirmesini yaptı.
MHP Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın da, terörle mücadelede muhatap alınması gereken kurumun AK Parti iktidarı olduğunu, yetkisi olmayan insanların muhatap alınmasını doğru bulmadığını belirterek, BDP'yi Yıldız'ın açıklamalarına cevap vermedi. Bu toprakları vatan olarak muhafaza etmenin her zaman bir bedeli olacağını vurgulayan Yalçın, "Zaman zaman şehit vermek, zaman zaman mücadele vermek, sakatlanmak, gazi olmak olur. Bundan bir yanlışlık yok. Bu milleti büyük kılan çocuğunu kaybetmiş bir anne babanın,
'bir çocuğum daha var, onu da göndereyim' diyebilme büyüklüğüdür. Fakat bu vatan için en değerli varlığını kaybeden insanlarımız çocuklarının şehit olduğuna üzülmüyorlar ama onların canlarını ortaya koyarak verdikleri mücadele siyasi iktidar tarafından laubalileştirildiği için tepki gösteriyorlar. Can kaybını anlamlı kılan bu vatanın varlığına, birliğine, siyasi iktidarın da canlarını ortayla koyanlar kadar hassas olduğunu anladığımızda yüreğimiz ferahlar" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın 'PKK taşeron' sözlerini de değerlendiren Yalçın, "Başbakan'ın beyanını doğru kabul edersek, kime taşeronluk yapıyorsa, taşeronluk yaptığı devletse o devleti bulup bunun bedelini ödetmek gerekir" dedi.
AK Parti Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem de bu milletin artık karakol baskınından bıktığını, karakolların gerekiyorsa kale gibi olması gerektiğini vurguladı. Erdem, "Bu böyle gitmez. Yeni bir takım tedbirlerin alınması lazım. Millet artık yavaş yavaş söylenmeye başlayacak. Başarısızlık gibi algılamalar olacak. Bu daha tehlikeli bir durum" dedi.
Devletle problemi olmayan Kürt vatandaşlarla bölücüleri ve PKK'nın yandaşlarını birbirinden ayırmak gerektiğini dile getiren Erdem, Parlamento çatısı altında hiçbir milletvekilinin bu ülkenin altını oyamayacağını söyledi. En demokratik ülkelerde bile bunu yaptırmayacaklarını ifade eden Erdem, bu nedenle BDP milletvekillerinin de kendilerine gelmesi gerektiğini kaydetti. Bir BDP milletvekilinin, adeta PKK yandaşı gibi beyanat verdiğine işaret eden Erdem şöyle konuştu:
"Bunun da tedbirleri alınmalıdır. Gerekiyorsa terörü destekleyen milletvekiliyse dokunulmazlığını kaldırıp gerekli işlemin yapılması lazım. Devletin hoşgörüsüyle bu iş çözülmez. Bu ülkeye silah çevirmiş olanlara çok sert, vatandaşlarımıza da çok yumuşak olmamız lazım. Yaşanan isyanlar münferittir, küçük çaplıdır. Kürt vatandaşlarımızın topyekün isyanı diye tarihte öyle bir şey yok. Kürt vatandaşlarımızın sorunları çözüldü. Bundan sonra yapılacak çok da fazla bir şey yok. Yasaklar kaldırıldı. Herkes
istediği gibi dilini konuşuyor. Bence bundan sonra yapılacak şey PKK ve yandaşlarını Kürt vatandaşlardan ayırıp mücadelenin ciddi yapılması. Bunu söyleyen milletvekiliyse milletvekilliğini bıraksın o safha geçsin. TBMM çatısı altında her haktan istifa edeceksin, ondan sonra da Türkiye Cumhuriyeti'ne bölücülerle birlikte altını oyacaksın. Dünyada böyle bir şey var mı, O zaman milletvekilliği kisvesinden çıksın, PKK safına geçsin. Herkesin safını belli etmesi lazım bundan sonra."
Meclis'te gazetecilerin sorularını cevaplayan CHP Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük, 'Tarihte 28 kez Kürt isyanı oldu, bu da 29. isyan' diyen BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız'ın haddini aştığını söyledi. Küçük, 8 yıldır iktidar olan AK Parti'nin bu konuda hiçbir bahanesi kalmadığını ifade etti. Açılım gibi ne olduğu belli olmayan söylemlerin bu işi daha da azdırdığını savunan Küçük, bu konuda derhal etkili bir politika belirlenmesi gerektiğini söyledi. Bunun bir isyan değil terör hareketi olduğunu
vurgulayan Küçük, isyan diye nitelenen olayları kimin kışkırttığını Başbakan'dan öğrenmek istediklerini dile getirdi. Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'in, 'Genelkurmay'dan tatmin edici bir açıklama bekliyorum' sözlerini de değerlendiren Küçük, Meclis Başkanı'nın bu açıklamayı kamuoyu önünde istemesinin son derece yanlış olduğunu söyledi. Meclis Başkanı'nın Türkiye'nin ikinci adamı olduğunu ifade eden Küçük, "Böyle bir talebi varsa bunun uygun ortamları vardır. Bunu uygun mekanlarda ve zeminlerde sorup,
öğrenip milletin bu konudaki merakını gidermek görevi vardır. Bunu Genelkurmay Başkanı'na, yapacakları görüşmeler içinde sorar ve uygun bir şekilde Türk milletine açıklar" şeklinde konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, olayda kafa karıştıran bazı soruların bulunduğunu ifade ederek, terörist unsurların Kuzey Irak'tan birliğin burnunun dibine kadar geldiğini ve bu konuda istihbarat alınamadığını belirtti. Başbakan Erdoğan'ın, PKK'nın taşeron olarak kullanıldığını söylediğine işaret eden Ersin şöyle konuştu:
"Başbakan'ın bildiği şeyler varsa, taşeron olarak kullanan dış güçlere karşı neden bir mücadele içine girmiyor. İsrail'e karşı dünyayı ayağa kaldırdı. Her gün askerlerimizi şehit eden PKK'yı taşeron olarak kullanan dış güçlere karşı aktif bir duruş göstermiyor. Dünyayı ayağa kaldırması lazım. Gerçekten PKK'yı taşeron olarak kullanan dış güçler varsa ve Başbakan elindeki istihbaratı değerlendirerek bu kanaate vardıysa açıklasın, biz de bilelim. Bu dış güçlere karşı milletçe tavır alalım. Karnından
konuşmaya gerek yok."
