Yurtbay'dan Anayasa Açıklaması
Saadet Partisi İl Başkanı Ünal Yurtbay, "Bu millet ne ihtilallerle ne de AB'nin dayatmalarıyla yapılmış bir Anayasa istiyor. Bu millet artık kendi Anayasasını kendisi yapacaktır" dedi.
Saadet Partisi Bartın İl Başkanı Ünal Yurtbay, parti binasında yaptığı basın açıklamasında anayasa sürecini değerlendirdi. Türkiye'nin tam demokratik, çağdaş, sivil ve yeni bir Anayasa yapması gerektiğini dile getiren ve Saadet Partisi'nin bu yönde hazırlanmış teklifi bulunduğunu hatırlatan Yurtbay, "Türkiye bu anayasa değişiklikleri meselesini şöyle veya böyle geçecek, aşacaktır ama bu mevcut Anayasa'nın bütünüyle değiştirilmesi şimdi mümkün olmadıysa, birkaç sene içerisinde mutlaka olacaktır. Millet kendi anayasasını yapabilecek hem tecrübeye hem de demokratik olgunluğa sahiptir. Anayasa'nın üzerinde rötuş yapmak çözüm değildir. Zaten mevcut Anayasa yapılan rötuşlarla yamalı bohçaya dönmüştür. Evet, bu son yama biraz daha büyük bir yamadır ama esas mesele Türkiye'de yeni, katılımcı, çağdaş demokratik bir Anayasa'nın millet tarafından yapılacağı bir sürecin başlatılmasıdır" dedi.
Yurtbay, anayasaların hangi ruhla, hangi mantıkla yazıldığının önemine değinerek, şunları söyledi: "Türkiye'yi yönetenler ta Tanzimat'tan bu yana, aslında millete dönüp diyorlar ki 'Bu millet anayasa yapmayı bilmez, dolayısıyla anayasayı biz yapacağız', tam da meselenin bam teli burasıdır. Türkiye'de soru şudur: Bu topraklarda yaşayan insanlar bu ülkenin ev sahipleri midir, yoksa kiracıları mıdır? Bize şimdiye kadar deniliyor ki 'Bu ülkenin kiracısısınız, buyurun anayasanız da budur. Bu anayasayla idare edin' deniyor. Anayasa'yı kim yapıyor? Ya topların, namluların ucunda askeri ihtilallerle Türkiye'de anayasa yapılıyor ya batıdan gelen birtakım ilhamlarla önceki dönemlerde, şimdiki dönemde de AB'nin bazı tavsiyeleriyle Anayasa değişiklikleri yapılıyor. Halbuki bu millet kendi anayasasını yapabilecek hem tecrübeye hem birikime hem de demokratik olgunluğa sahiptir. Onun için başından itibaren bizim görüşümüz, Türkiye'de sadece Anayasa'nın üzerinde birkaç tane rötuş yapmak değil. Zaten mevcut Anayasa üzerinde bir sürü yamalar yapılmıştır. Yamalı bohçaya dönmüştür. Evet bu son yama biraz daha büyük bir yamadır ama esas mesele Türkiye'de yeni, katılımcı, çağdaş demokratik bir Anayasa'nın millet tarafından yapılacağı bir sürecin başlatılmasıdır. Hükümet, Anayasa değişikliği çalışmaları sırasında partimizi de ziyaret etmiş ve genel başkanımızla görüşmelerde bulunulmuştur. Partimiz, diğer muhalefet partilerinin yaptığı gibi 'İstemeyiz' diye kapıları kapatmamıştır. Tam tersine yeni bir Anayasa'nın nasıl yapılacağına ilişkin esas teklifimizi sunduk. Sorumlu ve yol gösterici muhalefet anlayışıyla hareket ediyoruz. Şunu çok net söylüyorum: Ne yazık ki bugün gelinen noktada Anayasa'yı topyekûn değiştirebilme imkânı ortada görünmüyor ama Türkiye'nin ihtiyacı, yeni bir anayasadır; demokratik, çağdaş, katılımcı bir anayasadır. Türkiye bu anayasa değişiklikleri meselesini şöyle veya böyle geçecek, aşacaktır ama bu mevcut Anayasa'nın bütünüyle değiştirilmesi şimdi mümkün olmadıysa, birkaç sene içerisinde mutlaka olacaktır. Türkiye'de Anayasa'nın topyekûn değiştirilmesi çalışmasında Saadet Partisi'nin içinde bulunduğu bir meclis öncülük yapacaktır. Anayasa değişikliği paketinin TBMM'den geçmesini istiyoruz. Biz milletin egemenliğinin önünü açacak her olumlu adımı destekleyeceğimizi, 'Evet' diyeceğimizi ifade ettik. Buradan iktidar partisini ve muhalefet partilerini de uyarmayı bir vazife telakki ediyorum. Eğer iktidar partisi ve muhalefet partileri, olası bir referandumu, siyasi bir tartışma veya paslaşma haline getirir, bu referandumu bir partinin oylanması şekline dönüştürürlerse hem Türkiye kaybeder hem de hangi parti bunu bu noktaya getirdiyse o kaybeder. AK Parti'ye, bu referandum konusunu, bir siyası kamplaşma meselesi haline getirmemesini tavsiye ederiz. Ancak referandum yapılacak maddelerin gruplandırılması ve milletin önüne madde madde getirilmesi gerekmektedir."
