Başbakan Erdoğan: Terörle mücadele ederken özgürlüklerin istismara dönüşmesini engellemek zorundasınız

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Terörle mücadele ederken kırıp dökmemek, özgürlüklerin istismara dönüşmesini engellemek zorundasınız." dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Terörle mücadele ederken kırıp dökmemek, özgürlüklerin istismara dönüşmesini engellemek zorundasınız." dedi.

Başbakan Erdoğan, Harran Üniversitesi (HRÜ) İktisat Fakültesi Senatosu tarafından kendisine fahri doktora unvanı verilmesi dolayısıyla düzenlenen törende yaptığı konuşmada, GAP'ın sadece tarımı değil, bölge insanının kaderini de değiştirdiğini söyledi.

"STATÜKO TEDİRGİN"

Başbakan Erdoğan, bölge insanının kaderinin olumlu bir yönde değişmesinin bazı dinamikleri de beraberinde getirdiğine inandığını belirtti.

Erdoğan, ''Statüko da, artık değişim karşısında ciddi bir tedirginlik yaşamaya başladı. Onlarca, yüzlerce değil binlerce yıldır süregelen birtakım alışkanlıklar, birtakım töreler, birtakım siyasetler de artık yerini açıklığa ve aydınlığa bırakıyor." şeklinde konuştu.

Bölgedeki yoksulluğun, istismarı beraberinde getirdiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, ''Bu bölgede çok uzun yıllar boyunca yoksulluk var. O yoksulluk istismarı da beraberinde getiriyor. Şu anda Harran'ın kurak toprakları suyla kucaklaştıkça işte bu istismarın zemini çöküyor. Susuzluk sona ererken aynı zamanda istismar bataklığı da kuruyor." ifadelerine yer verdi.

"İNSANI EKONOMİK İLİŞKİLERDEN İBARET BİR CANLI OLARAK GÖRMÜYORUZ"

Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

"Bölgenin meselesi sadece ve sadece maddi imkansızlıklardan ibaret değildir. Bölgeye ekonomik canlılık geldiğinde bütün meselenin çözüme kavuşacağını ifade edenler bölgeye de, bölge insanına da çok büyük haksızlık yapıyorlar. Elbette ekonomik kalkınma önemlidir ama tek başına yeterli olmadığını, olmayacağını çok iyi gördük. Açık söylüyorum; biz insanı 'homo economicus' yani ekonomik ilişkilerden ibaret bir varlık olarak görmüyoruz. Asla böyle bakmıyoruz. İnsan; yaratılanların, yaratılmışların en şereflisi, canlıların en şereflisi... Dili, inancı, etnik kökeni ne olursa olsun bizim medeniyetimizde insan önce candır.

İnsan -altını çizerek ifade ediyorum- midesi ile değil; ruhuyla, fikriyle, yüreğiyle tarif edilebilecek bir varlıktır. Çocuğa süt verirsiniz karnını doyurursunuz, eline oyuncak tutuşturursunuz ama insanın maddi ihtiyaçları olduğu kadar duygusal ihtiyaçlarını da dikkate almak zorundasınız ve şimdi birileri çıkıyor, 'Doğu'da, Güney Doğu'da yatırım yapılırsa sorunlar biter' diyor. Bir başkası çıkıyor, 'Bölgede et balık kurumları açılırsa sorun çözülür' diyor. Bunların tamamı sığ, dar ve meselenin özünden uzak yaklaşımlardır."

"KIRIP DÖKMEMEK ZORUNDASINIZ"

Erdoğan, ekonomik kalkınmayı, demokratikleşme; demokratikleşmeyi de ekonomik kalkınma ile desteklenmek zorunda olunduğunu vurgulayarak, ''Eğer biri ileri, biri geri olursa bu işi çözemezsiniz. Güvenlik ile demokrasinin dengesini çok iyi yapmak, terörle mücadele ederken kırıp dökmemek özgürlüklerin istismara dönüşmesini engellemek zorundasınız. Biz denklemi çok iyi kurduğumuza inanıyor, artık denklemin çözüm aşamasına geçmiş bulunuyoruz." diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, enerjiyi, sulamayı, hastaneyi önemsedikleri kadar okulu, üniversiteyi, farklı dil ve lehçelerde konuşmayı, bunları öğrenmeyi de önemsediklerini dile getirdi.

"ONURLU BİR YAŞAM EKMEK VE SU KADAR ÖNEMLİDİR"

Başbakan Erdoğan, adaletin, insan onuruna yaraşır bir yaşamın ekmek ve su kadar önem arz ettiğini vurguladı. Bu türden çözüm politikaları odaklı çözümlerin bazı kesimleri rahatsız ettiğini dile getiren Erdoğan, bu çözümler karşısında istismar zeminini kaybeden kesimlerin hem doğuda hem de batıda çözümü engellemek istediklerinin altını çizdi.

Başbakan Erdoğan, şunları ifade etti:

"Toprakları suyla buluşturduğumuz kadar gönülleri de huzurla buluşturmanın mücadelesini veriyoruz. Adaletin, insan onuruna yaraşır bir yaşam tarzının ekmek kadar, su kadar önemli olduğunu biliyoruz. Rahatsızlığın temelinde de işte bizim bu çözüm odaklı politikalarımız var.İstismar zeminlerini kaybedecek olanlar hem doğuda hem batıda çözümü engellemek, yavaşlatmak, durdurmak gayreti içerisindeler. Yoksul insanları istismar etmek üzere kurulan politikalar artık sarsılıyor ve statüko da bundan ciddi rahatsızlık duyuyor."