Lizbon Anlaşması'nda Değişikliğe Yeşil Işık Brüksel

AB'de küresel krizle birlikte gevşeyen mali disiplinin nasıl güçlendirileceğini görüşmek üzere toplanan AB liderleri, Lizbon Anlaşması'nda cüzi değişiklik konusunda uzlaştı.

AB'de küresel krizle birlikte gevşeyen mali disiplinin nasıl güçlendirileceğini görüşmek üzere toplanan AB liderleri, Lizbon Anlaşması'nda cüzi değişiklik konusunda uzlaştı.
Zirveye AB'nin yıllarca süren müzakerelerle kabul ettiği yeni anayasası Lizbon Anlaşması'nda değişiklik yapması talebiyle gelen Fransa destekli Almanya, aksi halde Yunanistan gibi zora düşen avro ülkelerini kurtarmak için, 2013 yılına kadar geçerli olacak şekilde oluşturulan 750 milyar avroluk acil destek fonunun kalıcı hale gelmeyeceği tehdidinde bulunmuştu.
Diplomatik kaynaklar, zirvede sağlanan uzlaşmanın AB'nin zor durumdaki üyelerini kurtarma mekanizmasının güçlendirilmesi ve görev süresinin uzatılmasını içerdiğini ve bu kapsamda gerekirse Lizbon Anlaşması'nda sınırlı değişiklik yapılabileceğini bildirdi.
Liderlerin, AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ve AB Komisyonu'nu, Avro Bölgesi'nde kurtarma mekanizmalarının nasıl güçlendirileceği konusunda öneriler sunmakla görevlendirmesi bekleniyor.
Lizbon Anlaşması'nda değişikliği, bütçe açıklarını makul bir sürede AB'nin belirlediği yüzde 3 sınırının altına indirmeyen üye ülkelerin oy haklarını kaybederek cezalandırılması için isteyen Almanya Başbakanı Angela Merkel, mevkidaşlarından destek alamadı.
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, zirve öncesinde yaptığı açıklamada, "Eğer anlaşmada değişiklik üye ülkelerin oy haklarından mahrum bırakılması için yapılacaksa bunu kabul edilemez buluyorum. Açıkça söylemek gerekirse gerçekçi de değil. Ama eğer değişiklik ekonomik ve mali krize cevap verilmesi konusundaysa bu önerileri tartışmalıyız" diyerek kapıyı kapatmıştı.
AB'de Maastrich ekonomi kriterlerine göre bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranının yüzde 3 ve toplam kamu borcunun GSYH'ye oranının yüzde 60 seviyesinin altında olması gerekirken buna uymayan ülkelere otomatik yaptırımlar öngörülmemesi populist hükümetleri cesaretlendiriyor.
29.10.2010 00:36:57