Yurtbay, anayasaların hangi ruhla, hangi mantıkla yazıldığının önemine değinerek, şunları söyledi: "Türkiye'yi yönetenler ta Tanzimat'tan bu yana, aslında millete dönüp diyorlar ki 'Bu millet anayasa yapmayı bilmez, dolayısıyla anayasayı biz yapacağız', tam da meselenin bam teli burasıdır. Türkiye'de soru şudur: Bu topraklarda yaşayan insanlar bu ülkenin ev sahipleri midir, yoksa kiracıları mıdır? Bize şimdiye kadar deniliyor ki 'Bu ülkenin kiracısısınız, buyurun anayasanız da budur. Bu anayasayla idare edin' deniyor. Anayasa'yı kim yapıyor? Ya topların, namluların ucunda askeri ihtilallerle Türkiye'de anayasa yapılıyor ya batıdan gelen birtakım ilhamlarla önceki dönemlerde, şimdiki dönemde de AB'nin bazı tavsiyeleriyle Anayasa değişiklikleri yapılıyor. Halbuki bu millet kendi anayasasını yapabilecek hem tecrübeye hem birikime hem de demokratik olgunluğa sahiptir. Onun için başından itibaren bizim görüşümüz, Türkiye'de sadece Anayasa'nın üzerinde birkaç tane rötuş yapmak değil. Zaten mevcut Anayasa üzerinde bir sürü yamalar yapılmıştır. Yamalı bohçaya dönmüştür. Evet bu son yama biraz daha büyük bir yamadır ama esas mesele Türkiye'de yeni, katılımcı, çağdaş demokratik bir Anayasa'nın millet tarafından yapılacağı bir sürecin başlatılmasıdır. Hükümet, Anayasa değişikliği çalışmaları sırasında partimizi de ziyaret etmiş ve genel başkanımızla görüşmelerde bulunulmuştur. Partimiz, diğer muhalefet partilerinin yaptığı gibi 'İstemeyiz' diye kapıları kapatmamıştır. Tam tersine yeni bir Anayasa'nın nasıl yapılacağına ilişkin esas teklifimizi sunduk. Sorumlu ve yol gösterici muhalefet anlayışıyla hareket ediyoruz. Şunu çok net söylüyorum: Ne yazık ki bugün gelinen noktada Anayasa'yı topyekûn değiştirebilme imkânı ortada görünmüyor ama Türkiye'nin ihtiyacı, yeni bir anayasadır; demokratik, çağdaş, katılımcı bir anayasadır. Türkiye bu anayasa değişiklikleri meselesini şöyle veya böyle geçecek, aşacaktır ama bu mevcut Anayasa'nın bütünüyle değiştirilmesi şimdi mümkün olmadıysa, birkaç sene içerisinde mutlaka olacaktır. Türkiye'de Anayasa'nın topyekûn değiştirilmesi çalışmasında Saadet Partisi'nin içinde bulunduğu bir meclis öncülük yapacaktır. Anayasa değişikliği paketinin TBMM'den geçmesini istiyoruz. Biz milletin egemenliğinin önünü açacak her olumlu adımı destekleyeceğimizi, 'Evet' diyeceğimizi ifade ettik. Buradan iktidar partisini ve muhalefet partilerini de uyarmayı bir vazife telakki ediyorum. Eğer iktidar partisi ve muhalefet partileri, olası bir referandumu, siyasi bir tartışma veya paslaşma haline getirir, bu referandumu bir partinin oylanması şekline dönüştürürlerse hem Türkiye kaybeder hem de hangi parti bunu bu noktaya getirdiyse o kaybeder. AK Parti'ye, bu referandum konusunu, bir siyası kamplaşma meselesi haline getirmemesini tavsiye ederiz. Ancak referandum yapılacak maddelerin gruplandırılması ve milletin önüne madde madde getirilmesi gerekmektedir."
