Başbakan Erdoğan Van Havzası'na El Attı
Van Valisi Münir Karaloğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Van Havzası ile ilgili özel bir talimatı olduğunu söyleyerek, "Devlet Planlama Teşkilatı'na özel bir ödenek koydurarak İller Bankası üzerinden bölgelerdeki belediyelerimizin hem kanalizasyon çalışmalarını, hem de arıtma tesislerinin yapımları ile ilgili önemli bir çalışma var" dedi
Van Valisi Münir Karaloğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Van Havzası ile ilgili özel bir talimatı olduğunu söyleyerek, "Devlet Planlama Teşkilatı'na özel bir ödenek koydurarak İller Bankası üzerinden bölgelerdeki belediyelerimizin hem kanalizasyon çalışmalarını, hem de arıtma tesislerinin yapımları ile ilgili önemli bir çalışma var" dedi.
Van Sürdürülebilir Çevre Yönetim Birliği (VANÇEB) Olağan Toplantısı İl Özel İdaresi Meclis Salonu'nda yapıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından VANÇEB'in 2010 yılı faaliyet raporu okundu. VANÇEB'in gelir gider hesaplarının da oy birliği ile kabul edildiği toplantıda bir konuşma yapan Vali Münir Karaloğlu, bölgenin kapalı bir havza olduğunu ve dünyanın en önemli su kaynaklarından bir değerin bulunduğunu söyledi. Vali Karaloğlu, "Bu havzayı hem katı atık açısından hem atık sular bakımından korumazsak gerçekten bir müddet sonra bu çevre yaşanılamaz hale gelir. Çünkü kapalı bir havza. Bu bölgede eğer bugün yaşam varsa, 7 bin yıldır medeniyetler varsa, 7 bin yıldır medeniyetler bu bölgeye sahip olmak için kavga etmişse, bunun tek sebebi de bu Van Denizi'dir. Eğer denizi kirletirsek, bu elimizden çıkarsa bölgede yaşayamayız. Bizim dışımızdaki canlılarda yaşayamaz" dedi.
Çevre açısından önemli olanın kirletmemek olduğunu ifade eden Karaloğlu, daha sonra temizleme maliyetlerinin çok yüksek olduğunu kaydetti. Kirliliği İzmir Körfezi'nde yaşadıklarını da hatırlatan Vali Karaloğlu, "Bir şeyi kirletmek çok kolay, ama tekrar eski haline döndürmeye çalıştığınız zaman, hem zaman bakımından, hem da maliyet bakımından çok zor olduğunu biz tecrübe ile gördük. Eski haline de getirmek mümkün olmuyor. 20 yıldır uğraşıyoruz Haliç'i eski haline getirmedik ve hala Haliç'te yüzemiyoruz. İzmit Körfezi'nin temizlenmesi için harcanan para 1 milyar TL'yi bulmuştur. Ama hala yaz aylarında çok sıcak olduğunda bir yerlerden bir koku çıkar gelir. Hala eski halini almış değil. Onun için bizim Van Denizimiz o hale gelmeden tedbirimizi almak zorundayız. Hem katı atıkta hem atık sularımızda. Bu toplumun her ferdinin ortak sorumluğu ama bunu takip etmek bununla ilgili tedbirler almak mahalli idarelerin görevi, özellikle de belediyelerin görevidir" ifadelerini kullandı.
