Başbakan Yardımcısı Arınç'tan Kuzu'ya Geçmiş Olsun Ziyareti
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Hem Sayın Batum'a, hem Burhan Kuzu'ya gösterilen tepkileri anlayışla karşılamak mümkün değil
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Hem Sayın Batum'a, hem Burhan Kuzu'ya gösterilen tepkileri anlayışla karşılamak mümkün değil. Anayasa profesörü etiketini taşıyan, düşüncelerini ve fikirlerini her platformda cesaretle savunmuş insanlara karşı böylesine bağnaz ve katı bir tutum takınılması fevkalade çirkin, fevkalade ayıp" dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde dün öğrencilerin yumurtalı saldırısına uğrayan Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu'ya geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Kuzu, Arınç'a dün Mülkiye'de yaşadıklarını anlattı. Kuzu, Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne işi körüklemek için gitmediğini, bunun özellikle bilinmesini istediğini söyledi. Arınç ise, "Dün Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde hem Sayın Süheyl Batum'a, hem Burhan Kuzu'ya gösterilen tepkileri anlayışla karşılamak
mümkün değil. Çok büyük bir disiplinsizlik. Anayasa profesörü etiketini taşıyan, bilim adamı vasfını taşıyan ve aynı zamanda siyasetçi olan, düşüncelerini ve fikirlerini her platformda cesaretle savunmuş olan insanlara karşı böylesine bağnaz ve katı bir tutum takınılması ve sonunda işin fiili saldırıya dönüşmesi fevkalade çirkin, fevkalade ayıp ve tamamen bir saldırıdır. Sayın Kuzu'ya büyük geçmiş olsun diyorum" diye konuştu.
Okul yönetimine de tepki gösteren Arınç, "Okullarında böyle bir toplantı tertiplenecek. Dağ başında yaşamıyoruz. Herkesin bilgisi var. Fakülte yönetiminin, başta dekan ve rektör olmak üzere buna bigane kalması, yerlerinden bile kıpırdamaması, meydana gelebilecek olaylara karşı tedbir almaması bağışlanacak bir davranış değil" şeklinde konuştu.
"TAŞKINLIK YAPANLAR ÖĞRENCİ OLMAYABİLİR"
Taşkınlık yapanların öğrenci de olmayabileceğini dile getiren Arınç, "Attıkları sloganın yanında açtıkları pankartlarla ve sonunda yumurta yağmuruna tutmakla insanların düşüncelerine, fikirlerine, şahsiyetlerine saygısızlık ve onlara müsamahasızlık hiç kimsenin affedeceği bir olay değil" dedi.
Protestonun bir hak olduğunu ifade eden Arınç, buna karşın korumasız durumdaki bir insana karşı ve sırf konuşturmamak amacıyla böyle bir tavır takınılmasını ne kanunun hoş göreceğini, ne de insanların vicdanının buna izin vereceğini söyledi. Arınç, "Dün yaşanan o çirkin olayın hem müsebbiplerinin bulunması ve cezalandırılması, hem de bundan sonra bu tür olaylara arka çıkılmaması ve yapılabilecek muhtemel saldırılara karşı mutlaka tedbirli olunması gerekir" değerlendirmesini yaptı.
Burhan Kuzu'nun cesareti takdir etmek gerektiğini dile getiren Arınç, böylesine bir tahammülsüzlük gösterilmesinin fevkalade ayıp ve yakışıksız olduğunu vurguladı.
