Ahmet Türk'ün Muş Gezisi
Muş'ta yaptığı açıklamada çok fikirli ve eleştiriye açık olunmadığı takdirde demokratik olunamayacağını söyleyen Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Ahmet Türk, demokratik özerklik projesini sadece Kürtler için gündeme getirmediklerini, Türkiye'nin tümünde böyle bir yapının oluşmasını istediklerini belirtti
Muş'ta yaptığı açıklamada çok fikirli ve eleştiriye açık olunmadığı takdirde demokratik olunamayacağını söyleyen Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Ahmet Türk, demokratik özerklik projesini sadece Kürtler için gündeme getirmediklerini, Türkiye'nin tümünde böyle bir yapının oluşmasını istediklerini belirtti.
DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, Muş'ta sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileriyle bir araya geldi. Zümrüt Otel'de gerçekleştirilen toplantıda STK temsilcilerine yönelik bir konuşma yapan Ahmet Türk, daha önce 649 sivil toplum örgütünün bir araya gelerek barış çağrısı yaptığını hatırlattı. Yapılan çağrının uluslararası alanda da tartışıldığını vurgulayan Türk, barışın kalıcı hale gelmesi için büyük çabalar ortaya konulması gerektiğini ifade etti. Demokratik Toplum Kongresi'nin de eleştirilebileceğini kaydeden
Türk, "Siyasetimizi eleştirebilirsiniz, yanlışlarımızı ortaya koyarsanız biz bundan memnun kalırız. Çok fikirli düşünceli ve eleştiriye açık olamazsak, o zaman da biz demokratik olamayız. İnsanlarımızın düşüncelerini söylemekten çekindiği bir ortamda da biz demokrasiden söz edersek, birileri bize cevap verir ve birileri bizi yalancı çıkarır. Bu nedenle sivil alanın güçlenmesinin; Kürtler için, bizim için, halklar için, barış için, demokrasi için çok önemli olduğunu ifade etmek istiyorum. Biz Türkiye'de
demokratik özerklik projesini sadece Kürtler için getirmiyoruz gündeme. Biz Türkiye'nin tümünde demokratik özerk bir yapının oluşmasını istiyoruz. Bazen belki çok fazla dikkat edilmiyor. Kalkınma Ajansı bir çalışma yapmış ve bu kalkınma ajansı Türkiye'yi 26 bölgeye ayırmış. Biz de demokratik özerklik çalışmasını yaparken, gerçekten Türkiye'de buna yakın bir sayının olmasını istiyoruz. Yani bakın ortak bir şey çıkıyor, ortak akıl çıkıyor. Onlar farklı bir alanda 'evet' diyor. Türkiye artık bu yükü
kaldıramaz. Biz de diyoruz ki, artık demokratik özerklikle demokratik bir Türkiye oluşturulabilir" ifadelerini kullandı.
Konuşmasında İtalya ve İspanya'yı örnek gösteren Türk, sözlerine şöyle devam etti:
"İtalya ve İspanya derin devletlerin cirit attığı bir ülkeydi. Ama bugün İtalya'da 27 bölge oluşmuş, İspanya 17 özerk bölgeye ayrılmış, halk yönetime sahip çıktığı için, yönetime ortak olduğu için halk orada bir güçtür, iktidarın ortağıdır. Bu nedenle çok önemlidir. Tabii biz yine şunu istiyoruz: Öyle bir çalışma yapalım ki, barış talebimizi, demokrasi talebimizi, bu yaşadığımız acılar, bu kirli savaşı sona erdirecek bir duruşu da ortaya koyalım. Burada güçlü bir refleks, güçlü bir çıkış, güçlü bir irade
ve barış konusundaki çabaların daha ciddiye alınacağını da görmemiz lazım. Yani meseleyi halklaştırma, sorunları halkla birlikte çözme ve bütün bu gelişmelerde halkı hakem etme noktasında olmak zorundayız. Bunu yapabiliriz. Belki de bu sivil alanı güçlendirerek bu acıların sona erdirilmesi konusunda çok kutsal bazı şeyleri yapabiliriz. Bunun için daha fazla güçlü birlik, beraberlik kaçınılmazdır."