Önemli bir toplantı yaptıklarını, ancak toplantıya bile yüzde 30-35 eksik katılım olduğunu ifade eden Vali Karaloğlu, "Bu, konuya gösterdiğimiz hassasiyeti de gösterir. Onun için lütfen belediyelerimiz, özel idaremiz bu çevre konularında daha hassas davranmak zorundayız. Bu konulara ilgi duymak zorundayız. Yarın çok daha maliyetler karşımıza çıkabilir. Birliğin kuruluş amaçlarının en başında gelen bu katı atık meselesini çözmektir. Şu anda AB ile birlikte proje yürütüyoruz. 2010 yılı sonunda ihale aşamasına gelir ve ihaleyi yapar diye düşünürken, AB'deki ağır bürokrasi sebebiyle ancak 2011 yılının sonunda ihaleyi yapar hale geleceğiz. Bu güzel bir çalışma. Alandaki çalışmalar tamamlandı. Fizibilite ve yer seçimleri tamamlandı. Bunlar çok önemli aşamalar. AB'den bir heyet gelip buradaki yerleri gördü. Şimdi artık ihale aşamasına geliyoruz. Ama bizim gerçekten kentimizin katı atık meselesini takip edecek hali yok. Biz Bakanlıktan birlik olarak şunu talep ettik. Dedik ki 'Bize 1 milyon TL'ye yakın bir para verirseniz, biz geçici bir lot, geçici bir düzenleme depolama alanı yapalım'. Bu nihayetinde 2014'e kadar ihalesi ve yapım aşaması devam edecek, 2014'e kadar en azından Van merkezin ve merkeze yakın Bostaniçi ve Edremit gibi merkezi belediyelerin çöpünü alın orada düzenli olarak depolayalım ki kent bu çöpün kokusundan, dumanından, isinden kurtulsun. Şimdi orada bir ödenek beklentimiz var. Eğer onu sağlayabilirsek biz öncelikli olarak AB'nin yaptığı proje gerçekleşmeden geçici ama düzenli depolama alanı bugünkü yaptığımız gibi vahşi depolama alanı değil, düzenli bir şekilde depolayıp kenti bu sorundan kurtarmamız lazım" diye konuştu.
Şu anda Van Denizi'nin atık sularından en büyük sorunu katı atık olduğunu belirten Vali Karaloğlu, "Sahili temizledikten sonra deniz intikam alırcasına tabanına bizim biriktirmiş olduğumuz o çöpleri tekrar dalga ile bize veriyor ve yüzümüze çarpıyor. Onun için bu derelerimizi korumamız lazım. Yani Van Denizi'nin etrafındaki bütün dereleri korumamız lazım, o derelere kesinlikle vatandaşımızın katı atık dediğimiz nesneleri atmaması lazım. Özellikle yok olmayan, tabiatta uzun süre kalan pet şişeler, naylon torbalar, naylon bidonlar gibi çöplerimizi o derelere atmamamız lazım. Bu konuda belediye başkanlığımızla eğitim faaliyetleri yapmamız lazım. Milli eğitimle işbirliği yaparak okullarda çocuklarımızı eğitmemiz lazım, mahalle toplantıları yapıp vatandaşı eğitmemiz lazım. Vatandaşa dereye bıraktığı her çöpün kendi geleceğinden bir şeylerin çaldığını iyi anlatmamız lazım. Dereye atarak çöpten kurtarmıyoruz. Daha büyük bir belayı başımıza alıyoruz. Bunu da vatandaşa iyi anlatmak durumundayız" görüşüne yer verdi.
"BAŞBAKAN DPT'YE ÖZEL BÜTÇE BIRAKTIRMIŞ"
Atık su ile ilgili son bir yılda önemli çalışmalar olduğunu söyleyen Vali Karaloğlu, Çevre ve Orman Bakanlığı ile İller Bankası'ndan uzmanların gelerek burada çalışma yaptıklarını da belirtti. Karaloğlu, "Ankara'da toplantılar oldu. En son geldiğimiz noktada bütün belediyelerimiz müracaatlarını yaptı. Başbakanımızın Van havzası ile ilgili özel bir talimatı var. Devlet Planlama Teşkilatı'na (DPT) özel bir ödenek koydurarak, İller Bankası üzerinden bölgelerdeki belediyelerimizin hem kanalizasyon hem de arıtma tesislerinin yapımları ile ilgili önemli bir çalışma var. Milletvekilimiz Gülşen Orhan Hanım bunu çok ciddi bir şekilde takip ediyor. Ne olur belediyelerimiz de bunu aşama aşama takip ederlerse işleri hızlandırmış oluruz. Ben yazıyı yazdım ne zaman olur derseniz bir gün olur ama süreç yavaş işler. Onun için belediyelerimizin bu işle ilgili birimlerinin kesinlikle süreci takip etmesi lazım. Bölge Müdürlüğü'nden, Valilik Mahalli İdare Müdürlüğü'nden, İller Bankası Genel Müdürlüğü'nden konuyu takip edelim. Eğer bu sorunu da çözersek bir taraftan katı atık projesi devam ediyor. Bir taraftan da bu atık sularla ilgili kanalizasyon ve arıtma tesisleri işini çözersek inşallah Van Denizimiz elden çıkmaz" şeklinde konuştu.
