Dursun Çiçek belgesi getirenlere 100 bin TL!

"İrtica ile Mücadele Eylem Planı" davasının tutuklu sanığı Albay Dursun Çiçek, tutuklu yargılanmasını eleştirerek, dava dosyanın Yargıtay 11. Ceza Dairesi'ne gönderilmesini istedi. Dursun Çiçek'in çocukları İrem ve Deniz Çiçek ise davayla ilgili bilgi ve belge sunanlara 100 bin lira ödül verileceğini açıkladı.

"İrtica ile Mücadele Eylem Planı" davasının tutuklu sanığı Albay Dursun Çiçek, tutuklu yargılanmasını eleştirerek, dava dosyanın Yargıtay 11. Ceza Dairesi'ne gönderilmesini istedi. Dursun Çiçek'in çocukları İrem ve Deniz Çiçek ise davayla ilgili bilgi ve belge sunanlara 100 bin lira ödül verileceğini açıkladı. Silivri Cezaevi'ndeki duruşma salonunda görülen davanın bugünkü duruşmasına, İrtica ile mücadele eylem planı diye adlandırılan belgede ıslak imzası olduğu iddia edilen Kurmay Albay Dursun Çiçek hazır bulundu.

Diğer tutuklu sanıklar avukat Serdar Öztürk, Aydınlık dergisi genel yayın yönetmeni Mehmet Deniz Yıldırım da duruşmaya getirildi.

Duruşmada ilk olarak tutuklu sanık Albay Dursun Çiçek söz aldı. Daha öceki duruşmaya spor yaparken bileğini kırdığı için koltuk değnekleriyle katılan Albay Çiçek, mahkeme başkanı Köksal Şengün'e kendisine geçmiş olsun dileklerinde bulunmadığı için sitemde bulundu.

Çiçek, "Bir geçmiş olsun dileğini bana çok gördünüz, burada bulunmam suçlu olduğumu göstermez, bunu sizden beklerdim'' dedi.

7 aydır tutuklu bulunduğunu belirten Çiçek, bu süreçte 170 talepte bulunduklarını bunların sadece 12 tanesinin kabul edildiğine de dikkat çekti.   

Çiçek, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan "Ergenekon terör örgütüne üye olma" suçuna ilişkin dava ile İlhan Cihaner'in Yargıtay 11. Ceza Dairesi'ndeki dosyasının Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından birleştirildiğini hatırlattı.

Çiçek, mahkemenin de Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki "Ergenekon terör örgütüne üye olma" suçu kapsamında görülen dava ile bu davanın bağlantılı olduğunu söylediğini ifade ederek, "(Dursun Çiçek belgeyi Ankara'da yazdı, Erzincan'da uygulamaya konuldu) deniliyor. Erzincan dosyasındakileri Yargıtay 6 ay önce tahliye etti. Ben niye içerideyim? Nerede kaldı Anayasa'nın eşitlik hakkı? Onlar icra etti, ben yazdım. Yazanın suçu icra edenlerden daha mı ağır? Bu eşitlik mi? Vicdana sığar mı?" diye konuştu.

Mahkemenin dosyaları birleştirme kararı alarak Yargıtaya göndermesini isteyen Çiçek, "İddia makamı istiyor. 2 üye de istiyor. Niye bu kararı almıyorsunuz? Oyalama celseleri yapıyorsunuz. Ankara, hem yetki, hem de görev açısından uygun" dedi.

Tutuklanmasına ilişkin kuvvetli suç şüphesinin ne olduğunu bulamadığını dile getiren Çiçek, "Hakkımda verilecek tutukluluğa devam kararı, bu işlenen hukuk cinayetine ortak olmaktır. Bu kadar işkencenin, bu kadar mağdur edilmenin yeterli olduğunu düşünüyorum. 35 yıllık mesleğimin son 8 ayını görevimin başında geçirerek tamamlamak istiyorum. Tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu.

"Başbuğ ve Iğsız tanık olarak dinlensin"

Çiçek'in avukatı olan kızı İrem Çiçek de "savcılık ve emniyetin ülkedeki tüm Dursun Çiçekleri birbirine karıştırıp harmanladığını" ifade ederek, 28 Mart 2009'da Erzincan Mazlum Otel'in 202 numaralı odasında kaldığını belirtilen Dursun Çiçek'in, 33 yaşında inşaat şirketi sahibi olduğunu söyledi.

Erzincan dosyasının ek klasörlerinde bu kişinin kimlik numarasına yer verildiğini, bu somut bilgilere rağmen mahkemenin Mazlum Otel'in 2009 yılı kamera kayıtlarını istediğini söyleyen Çiçek, Ankara'da inşaatçı olarak çalışan başka bir Dursun Çiçek'in de 6 ay dinlenildiğini hatırlattı.

Mahkemenin Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığına müzekkere yazarak 18 Mart 2009 tarihinde bilet alan bir başka Dursun Çiçek'in peşine düştüğünü ifade eden İrem Çiçek, "Komplonun bu kadar açık olduğu bir dosyada müvekkilimin tahliyesi için daha kaç tane Dursun Çiçek bulunacaktır?" dedi.

Mahkemenin ara kararınca istenen bilgi ve belgelerin tamamının müvekkilinin lehine olduğunu ifade eden Çiçek, dosyanın Yargıtaya gönderilmesini talep etti.

Çiçek, "Karargah Subayı Planı İtiraf Etti" şeklideki haberlerde yeralan Albay Ünal Atabay'a ait olduğu iddia edilen ses kaydıyla ilgili olarak da ses analizinin yaptırılmasını talep ederek, Atabay'ın duruşmaya çağrılarak derhal dinlenilmesini istedi.

Söz konusu habere konu iddialar ve dava konusu belgeye ilişkin haberin bir gazetede yer aldığı 12 Haziran 2009'dan sonraki dönemde yaşanan gelişmeler hakkında o dönemde Genelkurmay Başkanlığı İç Güvenlik Harekatı Daire Başkanı olan ve Bilgi Destek Daire Başkanlığına da vekalet eden Tümgeneral Mustafa Bakıcı'nın da tanık olarak dinlenilmesini isteyen Çiçek, yine söz konusu haberle ilgili olarak dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ile emekli Orgeneral Hasan Iğsız'ın da tanık olarak duruşmada dinlenilmesini talep etti.

Duruşma, taleplerin alınmasıyla devam ediyor.

Belge ve bilgi sunana 100 bin lira ödül

Bu arada, Dursun Çiçek'in çocukları İrem ve Deniz Çiçek tarafından hazırlanan "dursuncicek.wordpress.com" adlı internet sitesinde yayımlanan duyuruda da dava konusu belgenin hazırlanması, adliyeye gönderilmesi hakkında belge ve bilgi sunan kişilere 100 bin lira ödül verileceği belirtildi.

İrem ve Deniz Çiçek tarafından hazırlanan yazıda, şu ifadelere yer verildi: "Babamız Dursun Çiçek'e atılan iftiranın ve hukuk cinayetinin faillerinin ortaya çıkarılmasına yönelik olarak, bu sahte planın hazırlanması, fotokopinin avukatın bürosuna konulması ve Beşiktaş Adliyesine gönderilmesi hakkında insanlık ve dürüstlük adına bilgi ve belge sunan şahıslara 100 bin TL ödül verilecektir. Bilgi ve belgeyi veren kişilerin kimliklerinin korunması birincil önceliğimiz olacaktır. Yaratılan korku imparatorluğunda masum insanların kafalarında oluşabilecek kaygıların giderilmesi için elimizden geleni yapacağımıza kimsenin şüphesi olmasın."