Ergenekon Davasında Ecevit'in Koruma Müdürünü Umutlandıran Gelişme

57. hükümetin Başbakanı Bülent Ecevit'in koruma müdürlüğünü yapan İzmir Bağımsız Milletvekili Recai Birgün, Ergenekon davasını yürüten Mahkeme'nin, Ecevit'in tedavi süreciyle ilgili raporların Başkent Hastanesi'nden istenmesi kararını sevinçle karşıladı.

Ergenekon Davasında Ecevit'in Koruma Müdürünü Umutlandıran Gelişme
Bu olayın hastane süreci olarak dar kapsamlı tutulmaması, operasyonun tamamına bakılması gerektiğini belirten Birgün, "Bu bir darbe operasyonuydu bence. Başarıya ulaşmış bir darbe operasyonuydu" dedi.

Ergenekon davasında Mahkeme, eski Başbakanlardan Bülent Ecevit'in 2002 yılında tedavi gördüğü Başkent Hastanesi'nden tedaviye ilişkin rapor ve belgelerin istenmesine karar verdi. Mahkemenin kararı Ecevit'in koruma müdürlüğünü yapan İzmir Bağımsız Milletvekili Recai Birgün tarafından olumlu karşılandı. Meclis'te gazetecilerin konuyla ilgili sorularını cevaplayan Birgün, Mahkeme'nin, Ecevit'in hastaneye kaldırılışı ve orada tutulan rapor ve belgelerin incelenmesi kararını verdiğini hatırlatarak, "Çok mutluyum çünkü ben 2002'den beri 57. hükümete ve Bülent Ecevit'e karşı dış ve iç güçlerin işbirliği yaparak bir takım operasyonlar yaptığına hep inandım" diye konuştu.
Bugüne kadar hiçbir Cumhuriyet Savcısı'nın kendisine, 'sen bu kadar büyük iddialar ortaya atıyorsun, ne diyorsun?' diye bir soru yöneltmediğini ifade eden Birgün, sonunda bu Ergenekon adı verilen dava sürecinin başladığını ve Ergenekon savcılarının sözlerini dikkate alarak kendisini çağırdıklarını belirtti. O döneme ilişkin bildiklerini, duyduklarını Ergenekon savcılarına aktardığını dile getiren Birgün, "Bunun şimdi bu aşamaya gelmesinden mutluluk duyuyorum. Bu sadece hastane süreci olarak dar kapsamlı tutulmamalı. Çünkü 2002 yılı başında başlayıp 2002 Kasım ayına kadar devam eden süreç. Belki Ecevit'in hastalığının suistimal edilmesi ve kamuoyunda hep daha ilerlemiş şekilde gösterilmesi operasyonun bir parçasıydı. Ama asıl operasyonun bütününe bakmak gerekir" şeklinde konuştu.

Ergenekon adı verilen davada Türkiye'deki sivil, postmodern veya diğer darbelerin araştırıldığına işaret eden Birgün, bunun da bir darbe olduğunu ve bu darbenin sadece bir kısmının hastane süreciyle ilgili olabileceğini belirtti. Birgün şunları kaydetti:
"Tamamının gözlem altına alınması gerekir. Bunun bir darbe olduğu inancı bende kuru bir inanç değil. 2000 yılında Cengiz Çandar'ın köşe yazısında 'eğer Amerika bir gün Irak'ı işgal edecekse o gün Bülent Ecevit Türkiye'de Başbakan olarak bırakılmayacaktır' diye yaptığı bir tespit var. Çandar'ın tespitlerinin ne kadar isabetli olduğunu herkes biliyor. Nitekim bütün süreç, 2001 yılında 57. hükümetin Irak işgaline direnmesiyle başladı. O günkü medya arşivlerinde bakıldığında o dönemde bir şeyler yaşandığını
görmek mümkün. Bunu sadece hastane süreci olarak dar kapsamlı tutmamak lazım. Bu bir darbe operasyonuydu bence. Başarıya ulaşmış bir darbe operasyonuydu. Bütün yönleriyle araştırılması beklentimiz. 2002 yılında bu olaylar yaşanırken bizimle aynı düşüncede olan birçok milletvekilinin bugün geçmişle ilgili konuşmadıklarını sessiz kaldıklarını görüyorum ve üzülüyorum. Bu Ergenekon, taraf olma veya karşı olma olayı değildir. 57. hükümete ve Bülent Ecevit'e yapıldığına inandığımız bir operasyonun, bir darbe planının, başarıya ulaşmış bir girişimin ortaya çıkarılması olayıdır. Sessiz kalan arkadaşlarım beni düşündürüyor. Onları da bu konuda bildiklerini, duyduklarını açıklamaya davet ediyorum."

Hastane raporlarının incelenmesiyle bir sonuca ulaşılacağına inanıp inanmadığının sorulması üzerine Birgün, "Hastane raporlarından bir şey çıkacağı ümidini taşımıyorum. Ama buradan başlamak bile bence bir başlangıç. Bu da bir adımdır. 2002 yılından beri bu konuya kimse el atmamıştı. Bunun ilerleyerek devam edeceğine inanıyorum. Sonuçta mahkemenin bir karara varmasını ümit ediyorum" ifadelerini kullandı.

Ecevit'in yönelik operasyonla ilgili gerçeklerin nasıl ortaya çıkabileceğinin sorulması üzerine Birgün şöyle konuştu:
"Bu işi yapanların bizzat itiraf etmesiyle ortaya çıkar. Ben ümit ediyorum ki bu işi yapanlar, bilerek veya bilmeyerek buna katkıda bulunanlar bir gün çıkıp 'evet zamanında biz bunları yaptık ama hata ettik' derler. Bence gerçekler böyle ortaya çıkar. Çünkü kimse, illegal bir şey yaptığında bunun belgelerini illegal olarak düzenlemez. Her şey legal görünür her şey. Aslında legal görünen şeyin ardından illegal şeyler vardır. Resmi tahkikatlarda bu tür şeylerin ortaya çıkabileceğine pek inancım yok amakonuşulması ve tartışılması bile bence bir ilerleme. Bu operasyonu Ergenekon adı verilen örgüt mü yaptı bundan da çok emin değilim ama ben sadece böyle bir olayın yaşandığını ve bu olayın araştırılması gerektiğini söylüyorum. Bunu yapanlar arasında içerde olanlardan var mı, yok mu yargı süreci karar verecek."