Geçen yıl Van'da sinekli ilgili çok ciddi bir mücadele olduğunu da hatırlatan Vali Karaloğlu, üniversitenin desteğine çok teşekkür ettiğini kaydederek, "Güzel bir çalışmaydı. Üniversite ile VANÇEB'in ortak bir çalışmasıydı. Biz o çalışmayı yapmadan Türkiye'de belli firmalardan teklif aldık ve bize verilen rakamlar 2 milyon, 2,5 milyon TL gibi rakamlardı. Biz geçen yıl 420 bin TL gibi bir rakam harcadık ve aldığımız birçok malzeme de bu yıla kaldı. Belki bu yıl ki maliyetimiz daha az olacak. Sinekle mücadeleye geçen yıl olduğu gibi bu yıl da devam etmemiz lazım. Geçen yıl belediyemiz iç kısımlarda çalışarak sinekle mücadele etti. Biz de sahil kesiminde özellikle deniz sinekleriyle mücadele ettik. Sahilde ciddi bir rahatlama olmuştu. İnşallah bunu planlı bir şekilde devam ettirirsek 3-4 yıl sonra sahillerimizi daha rahat kullanma imkanına kavuşuruz. Sahilleri bizim turizm sezonunda mutlaka kullanmamız lazım. Edremit sahillerine yazın indiğinizde oturmak çok zor. Ama bunu 3-4 yıl düzenli bir şekilde devam ettirirsek ben inanıyorum ki bu da tölere edilebilir bir seviyeye inecektir. Belki bunları tamamen ortadan kaldırmak ekolojik sistem içinde doğru değildir. Bunlar aynı zamanda çevrede temizleyici görevini yapan varlıklar, ama insanı rahatsız etmeyecek, sahili rahat kullanacak seviyeye bunu getirmemiz lazım. İnşallah bu yıl belediye iç kesimlerde VANÇEB olarak sahilde bu çalışmalara devam ederiz" şeklinde konuştu.
Toplantıya Vali Yardımcısı Atay Uslu, Belediye Başkan Yardımcısı Selim Bozyiğit, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ferit Dağdeviren, Çevre ve Orman İl Müdür Vekili Mehmet Kaptaner, ilçe ve belde belediye başkanları katıldı.
Van Sürdürülebilir Çevre Yönetim Birliği (VANÇEB) Olağan Toplantısı İl Özel İdaresi Meclis Salonu'nda yapıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından VANÇEB'in 2010 yılı faaliyet raporu okundu. VANÇEB'in gelir gider hesaplarının da oy birliği ile kabul edildiği toplantıda bir konuşma yapan Vali Münir Karaloğlu, bölgenin kapalı bir havza olduğunu ve dünyanın en önemli su kaynaklarından bir değerin bulunduğunu söyledi. Vali Karaloğlu, "Bu havzayı hem katı atık açısından hem atık sular bakımından korumazsak gerçekten bir müddet sonra bu çevre yaşanılamaz hale gelir. Çünkü kapalı bir havza. Bu bölgede eğer bugün yaşam varsa, 7 bin yıldır medeniyetler varsa, 7 bin yıldır medeniyetler bu bölgeye sahip olmak için kavga etmişse, bunun tek sebebi de bu Van Denizi'dir. Eğer denizi kirletirsek, bu elimizden çıkarsa bölgede yaşayamayız. Bizim dışımızdaki canlılarda yaşayamaz" dedi.