"GÖNDERDİĞİM NOTUN FOTOĞRAFLARININ BASINA YANSIMASI YANLIŞ"
Arınç, Meclis Genel Kurulu'nda TCK'nın 257. maddesi üzerindeki görüşmeler sırasında Burhan Kuzu'ya gönderdiği bir notun basına yansıdığını hatırlatarak, muhalefet milletvekillerinin teklif üzerindeki fikirlerini açıklamanın ötesinde Burhan Kuzu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek arasında 2004 yılında yapılan bir telefon konuşması üzerinden Kuzu'ya hücum ettiklerini, ortamı gerginleştirdiklerini ve teklifin geçmesini engellemeye çalıştıklarını anlattı. Burhan Kuzu'ya yöneltilen bu
anlamsız, yersiz, hukuk dışı eleştiriler dolayısıyla muhalefetin Meclis'i kilitlemek istediğini fark ettiğini anlatan Arınç, AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ'a, 'hocamız gerginliğe yol açmamak üzere bir süre dışarıda olsa ve oylamalara katılsa daha iyi olabilir' diye düşüncesini aktardığını söyledi. Arınç, "Bu doğrudur veya yanlıştır ama özellikle grup başkanvekillerinin bu gerginliklere müsamaha eden tavırları sebebiyle sonunda istenmeyen görüntülere yol açıyor. Sayın Meral Akşener'i bu
söylediklerimin dışında tutuyorum. Sayın Akşener her zaman takdir ettiğim, İçtüzüğe bağlı ve kendi inisiyatifini yerinde kullanan, saygın bir başkanvekilidir. Ama öylelerini görüyoruz ki oturumları yönettiği zaman adeta bu gerginliklerin büyümesine, çoğalmasına ve müzakerelerin sonuçsuz kalmasına yol açabilecek davranışlar içinde oluyorlar. Sayın Başkanımıza yöneltilen bu yoğun eleştiriler karşısında ortamın gerginleşmemesi açısından bir süre dışarıda olabileceğini, onu da sayın grup başkanvekiline bir
not olarak iletmiştim. Bu, her zaman birileri tarafından belli konularda yapılan bir ikazdır. Ne derseniz deyin. Sayın hocam da zaten bunun üzerine söz aldı, açıklamada bulundu ve daha sonra salondan ayrıldı" şeklinde konuştu.
Gönderdiği yazının fotoğrafının çekilerek yayınlanmasına tepki gösteren Arınç, bunun, Burhan Kuzu'nun şahsına karşı bir ikaz veya eleştiri olarak kabul edilmesinin yanlış olduğunu dile getirdi. Arınç, "Hocamızın şahsına yöneltilmiş bir eleştiri söz konusu değildir. Kendisini her zaman takdirle anıyoruz" dedi.
Kuzu ise not kendisine ulaşmadan önce söz talebinde bulunduğunu hatırlatarak, "Notunuz gelmiş olsaydı ben hakikaten konuşmazdım" diye konuştu.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde dün öğrencilerin yumurtalı saldırısına uğrayan Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu'ya geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Kuzu, Arınç'a dün Mülkiye'de yaşadıklarını anlattı. Kuzu, Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne işi körüklemek için gitmediğini, bunun özellikle bilinmesini istediğini söyledi. Arınç ise, "Dün Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde hem Sayın Süheyl Batum'a, hem Burhan Kuzu'ya gösterilen tepkileri anlayışla karşılamak
mümkün değil. Çok büyük bir disiplinsizlik. Anayasa profesörü etiketini taşıyan, bilim adamı vasfını taşıyan ve aynı zamanda siyasetçi olan, düşüncelerini ve fikirlerini her platformda cesaretle savunmuş olan insanlara karşı böylesine bağnaz ve katı bir tutum takınılması ve sonunda işin fiili saldırıya dönüşmesi fevkalade çirkin, fevkalade ayıp ve tamamen bir saldırıdır. Sayın Kuzu'ya büyük geçmiş olsun diyorum" diye konuştu.
Okul yönetimine de tepki gösteren Arınç, "Okullarında böyle bir toplantı tertiplenecek. Dağ başında yaşamıyoruz. Herkesin bilgisi var. Fakülte yönetiminin, başta dekan ve rektör olmak üzere buna bigane kalması, yerlerinden bile kıpırdamaması, meydana gelebilecek olaylara karşı tedbir almaması bağışlanacak bir davranış değil" şeklinde konuştu.