Ersin, Meclis Başkanı Şahin'in açıklamaları için ise, "Meclis Başkanı'na yakışan bir tavır değil. Hükümeti aklayarak doğrudan Genelkurmay'ı hedef alması, Başbakan'ın memuru olduğunu söylediği Genelkurmay'ı hedef alması ve Genelkurmay üzerinden TSK'yı hedef yapması çok yanlış. Kurumun başındaki kişileri aklayarak terörden memuru sorumlu tutmak doğru değil. Çok ayıp etti. Ulusal birliğe ihtiyacımızın olduğu bir günde bile sorumsuzluk örneği göstermiştir" değerlendirmesini yaptı.
MHP Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın da, terörle mücadelede muhatap alınması gereken kurumun AK Parti iktidarı olduğunu, yetkisi olmayan insanların muhatap alınmasını doğru bulmadığını belirterek, BDP'yi Yıldız'ın açıklamalarına cevap vermedi. Bu toprakları vatan olarak muhafaza etmenin her zaman bir bedeli olacağını vurgulayan Yalçın, "Zaman zaman şehit vermek, zaman zaman mücadele vermek, sakatlanmak, gazi olmak olur. Bundan bir yanlışlık yok. Bu milleti büyük kılan çocuğunu kaybetmiş bir anne babanın,
'bir çocuğum daha var, onu da göndereyim' diyebilme büyüklüğüdür. Fakat bu vatan için en değerli varlığını kaybeden insanlarımız çocuklarının şehit olduğuna üzülmüyorlar ama onların canlarını ortaya koyarak verdikleri mücadele siyasi iktidar tarafından laubalileştirildiği için tepki gösteriyorlar. Can kaybını anlamlı kılan bu vatanın varlığına, birliğine, siyasi iktidarın da canlarını ortayla koyanlar kadar hassas olduğunu anladığımızda yüreğimiz ferahlar" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın 'PKK taşeron' sözlerini de değerlendiren Yalçın, "Başbakan'ın beyanını doğru kabul edersek, kime taşeronluk yapıyorsa, taşeronluk yaptığı devletse o devleti bulup bunun bedelini ödetmek gerekir" dedi.
AK Parti Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem de bu milletin artık karakol baskınından bıktığını, karakolların gerekiyorsa kale gibi olması gerektiğini vurguladı. Erdem, "Bu böyle gitmez. Yeni bir takım tedbirlerin alınması lazım. Millet artık yavaş yavaş söylenmeye başlayacak. Başarısızlık gibi algılamalar olacak. Bu daha tehlikeli bir durum" dedi.
Devletle problemi olmayan Kürt vatandaşlarla bölücüleri ve PKK'nın yandaşlarını birbirinden ayırmak gerektiğini dile getiren Erdem, Parlamento çatısı altında hiçbir milletvekilinin bu ülkenin altını oyamayacağını söyledi. En demokratik ülkelerde bile bunu yaptırmayacaklarını ifade eden Erdem, bu nedenle BDP milletvekillerinin de kendilerine gelmesi gerektiğini kaydetti. Bir BDP milletvekilinin, adeta PKK yandaşı gibi beyanat verdiğine işaret eden Erdem şöyle konuştu:
"Bunun da tedbirleri alınmalıdır. Gerekiyorsa terörü destekleyen milletvekiliyse dokunulmazlığını kaldırıp gerekli işlemin yapılması lazım. Devletin hoşgörüsüyle bu iş çözülmez. Bu ülkeye silah çevirmiş olanlara çok sert, vatandaşlarımıza da çok yumuşak olmamız lazım. Yaşanan isyanlar münferittir, küçük çaplıdır. Kürt vatandaşlarımızın topyekün isyanı diye tarihte öyle bir şey yok. Kürt vatandaşlarımızın sorunları çözüldü. Bundan sonra yapılacak çok da fazla bir şey yok. Yasaklar kaldırıldı. Herkes
istediği gibi dilini konuşuyor. Bence bundan sonra yapılacak şey PKK ve yandaşlarını Kürt vatandaşlardan ayırıp mücadelenin ciddi yapılması. Bunu söyleyen milletvekiliyse milletvekilliğini bıraksın o safha geçsin. TBMM çatısı altında her haktan istifa edeceksin, ondan sonra da Türkiye Cumhuriyeti'ne bölücülerle birlikte altını oyacaksın. Dünyada böyle bir şey var mı, O zaman milletvekilliği kisvesinden çıksın, PKK safına geçsin. Herkesin safını belli etmesi lazım bundan sonra."