Çevre açısından önemli olanın kirletmemek olduğunu ifade eden Karaloğlu, daha sonra temizleme maliyetlerinin çok yüksek olduğunu kaydetti. Kirliliği İzmir Körfezi'nde yaşadıklarını da hatırlatan Vali Karaloğlu, "Bir şeyi kirletmek çok kolay, ama tekrar eski haline döndürmeye çalıştığınız zaman, hem zaman bakımından, hem da maliyet bakımından çok zor olduğunu biz tecrübe ile gördük. Eski haline de getirmek mümkün olmuyor. 20 yıldır uğraşıyoruz Haliç'i eski haline getirmedik ve hala Haliç'te yüzemiyoruz. İzmit Körfezi'nin temizlenmesi için harcanan para 1 milyar TL'yi bulmuştur. Ama hala yaz aylarında çok sıcak olduğunda bir yerlerden bir koku çıkar gelir. Hala eski halini almış değil. Onun için bizim Van Denizimiz o hale gelmeden tedbirimizi almak zorundayız. Hem katı atıkta hem atık sularımızda. Bu toplumun her ferdinin ortak sorumluğu ama bunu takip etmek bununla ilgili tedbirler almak mahalli idarelerin görevi, özellikle de belediyelerin görevidir" ifadelerini kullandı.
Önemli bir toplantı yaptıklarını, ancak toplantıya bile yüzde 30-35 eksik katılım olduğunu ifade eden Vali Karaloğlu, "Bu, konuya gösterdiğimiz hassasiyeti de gösterir. Onun için lütfen belediyelerimiz, özel idaremiz bu çevre konularında daha hassas davranmak zorundayız. Bu konulara ilgi duymak zorundayız. Yarın çok daha maliyetler karşımıza çıkabilir. Birliğin kuruluş amaçlarının en başında gelen bu katı atık meselesini çözmektir. Şu anda AB ile birlikte proje yürütüyoruz. 2010 yılı sonunda ihale aşamasına gelir ve ihaleyi yapar diye düşünürken, AB'deki ağır bürokrasi sebebiyle ancak 2011 yılının sonunda ihaleyi yapar hale geleceğiz. Bu güzel bir çalışma. Alandaki çalışmalar tamamlandı. Fizibilite ve yer seçimleri tamamlandı. Bunlar çok önemli aşamalar. AB'den bir heyet gelip buradaki yerleri gördü. Şimdi artık ihale aşamasına geliyoruz. Ama bizim gerçekten kentimizin katı atık meselesini takip edecek hali yok. Biz Bakanlıktan birlik olarak şunu talep ettik. Dedik ki 'Bize 1 milyon TL'ye yakın bir para verirseniz, biz geçici bir lot, geçici bir düzenleme depolama alanı yapalım'. Bu nihayetinde 2014'e kadar ihalesi ve yapım aşaması devam edecek, 2014'e kadar en azından Van merkezin ve merkeze yakın Bostaniçi ve Edremit gibi merkezi belediyelerin çöpünü alın orada düzenli olarak depolayalım ki kent bu çöpün kokusundan, dumanından, isinden kurtulsun. Şimdi orada bir ödenek beklentimiz var. Eğer onu sağlayabilirsek biz öncelikli olarak AB'nin yaptığı proje gerçekleşmeden geçici ama düzenli depolama alanı bugünkü yaptığımız gibi vahşi depolama alanı değil, düzenli bir şekilde depolayıp kenti bu sorundan kurtarmamız lazım" diye konuştu.
Şu anda Van Denizi'nin atık sularından en büyük sorunu katı atık olduğunu belirten Vali Karaloğlu, "Sahili temizledikten sonra deniz intikam alırcasına tabanına bizim biriktirmiş olduğumuz o çöpleri tekrar dalga ile bize veriyor ve yüzümüze çarpıyor. Onun için bu derelerimizi korumamız lazım. Yani Van Denizi'nin etrafındaki bütün dereleri korumamız lazım, o derelere kesinlikle vatandaşımızın katı atık dediğimiz nesneleri atmaması lazım. Özellikle yok olmayan, tabiatta uzun süre kalan pet şişeler, naylon torbalar, naylon bidonlar gibi çöplerimizi o derelere atmamamız lazım. Bu konuda belediye başkanlığımızla eğitim faaliyetleri yapmamız lazım. Milli eğitimle işbirliği yaparak okullarda çocuklarımızı eğitmemiz lazım, mahalle toplantıları yapıp vatandaşı eğitmemiz lazım. Vatandaşa dereye bıraktığı her çöpün kendi geleceğinden bir şeylerin çaldığını iyi anlatmamız lazım. Dereye atarak çöpten kurtarmıyoruz. Daha büyük bir belayı başımıza alıyoruz. Bunu da vatandaşa iyi anlatmak durumundayız" görüşüne yer verdi.
