'Özerk Kürdistan Anayasa'ya girsin

Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) Diyarbakır'daki çalıştayında özerk Kürdistan, bayrak ve semboller ile öz savunma gücüne vurgu yapılmasına yönelik tartışmalar sürerken, hem BDP hem de DTK, genel seçimler sonrası açıklamak üzere yeni anayasa taslağı hazırlamaya başladı. BDP'nin anayasa taslağının Türkiye'nin idari yapılanması bölümünde "demokratik özerklik" kavramına yer verilirken, DTK taslağında, "Demokratik Özerk Kürdistan"a vurgu yapılıyor. BDP Hakkâri Milletvekili Hamit Geylani, hazırlama aşamasında oldukları anayasa taslağında, Türklük tanımını yeniden değerlendireceklerini ve anayasanın değiştirilemez üç maddesini değiştirmeyi teklif edeceklerini belirtti. 

DTK Kürtlerin temsilcisi mi?
Bünyesinde 800 kurum ve kuruluşun yer aldığı DTK'nın öncülüğünde Diyarbakır'da başlatılan çalışmada ortaya atılan Kürt sorununun çözümüne ilişkin öneriler, anayasa metni haline getiriliyor. Komisyon, "Demokratik Özerk Kürdistan"ın çerçevesi ile ilgili çalışma sürdürüyor. BDP ise DTK'nın da taslağını dikkate alarak Türkiye'nin genelini ilgilendiren bir anayasa konusunda daha kapsamlı bir çalışma sürdürüyor. İçinde Türkiye'nin tanınmış hukukçusu ve anayasa profesörlerinin görev aldığı BDP'nin hukuk komisyonu tarafından sürdürülen anayasa taslağı çalışmalarında, anayasanın değiştirilemeyen maddeleri ile demokratik özerklik konusu da ele alınıyor. BDP'nin üzerinde çalışmaya devam ettiği anayasa taslağında, Türkiye'nin özerk yönetim bölgelere ayrılması, her bölgenin kendi meclis ve sembolü olması öngörülüyor. 

Türklük tanımına sorgulama
BDP Hukuk Komisyonu Üyesi de olan Geylani, hazırladıkları taslak metinde, anayasadaki Türklük tanımını sorguladıklarını ve değiştirilmesine yönelik maddeler sıraladıklarını, anayasanın tüm kesimlere hitap edebilmesi için başlangıç bölümünün değiştirilmesini talep ettiklerini söyledi.  Geylani şöyle konuştu:
"Anayasada öncelikle başlangıç ilkelerinin değişmesi gerekiyor. Bizim vazgeçmezliğimiz budur.  Başlangıç ilkelerinin değişmemesi durumunda tüm maddeler değişse bile gelip başlangıç ilkelerine takılır. Anayasanın üçüncü maddesi diyor ki, 'hiçbir madde başlangıç ilkelerine aykırı olamaz'. Bu bir ırkın, bir halkın manfaatini öne çıkaran, Türklüğü hadisenin tam odağına oturtan bir mantıktır. Anayasalar bir ırkın aidiyetine veya bir bireyin, toplumun menfaatine değil hukuki kriterler üzerine inşa edilir. 42. madde ana dille eğitimi yasaklıyor. Anadille eğitimi yasaklamak o ülkede yaşayan değişik aidiyetleri, değişik ana dilleri yok saymaktır. Dili yok saydığın andan itibaren yaşamı da yok sayıyorsun. 66. maddede ise, 'bu ülkede yaşayan herkes Türktür' diyor. Oysa başka aidiyetler de var. Buna benzeri çok değişiklik taleplerimiz vardır."