Gani Rüzgar Şavata'ya Mahmur Kampı'nda Coşkulu Karşılama
Kuzey Irak'taki Mahmur Kampı'nı ziyaret eden yönetmen Gani Rüzgar Şavata, coşkulu bir kalabalık tarafından karşılandı
Kuzey Irak'taki Mahmur Kampı'nı ziyaret eden yönetmen Gani Rüzgar Şavata, coşkulu bir kalabalık tarafından karşılandı. Mahmur Kampı'nda kendisini "barış elçisi" olarak gördüklerini anlatan Şavata, yoğun ilgiden dolayı yanında peşmegeler olmadan dışarı bile çıkamadığını söyledi.
Tuğba Özay'ın başrolünde oynadığı "Saddam'ın Askerleri" filmiyle adından söz ettiren Gani Rüzgar Şavata, Kuzey Irak'taki Mahmur Kampı'nı ziyaret etti. Şavata burada coşkulu bir kalabalık tarafından karşılandı. Ziyarete ilişkin İHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Şavata, "Oradaki bütün Irak halkının bana olan sevgisi şefkati çok büyük. Çünkü benim filmlerim onları da anlatmaktadır. Yalnız Türkiye değil İran Irak ve Suriye'deki Kürt halkını da anlatmakta. Bununla ilgili yeni bir projemiz de var 4
farklı ailenin hayatını anlatan. Şu an Saddam'ın askerleri filmi şu an vizyona girdi. Büyük bir izdiham var. Orada 'Azat Rejan' diye tanınıyorum" şeklinde konuştu.
Şavata, Mahmur Kampı'ndakilerin çok iyi Türkçe konuştuklarını ve büyük beklentileri olduğunu ifade ederek, "Onların ümitleri tükenmiş değil. Beni de barış elçisi gibi görüyorlar. Özellikle Sayın Bülent Arınç'ı da saygıyla bakıyorlar. Barışa zeytin dalıyla gelmek istiyorlar. Çiçeklerle gelmek istiyorlar. Büyük beklentileri var. Ben halkın sanatçısı olarak Mahmur'a da diğer bölgelere de gittim. Görüşmeler yaptım onların temennilerini getirdim. Sayın Bülent Arınç ve Abdülkadir Aksu beye de arz ettim. Orada
bir iki şey göze çarptı. Buradan giderken göç ederken hiçbiri Türkçe bilmiyordu ama orada Türkçe bilmeden gidenler bile herkes Türkçe biliyor. Yani demek ki güneş balçıkla sıvanmaz. Türkçe bizim ikinci dilimiz diyorlar. Burada bölünme parçalanmadan bahsediyorlar ama onların böyle bir düşüncesi bölücü bir düşüncesi yok. Onlar biliyorlar ki Türkiye'deki Türk ve Kürtler kaynaşmışlar. Bölünme parçalanma gibi bir sıkıntıları yok" dedi.
"Türkiye'den yana çok beklentileri var. İstem dışı dökülen kanlar var" diyen Gani Rüzgar Şavata, "Şehit cenazelerini ve kardeş kanının döküldüğü acıları görmek istemiyorlar. Burada bir toplu iğne batsa onun acısını hissediyorlar. Sanatçıların da üzerine düşen şeyler var. Siyasetçiler de kendilerine bir çeki düzen vermeli. Ben bir sanatçıyım ben gittiğim zaman orada başka bir yerde gibiyim. Buradan bir gittim 10 binlerce araba beni karşılamaya gelmiş. Her mahalle, sokağa girdiğimde izdiham oluyor. Bir
lokantaya otele gitsem aşırı ilgiden camlar kırılıyor. Orada da peşmergelerle birlikte ancak gezebiliyorum" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın demokratik açılım kapsamında sanatçılarla bir araya geldiği dönemde kendisinin Irak'ta olduğunu kaydeden Şavata, "Katılmak da istemezdim. Sanatçılar bir şeyler yapacaklarsa filmleriyle, medya programlarıyla yapmaları lazım. Lafla değil, fiilen yapmaları lazım. Ben oradayım ve fiilen yapıyorum. Halkın beni bir barış elçisi olarak gördüğü ortaya çıktı. Bundan da rahatsız değilim" dedi.