"BAŞBAKAN DPT'YE ÖZEL BÜTÇE BIRAKTIRMIŞ"
Atık su ile ilgili son bir yılda önemli çalışmalar olduğunu söyleyen Vali Karaloğlu, Çevre ve Orman Bakanlığı ile İller Bankası'ndan uzmanların gelerek burada çalışma yaptıklarını da belirtti. Karaloğlu, "Ankara'da toplantılar oldu. En son geldiğimiz noktada bütün belediyelerimiz müracaatlarını yaptı. Başbakanımızın Van havzası ile ilgili özel bir talimatı var. Devlet Planlama Teşkilatı'na (DPT) özel bir ödenek koydurarak, İller Bankası üzerinden bölgelerdeki belediyelerimizin hem kanalizasyon hem de arıtma tesislerinin yapımları ile ilgili önemli bir çalışma var. Milletvekilimiz Gülşen Orhan Hanım bunu çok ciddi bir şekilde takip ediyor. Ne olur belediyelerimiz de bunu aşama aşama takip ederlerse işleri hızlandırmış oluruz. Ben yazıyı yazdım ne zaman olur derseniz bir gün olur ama süreç yavaş işler. Onun için belediyelerimizin bu işle ilgili birimlerinin kesinlikle süreci takip etmesi lazım. Bölge Müdürlüğü'nden, Valilik Mahalli İdare Müdürlüğü'nden, İller Bankası Genel Müdürlüğü'nden konuyu takip edelim. Eğer bu sorunu da çözersek bir taraftan katı atık projesi devam ediyor. Bir taraftan da bu atık sularla ilgili kanalizasyon ve arıtma tesisleri işini çözersek inşallah Van Denizimiz elden çıkmaz" şeklinde konuştu.
Geçen yıl Van'da sinekli ilgili çok ciddi bir mücadele olduğunu da hatırlatan Vali Karaloğlu, üniversitenin desteğine çok teşekkür ettiğini kaydederek, "Güzel bir çalışmaydı. Üniversite ile VANÇEB'in ortak bir çalışmasıydı. Biz o çalışmayı yapmadan Türkiye'de belli firmalardan teklif aldık ve bize verilen rakamlar 2 milyon, 2,5 milyon TL gibi rakamlardı. Biz geçen yıl 420 bin TL gibi bir rakam harcadık ve aldığımız birçok malzeme de bu yıla kaldı. Belki bu yıl ki maliyetimiz daha az olacak. Sinekle mücadeleye geçen yıl olduğu gibi bu yıl da devam etmemiz lazım. Geçen yıl belediyemiz iç kısımlarda çalışarak sinekle mücadele etti. Biz de sahil kesiminde özellikle deniz sinekleriyle mücadele ettik. Sahilde ciddi bir rahatlama olmuştu. İnşallah bunu planlı bir şekilde devam ettirirsek 3-4 yıl sonra sahillerimizi daha rahat kullanma imkanına kavuşuruz. Sahilleri bizim turizm sezonunda mutlaka kullanmamız lazım. Edremit sahillerine yazın indiğinizde oturmak çok zor. Ama bunu 3-4 yıl düzenli bir şekilde devam ettirirsek ben inanıyorum ki bu da tölere edilebilir bir seviyeye inecektir. Belki bunları tamamen ortadan kaldırmak ekolojik sistem içinde doğru değildir. Bunlar aynı zamanda çevrede temizleyici görevini yapan varlıklar, ama insanı rahatsız etmeyecek, sahili rahat kullanacak seviyeye bunu getirmemiz lazım. İnşallah bu yıl belediye iç kesimlerde VANÇEB olarak sahilde bu çalışmalara devam ederiz" şeklinde konuştu.
Toplantıya Vali Yardımcısı Atay Uslu, Belediye Başkan Yardımcısı Selim Bozyiğit, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ferit Dağdeviren, Çevre ve Orman İl Müdür Vekili Mehmet Kaptaner, ilçe ve belde belediye başkanları katıldı.