Toplantıya DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk'ün yanı sıra Aysel Tuğluk, yazar Altan Tan, BDP Muş milletvekili Nuri Yaman, partililer ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisiyle köy ve mahalle muhtarları katıldı. Ahmet Türk ve beraberindekiler, daha sonra kara yoluyla Bitlis'e hareket etti.
DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, Muş'ta sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileriyle bir araya geldi. Zümrüt Otel'de gerçekleştirilen toplantıda STK temsilcilerine yönelik bir konuşma yapan Ahmet Türk, daha önce 649 sivil toplum örgütünün bir araya gelerek barış çağrısı yaptığını hatırlattı. Yapılan çağrının uluslararası alanda da tartışıldığını vurgulayan Türk, barışın kalıcı hale gelmesi için büyük çabalar ortaya konulması gerektiğini ifade etti. Demokratik Toplum Kongresi'nin de eleştirilebileceğini kaydeden
Türk, "Siyasetimizi eleştirebilirsiniz, yanlışlarımızı ortaya koyarsanız biz bundan memnun kalırız. Çok fikirli düşünceli ve eleştiriye açık olamazsak, o zaman da biz demokratik olamayız. İnsanlarımızın düşüncelerini söylemekten çekindiği bir ortamda da biz demokrasiden söz edersek, birileri bize cevap verir ve birileri bizi yalancı çıkarır. Bu nedenle sivil alanın güçlenmesinin; Kürtler için, bizim için, halklar için, barış için, demokrasi için çok önemli olduğunu ifade etmek istiyorum. Biz Türkiye'de
demokratik özerklik projesini sadece Kürtler için getirmiyoruz gündeme. Biz Türkiye'nin tümünde demokratik özerk bir yapının oluşmasını istiyoruz. Bazen belki çok fazla dikkat edilmiyor. Kalkınma Ajansı bir çalışma yapmış ve bu kalkınma ajansı Türkiye'yi 26 bölgeye ayırmış. Biz de demokratik özerklik çalışmasını yaparken, gerçekten Türkiye'de buna yakın bir sayının olmasını istiyoruz. Yani bakın ortak bir şey çıkıyor, ortak akıl çıkıyor. Onlar farklı bir alanda 'evet' diyor. Türkiye artık bu yükü
kaldıramaz. Biz de diyoruz ki, artık demokratik özerklikle demokratik bir Türkiye oluşturulabilir" ifadelerini kullandı.
Konuşmasında İtalya ve İspanya'yı örnek gösteren Türk, sözlerine şöyle devam etti:
"İtalya ve İspanya derin devletlerin cirit attığı bir ülkeydi. Ama bugün İtalya'da 27 bölge oluşmuş, İspanya 17 özerk bölgeye ayrılmış, halk yönetime sahip çıktığı için, yönetime ortak olduğu için halk orada bir güçtür, iktidarın ortağıdır. Bu nedenle çok önemlidir. Tabii biz yine şunu istiyoruz: Öyle bir çalışma yapalım ki, barış talebimizi, demokrasi talebimizi, bu yaşadığımız acılar, bu kirli savaşı sona erdirecek bir duruşu da ortaya koyalım. Burada güçlü bir refleks, güçlü bir çıkış, güçlü bir irade
ve barış konusundaki çabaların daha ciddiye alınacağını da görmemiz lazım. Yani meseleyi halklaştırma, sorunları halkla birlikte çözme ve bütün bu gelişmelerde halkı hakem etme noktasında olmak zorundayız. Bunu yapabiliriz. Belki de bu sivil alanı güçlendirerek bu acıların sona erdirilmesi konusunda çok kutsal bazı şeyleri yapabiliriz. Bunun için daha fazla güçlü birlik, beraberlik kaçınılmazdır."
Toplantıya DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk'ün yanı sıra Aysel Tuğluk, yazar Altan Tan, BDP Muş milletvekili Nuri Yaman, partililer ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisiyle köy ve mahalle muhtarları katıldı. Ahmet Türk ve beraberindekiler, daha sonra kara yoluyla Bitlis'e hareket etti.