Tbmm Genel Kurulu, Nabucco Projesini onayladı

Eski Başbakanlardan Demokrat Parti (DP) Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Meclis Genel Kurulu'nda çarpıcı iddialarda bulundu.

Yılmaz, Mavi Akım anlaşmasının imzalanmasının ardından dönemin ABD Büyükelçisi'nin kendisini iki kez ziyaret ederek, 'projeyi iptal etmezseniz sizin için kötü olacak' dediğini anlatarak, "Bu ülke için gerekliyse olsun korkum yok dedim. Türkiye pazarını ele geçirmelerine karşı koyduk ama siyasi bedelini ödedik" dedi.

TBMM Genel Kurulu, Avusturya, Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Türkiye Cumhuriyeti Arasında Nabucco Projesi Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın görüşmelerini tamamladı. Görüşmelerin sonunda tasarı kabul edildi ve Nabucco projesine ilişkin anlaşma onaylandı. Tasarının görüşmelerinde söz alarak bir konuşma yapan eski Başbakanlardan DP Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Mavi Akım projesiyle ilgili kendisine yöneltilen suçlamalara cevap verdi. 1997 yılında Mavi Akım anlaşmasının onaylanmasına ilişkin tasarıyı Meclis'e getirdiklerini ve bütün partilerin onayıyla tasarının kabul edildiğini hatırlatan Yılmaz, o dönemde enerji açığını kapatacak bir anlaşmanın kabul edilmesinden büyük memnuniyet duyduğunu söyledi. Anlaşmanın kabul edilmesinin ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na yabancı şirket temsilcileri ile ABD ve Mısır gibi ülkelerin de aralarında bulunduğu bazı ülkelerin büyükelçilerinin geldiğini anlatan Yılmaz, dünya enerji piyasasına yeni bir oyuncu olarak giren Türkiye'yi engelleyerek, Türkiye pazarını ele geçirme anlayışı olduğunu hatırlattı. ABD'nin özellikle Katar gibi ülkelerde kapattığı doğalgaz rezervlerini üçüncü ülkelere LPG olarak satmaya çalıştığını, bu yüzden de Mavi Akım projesine karşı çıktığını vurgulayan Yılmaz şunları kaydetti: "Katar ve Mısır'da çok sayıda doğalgaz anlaşması yapan ABD ve İngiliz şirketleri, bu doğalgazı satacak piyasalar arıyordu. Doğalgazı Avrupa'ya götürmek için en yakın ve cazip alıcı ülke Türkiye. En son ABD Büyükelçisi bana iki defa geldi. 'Mavi Akım anlaşmasını iptal edin. Etmezseniz şahsen sizin için kötü sonuçlar doğurur. Zaten Karadeniz'in altından da boru geçmez' dedi. Ben de 'Bu ülke için gerekliyse olsun korkum yok. Ülkemiz için gerekli olan bu anlaşmayı yapacağım. Karadeniz'den boruyu Rusya geçirecek, doğalgazı da Türkiye'ye iki yıl içinde verecek' dedim. Siyasi hayatımın en ilginç olayına bu vesileyle muhatap oldum. O andan itibaren, o güne kadar bize övgüler düzen gazeteler, Mavi Akım projesini Türkiye'nin en büyük yanlışı olarak göstermeye başladı."

Yılmaz, daha sonra Mavi Akım'da yolsuzluk yapıldığı konusunda bir lobi oluştuğunu anlatarak, o lobinin etkisinde kalan Meclis'in bakan ve bürokratları Mavi Akım konusunda Yüce Divan'a gönderdiğini söyledi. Yüce Divan'a gönderilen herkesin yargı önünde aklandığını vurgulayan Yılmaz, "Biz Türkiye pazarını ele geçirmelerine karşı koyduk ama siyasi bedelini ödedik. Sayın Enerji Bakanı bilmelidir ki enerji konuları ucuz siyasi polemiklere alet edilecek kadar ucuz bir konu değildir" diye konuştu.

"TÜRKİYE'NİN MENFAATİ STRATEJİK ÖNEMİNİ PAHALIYA SATMAKTI AMA YAPILAMADI"

Tasarının görüşmelerinin sonunda yeniden söz alan Yılmaz, Enerji Bakanlığı'nın ve hükümetin Nabucco görüşmelerinde Türkiye'nin çıkarlarını yeterince gözetip gözetmediklerinin sorgulanması gerektiğini de söyledi. Bu anlaşmanın tarihçesinin 2001 Ekim'ine dayandığını hatırlatan Yılmaz, "Bu anlaşma bugüne kadar gerçekleşmedi çünkü Enerji Bakanı'nın selefi, Türkiye'nin bu anlaşmadan bir takım avantajlar elde etmesi gerektiğini savundu. Bir tanesi buradan geçecek gazın yüzde 15'inin ucuz fiyattan Türkiye'ye verilmesiydi. Bu da haklı bir talepti. Türkiye olarak ne elde ettik? Bu görüşmeler Türkiye'nin lehine sonuçlanmamıştır. Elde etmesi gereken taahhütleri elde edememiştir" diye konuştu.

Bu proje olmazsa Kuzey Irak'taki doğalgazın gidecek hiçbir yeri bulunmadığını ifade eden Yılmaz, Türkiye'yi ikame edecek hiçbir ülkenin de bulunmadığını söyledi. AB'nin Rusya'ya bağımlılıktan kurtulmak istediğine işaret eden Yılmaz, "Ucuza doğalgaz almak istiyor. Bu onun hakkı ama Türkiye'nin hakkını kim koruyacak. Türkiye'nin menfaati bu stratejik önemi pahalıya satmaktı ama bu yapılmamıştır. Türkiye şunu kaybetti. Bir enerji ticaret merkezi olacaktık, şimdi bundan vazgeçiyoruz. Bir geçiş ülkesiyiz artık" dedi.

BAKAN YILDIZ: "TÜRKİYE'NİN ÇIKARLARINI OLABİLDİĞİNCE KORUDUK"

Yılmaz'a cevap veren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ise, Türkiye'nin geçiş ücreti almayacağını ama taşıma ücreti alacağını açıkladı. Türkiye'nin projede yüzde 61'ler civarında vergiyle en yüksek vergi payını alacağını ifade eden Yıldız, BOTAŞ'ın 4.3 milyar euro işletme ücreti alacağını kaydetti. Türkiye'nin bu projeden 500 milyon euro civarında taşıma ücreti alacağını açıklayan Yıldız, "Türkiye'nin çıkarlarının yeterince ve olabildiğince korunduğu düşüncesindeyim. 6 ortaklı bir anlaşmada olabildiğince Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda davrandık" diye konuştu.