Amaç, alevi Sünni kavgası çıkartmak

Devlet Bakanı Faruk Çelik'in de katıldığı 7. Alevi çalıştayında bir konuşma yapan Cem Vakfı Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan Madımak Oteli'nin yalnız Alevilerin sorunu olarak ele alınmaması gerektiğini belirtti.

Amaç, alevi Sünni kavgası çıkartmak
Cem Vakfı Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan, ''Madımak Oteli'nin yalnız Alevilerin sorunu olarak ele alınması yanlış bir yaklaşımdır ve Alevi-Sünni ayrışmasını ortaya atmak, varsa derinleştirmek için başvurulan bir yöntemdir'' dedi. Kızılcahamam'da düzenlenen 7. Alevi Çalıştayı'nın ikinci günkü oturumunda Madımak Oteli, zorunlu din dersleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın durumu ele alındı.
Cem Vakfı Başkanı Doğan, çalıştaya verilen arada gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Madımak Oteli'nin bir Alevi sorunu olarak ele alınmasını doğru bulmadığını söyledi. Madımak'ta hem Alevilerin hem de Sünnilerin hayatını kaybettiğini belirten Doğan, ''Madımak Oteli'nin yalnız Alevilerin sorunu olarak ele alınması yanlış bir yaklaşımdır ve Alevi-Sünni ayrışmasını ortaya atmak, varsa derinleştirmek için başvurulan bir yöntemdir'' değerlendirmesinde bulundu.
Otelin ve çevresinin kamulaştırılarak meydana dönüştürülmesi ve buraya sevgi ve barışı hatırlatan, Alevi-Sünni kardeşliğini pekiştiren bir anıt dikilmesini öneren Doğan, bu yapının bir ibret levhası olması gerektiğini söyledi. Diyanet İşleri Başkanlığının konumuyla ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine Doğan, başkanlığın bu haliyle varlığını sürdüremeyeceğini ifade etti. Diyanetin çalışma sistemiyle Türkiye'deki laik sistemi tehdit ettiğini ve Alevi-Sünni ayrışmasına neden olduğunu savunan Doğan, ''Diyanet yıllardır 'İslam'da yalnızca bir tek ibadethane bulunabileceği ve bunun da cami olduğu', 'Aleviler kendilerini Müslüman kabul ediyorlarsa camiye gitmeliler' gibi söylemlerde bulunuyor. Bu da yurttaşları bütünleştirmek, ulusal birliği sağlamak yerine vatandaşları ayrıştırıyor'' diye konuştu. Doğan, Diyanetin gayrimüslimler de dahil tüm inanç gruplarını temsil edecek şekilde yeniden yapılanması gerektiğini ifade etti.
Gazeteci-yazar Oral Çalışlar da çalıştayda Madımak Oteli'nin kin ve nefret yerine barış ve kardeşliği hatırlatacak şekilde dizayn edilmesi konusunda görüş birliğine varıldığını belirterek, Sivas halkını ve sivil toplum kuruluşlarını da işin içine katan bir düzenlemenin doğru olacağını dile getirdi. Çalışlar, geçmişte Madımak'ın müze olması yönünde imza verdiğini ancak toplumsal mutabakat sağlanması halinde burasının anıt ve park olarak düzenlenmesinde de hiçbir sakınca bulunmadığını söyledi.
Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılması gerektiğini ifade eden Çalışlar, ancak bunun yakın vadede güç olduğunu, başkanlığın tüm mezheplerin temsil edildiği bir yapıya kavuşturulması gerektiğini kaydetti.
Eski Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç da zorunlu din dersleri konusundaki soruları yanıtlarken, Anayasa'nın 24. maddesinin bu konuda ayrıntılı bir düzenleme getirdiğini söyledi. Bu maddeye göre, dersin adının ''Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi'' olduğunu hatırlatan Altıkulaç, burada tüm mezheplerden çocuklara din eğitimi konusunda bilgiler verildiğini belirtti. Yasa ile çocuklarına ikinci bir din dersi aldırmak isteyen vatandaşlara seçmeli din dersi imkânı getirildiğini anımsatan Altıkulaç, seçmeli dersin çeşitli mezheplere ve inanç gruplarına göre düzenlenebileceğini ifade etti.
'KİMSE DIŞARIDAKİ ÇIĞIRTKANLARA İNANMASIN'
Karaca Ahmet Sultan Kültürünü Yaşatma ve Tanıtma Derneği Başkanı Muharrem Ercan da çalıştayın başarıyla devam ettiğini belirterek, ''Kimse dışarıdaki çığırtkanlara inanmasın'' dedi. Sürecin kademe kademe ilerlediğini ve her şeyin birdenbire hallolmasını beklemenin doğru olmadığını vurgulayan Ercan, hükümetten ilk beklentilerinin cemevlerine yasal statü kazandırılması, elektrik, su ve telefon faturalarının karşılanması olduğunu dile getirdi. Ercan, daha sonra zorunlu din dersleri, Diyanet İşleri Başkanlığı, Madımak Oteli gibi konuların sırasıyla hayata geçebileceğini söyledi.
Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun da çalıştayda iki gündür dolu dolu tartışmalar yaşandığını ve somut önerilerin ortaya konduğunu belirtti. Sorunların çözümü konusunda katılımcıların yüzde 80-90 oranında ittifak içinde olduğunu ifade eden Altun, arada küçük nüansların da bulunduğunu dile getirdi. Altun, çözümün çok yakın olduğuna ilişkin inancını paylaşırken, gerek siyasi konjonktürün gerekse kamuoyunun desteğinin buna uygun olduğunu kaydetti.