"TAŞKINLIK YAPANLAR ÖĞRENCİ OLMAYABİLİR"
Taşkınlık yapanların öğrenci de olmayabileceğini dile getiren Arınç, "Attıkları sloganın yanında açtıkları pankartlarla ve sonunda yumurta yağmuruna tutmakla insanların düşüncelerine, fikirlerine, şahsiyetlerine saygısızlık ve onlara müsamahasızlık hiç kimsenin affedeceği bir olay değil" dedi.
Protestonun bir hak olduğunu ifade eden Arınç, buna karşın korumasız durumdaki bir insana karşı ve sırf konuşturmamak amacıyla böyle bir tavır takınılmasını ne kanunun hoş göreceğini, ne de insanların vicdanının buna izin vereceğini söyledi. Arınç, "Dün yaşanan o çirkin olayın hem müsebbiplerinin bulunması ve cezalandırılması, hem de bundan sonra bu tür olaylara arka çıkılmaması ve yapılabilecek muhtemel saldırılara karşı mutlaka tedbirli olunması gerekir" değerlendirmesini yaptı.
Burhan Kuzu'nun cesareti takdir etmek gerektiğini dile getiren Arınç, böylesine bir tahammülsüzlük gösterilmesinin fevkalade ayıp ve yakışıksız olduğunu vurguladı.
"GÖNDERDİĞİM NOTUN FOTOĞRAFLARININ BASINA YANSIMASI YANLIŞ"
Arınç, Meclis Genel Kurulu'nda TCK'nın 257. maddesi üzerindeki görüşmeler sırasında Burhan Kuzu'ya gönderdiği bir notun basına yansıdığını hatırlatarak, muhalefet milletvekillerinin teklif üzerindeki fikirlerini açıklamanın ötesinde Burhan Kuzu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek arasında 2004 yılında yapılan bir telefon konuşması üzerinden Kuzu'ya hücum ettiklerini, ortamı gerginleştirdiklerini ve teklifin geçmesini engellemeye çalıştıklarını anlattı. Burhan Kuzu'ya yöneltilen bu
anlamsız, yersiz, hukuk dışı eleştiriler dolayısıyla muhalefetin Meclis'i kilitlemek istediğini fark ettiğini anlatan Arınç, AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ'a, 'hocamız gerginliğe yol açmamak üzere bir süre dışarıda olsa ve oylamalara katılsa daha iyi olabilir' diye düşüncesini aktardığını söyledi. Arınç, "Bu doğrudur veya yanlıştır ama özellikle grup başkanvekillerinin bu gerginliklere müsamaha eden tavırları sebebiyle sonunda istenmeyen görüntülere yol açıyor. Sayın Meral Akşener'i bu
söylediklerimin dışında tutuyorum. Sayın Akşener her zaman takdir ettiğim, İçtüzüğe bağlı ve kendi inisiyatifini yerinde kullanan, saygın bir başkanvekilidir. Ama öylelerini görüyoruz ki oturumları yönettiği zaman adeta bu gerginliklerin büyümesine, çoğalmasına ve müzakerelerin sonuçsuz kalmasına yol açabilecek davranışlar içinde oluyorlar. Sayın Başkanımıza yöneltilen bu yoğun eleştiriler karşısında ortamın gerginleşmemesi açısından bir süre dışarıda olabileceğini, onu da sayın grup başkanvekiline bir
not olarak iletmiştim. Bu, her zaman birileri tarafından belli konularda yapılan bir ikazdır. Ne derseniz deyin. Sayın hocam da zaten bunun üzerine söz aldı, açıklamada bulundu ve daha sonra salondan ayrıldı" şeklinde konuştu.
Gönderdiği yazının fotoğrafının çekilerek yayınlanmasına tepki gösteren Arınç, bunun, Burhan Kuzu'nun şahsına karşı bir ikaz veya eleştiri olarak kabul edilmesinin yanlış olduğunu dile getirdi. Arınç, "Hocamızın şahsına yöneltilmiş bir eleştiri söz konusu değildir. Kendisini her zaman takdirle anıyoruz" dedi.
Kuzu ise not kendisine ulaşmadan önce söz talebinde bulunduğunu hatırlatarak, "Notunuz gelmiş olsaydı ben hakikaten konuşmazdım" diye konuştu.