Besni Add'den Füze Kalkanı Tepkisi

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Besni Şubesi tarafından füze kalkanına karşı imza kampanyası başlatıldı.

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Besni Şubesi Başkanı Zilfiğar Emre yaptığı açıklamada; "Geçtiğimiz günlerde Portekiz'in başkenti Lizbon'da yapılan son NATO zirvesinde stratejik savunma konsepti kabul edildi. Bilindiği gibi İran'ın nükleer kapasitesini geliştirmesi, bölge ve bölge üyesi Türkiye'ye olduğu kadar Avrupa ve Amerika için de tehdit oluşturuyor. Bu nedenle, ABD bir süredir İran'ın nükleer faaliyetlerini ve uluslararası atom enerjisinin denetimi konusunda diplomatik yönden çözüm bulmaya
çalışıyor. Son NATO toplantısında alınan karar Füze Savunma Sistemi NATO çerçevesinde ancak özünde Avrupa ve Amerika'nın bu tehditten korunması amaçlıdır. Teknik olarak, Füze Savunma Sistemi Füze Kalkanı füze yerleştirme değil, düşman tarafından füze atıldığını saptayacak radar sisteminin kurulması anlamına gelmekte, Füze kalkanı menzili 1500 kilometreyi aşan uzun menzilli füzelerin hareketini saptıyor. Düşman füzesini ateşlediğinde, hedef ülke bunu ne kadar erken algılarsa, füzeyi imha edecek
sistem de o kadar erken devreye girip füzeyi imha edebilecek. Bu nedenle radarlar, füze atan düşman ülkeye ne kadar yakın olursa, füzenin ateşlendiğini o kadar erken haber verecek, önlem alınabilecek" dedi.
Emre, "Bu noktadan bakıldığında tehdit unsuru İran'a en yakın ülke Türkiye, Rusya, Çin, İsrail, Yunanistan, Norveç ve diğer batı ülkeler gibi kontrolü kendisine ait olmak üzere böyle milli bir savunma sistemine Türkiye'nin de ihtiyacı olduğu bir gerçek. Esasen Türkiye, 1990 yılındaki 1. Körfez Savaşı sonrasında. Türk Hava Kuvvetlerinin elindeki, füzelere karşı etkisiz hava savunma silahlarını yenilemeyi hedeflemiş uzun menzilli füzeleri üretmeye başlamış, ancak yerli üretimin daha uzun bir zaman alacağı
gerçeği karşısında. ABD, Çin ve Rusya'dan satın almak yoluna gitmiş, ABD Hükümeti de İran füze tehdidine karşı Türkiye'ye, Romanya ve Bulgaristan'la birlikte füze savunma sistemi satmayı kabul etmiş. Ne var ki süreç Türkiye Hükümetince iyi yönetilemediğinden sonuca bağlanamamış, böylece Türkiye milli, kendi kontrolündeki bir savunma sistemine sahip olma şansını kaybetmiştir. Bugün Türkiye, Lizbon'da hiçbir inisiyatifi olmadan ABD'nin planladığı şekilde sadece NATO'nun kontrolünde ve güdümünde
kullanılabilecek bir savunma sisteminin ülkesinde kullanılmasına izin vermek durumunda kalmıştır. Hem de, zirve öncesi, kendi kontrolünde olmadığı sürece böyle bir duruma izin verilemeyeceğinin açıklanmasının üzerinden hafta geçmeden tam bağımsızlık işte bu nedenle çok önemlidir. Emperyalizme karşı dik duruş ancak sosyal, kültürel, ekonomik ve bunların sonucu siyası bağımsızlığını elde etmiş ülkelerin başarabileceği bir durumdur. Ulusumuzun, olayları ibretle izleyerek, gereken dersleri çıkartacaklarından
eminiz" diye konuştu.