Tuğba Özay'ın başrolünde oynadığı "Saddam'ın Askerleri" filmiyle adından söz ettiren Gani Rüzgar Şavata, Kuzey Irak'taki Mahmur Kampı'nı ziyaret etti. Şavata burada coşkulu bir kalabalık tarafından karşılandı. Ziyarete ilişkin İHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Şavata, "Oradaki bütün Irak halkının bana olan sevgisi şefkati çok büyük. Çünkü benim filmlerim onları da anlatmaktadır. Yalnız Türkiye değil İran Irak ve Suriye'deki Kürt halkını da anlatmakta. Bununla ilgili yeni bir projemiz de var 4
farklı ailenin hayatını anlatan. Şu an Saddam'ın askerleri filmi şu an vizyona girdi. Büyük bir izdiham var. Orada 'Azat Rejan' diye tanınıyorum" şeklinde konuştu.
Şavata, Mahmur Kampı'ndakilerin çok iyi Türkçe konuştuklarını ve büyük beklentileri olduğunu ifade ederek, "Onların ümitleri tükenmiş değil. Beni de barış elçisi gibi görüyorlar. Özellikle Sayın Bülent Arınç'ı da saygıyla bakıyorlar. Barışa zeytin dalıyla gelmek istiyorlar. Çiçeklerle gelmek istiyorlar. Büyük beklentileri var. Ben halkın sanatçısı olarak Mahmur'a da diğer bölgelere de gittim. Görüşmeler yaptım onların temennilerini getirdim. Sayın Bülent Arınç ve Abdülkadir Aksu beye de arz ettim. Orada
bir iki şey göze çarptı. Buradan giderken göç ederken hiçbiri Türkçe bilmiyordu ama orada Türkçe bilmeden gidenler bile herkes Türkçe biliyor. Yani demek ki güneş balçıkla sıvanmaz. Türkçe bizim ikinci dilimiz diyorlar. Burada bölünme parçalanmadan bahsediyorlar ama onların böyle bir düşüncesi bölücü bir düşüncesi yok. Onlar biliyorlar ki Türkiye'deki Türk ve Kürtler kaynaşmışlar. Bölünme parçalanma gibi bir sıkıntıları yok" dedi.
"Türkiye'den yana çok beklentileri var. İstem dışı dökülen kanlar var" diyen Gani Rüzgar Şavata, "Şehit cenazelerini ve kardeş kanının döküldüğü acıları görmek istemiyorlar. Burada bir toplu iğne batsa onun acısını hissediyorlar. Sanatçıların da üzerine düşen şeyler var. Siyasetçiler de kendilerine bir çeki düzen vermeli. Ben bir sanatçıyım ben gittiğim zaman orada başka bir yerde gibiyim. Buradan bir gittim 10 binlerce araba beni karşılamaya gelmiş. Her mahalle, sokağa girdiğimde izdiham oluyor. Bir
lokantaya otele gitsem aşırı ilgiden camlar kırılıyor. Orada da peşmergelerle birlikte ancak gezebiliyorum" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın demokratik açılım kapsamında sanatçılarla bir araya geldiği dönemde kendisinin Irak'ta olduğunu kaydeden Şavata, "Katılmak da istemezdim. Sanatçılar bir şeyler yapacaklarsa filmleriyle, medya programlarıyla yapmaları lazım. Lafla değil, fiilen yapmaları lazım. Ben oradayım ve fiilen yapıyorum. Halkın beni bir barış elçisi olarak gördüğü ortaya çıktı. Bundan da rahatsız değilim" dedi.