Gölyazı'da Balıkçılar Eğitiliyor

Tarım ve hayvancılığı destekleyip, geliştirmek üzere Park Bahçeler Müdürlüğü bünyesinde tarım ve hayvancılık birimi oluşturan Nilüfer Belediyesi, çiftçilerin ardından bu kez de Gölyazı'daki balıkçılara yönelik eğitimler vermeye başladı

Gölyazı'da Balıkçılar Eğitiliyor
Tarım ve hayvancılığı destekleyip, geliştirmek üzere Park Bahçeler Müdürlüğü bünyesinde tarım ve hayvancılık birimi oluşturan Nilüfer Belediyesi, çiftçilerin ardından bu kez de Gölyazı'daki balıkçılara yönelik eğitimler vermeye başladı.
Nilüfer'de tarımsal üretim ve hayvancılığın ne durumda olduğunu tespit etmek üzere bölgede bir yandan envanter çalışması yürüten Nilüfer Belediyesi, bir yandan da Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi işbirliğiyle çiftçilere yönelik eğitimlere devam ediyor. Bu çalışmalar kapsamında bu kez de Gölyazı'daki balıkçılara bir eğitim verildi.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Naime Arslan ve öğretim görevlisi Dr. Özgür Emiroğlu, geçimini balık tutarak sağlayan Gölyazı'daki balıkçılara Uluabat gölü kirliliği ve bu kirliliğin balıkçılığı nasıl etkilediği, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan turna balığının tükenmesi, gölün çevresinde yer alan sanayi kuruluşlarının göle olan etkileri ve alınması gereken tedbirler hakkında bilgiler verdi.
Uluabat Gölü'nün son yıllarda giderek kirlendiğini söyleyen Doç. Dr. Naime Arslan, kirliliğin gölde yaşayan balıkları etkilediği gibi geçimini balıkla sağlayan yöre insanını da etkilediğini belirterek, "Kirliğin başlıca sebebiyle endüstriyel ve tarımsal atıkların yani kimyasalların göle ulaşmasıdır. Uluabat çevresindeki sanayi kuruluşlarını, tarımsal atıkları ve evsel atıkların göle ulaşmasını engellemediğimiz sürece kirlilik artarak devam edecektir" dedi.
Uluabat Gölü'nün doğu kısmının IV. sınıf (çok kirlenmiş su) olduğuna dikkati çeken Arslan, "Kirliliği engellemek için göl kıyısındaki foseptik ve ahırlar uzaklaştırılmalı, göle kirlilik getiren akarsulara atık su deşarjı önlenmelidir. Uluabat Gölü Havzası'nda bulunan ve göle su getiren çaylara kanalizasyonlarını deşarj eden, belli büyüklüğü aşan yerleşim birimlerine mutlaka toplu arıtma tesisleri kurulmalıdır. Göl içerisinde bulunan adalar kesinlikle imara açılmamalıdır. Aynı zamanda Uluabat Gölü çevresinde bulunan yerleşim yerlerinin imar planları mutlaka Uluabat Gölü'nün korunması açısından yeniden değerlendirilmelidir" şeklinde konuştu.
Daha sonra konuşan Dr. Özgür Emiroğlu ise, Uluabat Gölü'nün balıkçılık açısından değerlendirmesini yaptı. Uluabat Gölü'nün Türkiye'nin en önemli iç su balık üretim merkezi olduğuna dikkati çeken Emiroğlu, "Gölde halen Gölyazı Balıkçılık Kooperatifi'ne ait 165 balıkçı faaliyet göstermektedir. Aileleriyle birlikte 660 kişi bu gölden kazanç elde etmekte ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır. Uluabat Gölü Ötrifikasyona giden besin tuzlarının çok bol olduğu bir göldür. Bir gölden de besin tuzlarını almanın en kolay ve en akılcı yolu balıkçılıktır. Bu gölde sürdürülebilir balıkçılık yok edilirse emin olun ki Uluabat gölü de yok olacaktır" dedi.