Kurban eti yemeyen çocuğunuza ısrar etmeyin

Kurban eti yemeyen çocukları et yemeye zorlayan ebeveynlere uzmanlardan uyarı geldi.

Kurban eti yemeyen çocuğunuza ısrar etmeyin
Bayramlar çocukların gözünde yeni giysiler, ayakkabılar, bayram harçlıkları, şekerler-çikolatalar, hediyeler demektir. İstediklerinin daha çok yapıldığı, izinlerin kolay alındığı günlerde ailelerine nazları daha çok geçer. Ancak kurban kesim töreni kanlı bir süreç olduğu için çocukların alışık olduğu görüntüler değildir. Bu nedenle kurban bayramı boyunca çocukların oldukça hassas olan psikolojilerinin bozulmaması için anne babaların bilinçli olması gerekir. Memorial Hastanesi; Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uz. Dr. Leyla Benkurt Alkaş kurban bayramında anne babalar için önerileri sıraladı.

Çocuklar kurban eti yemesi ve kurban kesilirken izlemesi için zorlanmamalıdır.

Normal et yemesine rağmen kurban eti yiyemeyen, çiğ et kokusundan rahatsız olan, ete dokunamayıp, kesemeyen, hatta hiç et yiyemeyen veya sadece yemeklere kıyma formunda katılırsa kabul eden birçok yetişkin vardır. Et yemekle ilişkili sorun yaşayan kişilerin bir kısmında erken çocukluktaki olumsuz kurban deneyimler vardır. Kesim anında hayvanı yakından izlemek; kanı, çıkan hırıltıyı, kokuyu, ölürken ayaktaki seğirmeyi görmek, günümüz insanının pek de hazırlıklı olabildiği bir süreç değildir.

İstemeden de olsa bu yaşantılara şahitlik edenlerde, et yememe, yemek yememe, aileye yapışma, çeşitli korkular, nefes alamama, ağlamalar, uykuda sıçrama-sayıklamalar olabilir. Ailenin çocuğun üzüntüsüyle alay etmesi, umursamaması, "unutur, çocuktur" diye yaklaşılması uygun değildir. Sıcak, yumuşak davranıp, soru sormasına müsaade etmek, güven vermek yararlı olacaktır. Bazen psikiyatrik destek almayı gerektirecek kadar sorunlar büyüyebilir.

Kurban bayramı süresince et veya kırmızı et yemek istemeyen kişilere saygı gösterilmeli, bayram sofrasında onlar için de kurban eti dışında güzel yiyecekler hazırlanmalıdır. Kurban bayramı boyunca evde oturmak istemeyen, kavurma kokusunda sıkıntı yaşayan kişilerin hassasiyetini aşağılamamak, tatması için ısrar etmemek yerinde olur. Zorlama durumunda bayramın asıl amacı olan paylaşmak, hoşgörü ve beraberlik yaşantıları oluşamaz. Ergenlik ve çocuklukta kokulara karşı daha hassas olunur ve kaygılarla baş etmek daha zordur. Onlara hoşgörü ile yaklaşınca, büyüdüklerinde bu durumları ortadan kalkabilir.

Kaç yaşında olursa olsun, çocuk veya yetişkin hiç kimse bu töreni izlemek için zorlanmamalıdır. Okul öncesi çocuklara hatta bazen daha da büyüklere kesinlikle izletilmemeli, kurbanın kanı alnına sürülmemelidir. 11 yaşından sonra çocuk istiyorsa uzaktan izleyebilir. Bu bazen bir güç-dayanıklılık gösterisi olarak, kendini ispat için yapılabilir. "Babasından görsün, gerçekleri bilsin, ileride o da yapacak" diye çocuğu zorlamak tüm hayatı etkileyen üzücü anılara sebep olabilir. Ölümle, ayrılıkla, kayıpla, kanla yüzleşmek gereklidir fakat bunu birden bire ve küçücükken yapmak yarar değil, ciddi zarar getirir.

Kurban çocuklar için anlaşılması kolay bir kavram değildir

Kırsal kesimde hayvanlarla, doğayla haşır neşir olan çocuklar için hayvanların kesilip yenilmesi, son derece doğal ve sıradan olabilir. Şehirlerdeki çocuk içinse; çok merak uyandıran, bir o kadar da korkutucu bir deneyimdir. Çocuklar doğaları gereği, hayvanları tanımak, beslemek, korumak, ilgilenmek isterler. Modern çağda, bırakın bir çocuğu, biz yetişkinler bile bir koyuna ağzı sulanarak bakmayız. Eti kasapta bile görmeyen, soslanmış, işlenmiş ürünleri marketlerde gören insanlar için bu ürünleri yemek doğal bir durumdur. Fakat bir hayvanı kesmek, kan akıtmak, parçalamak, pişirip-yemek son derece uzak yaşantılardır.

Bu yüzden çocuklar sormadıkça "kurban nedir, neden kurban edilir, o koyunun annesi var mı, yavrusu var mı, üşüyor mu …" anlatılmaz. "Ölüm, kurban edilmek, çocukların kurban edilmesi, kurbanın yenilmesi, insan yenilir mi" kavramları çocuk için çok karmaşık ve ürkütücüdür.

Eskiden kurbanlık hayvanlar günler, aylar öncesi alınıp, evde beslenilirdi. Çocuklar da hemen sevgiyle bağlanır, besler, isim koyar ve sahiplenirdi. Kınalar yakılıp süslenen, özenle en iyi yiyecekler verilen bu kutsal hayvanın kurbanlık olduğunu çocuk ya bilmez ya da bilip de anlamını kavrayamazsa, ailesinin onu günü gelince kurban etmesini çok travmatik yaşayacaktır. Çocuk bu süreci anlayamayacak kadar küçükse; eve erken kurban almamak veya çocuğu yaklaştırmamak uygundur.

Çocuğunuza kurban bayramını güzellikleri ile anlatın

Asıl üzerinde durulması gereken işin sosyal boyutudur. Etin, kıymanın pahalı ama büyümek, sağlıklı olmak için çok gerekli yiyecekler olduğu, fakir insanların bu bayramda bu olanağa kavuştuğu anlatılabilir. Yine paylaşmak, büyükleri saymak, tanımasak bile insanlarla bayramlaşıp-selamlaşmak, çocukları sevindirmek, çocuklarımıza asıl öğreteceğimiz konulardır.

Kurban kesmek bir ibadettir. Fabrikasyon şeklinde üretilip, kesilip, işlenmiş olarak marketlerde yer almak yerine, o gün hayvanlar kutsal bir görev için var olurlar. Dolayısıyla hayvanı olabildiğince rahat ettirmek, saygı duyarak örselemeden, en az acıyla kurban etmek gerekir. Bu töreni; temiz, hijyenik, gözlerden uzak mahrem ve tevazu ile yerine getirmek uygundur. Ortalıkta, kan ve çamur arasında, diğer kurbanlıkların gözü önünde, kesmeyi iyi bilmeyen kişilerce, uygunsuz aletlerle kurban etmek, parçalarını ortalıkta saygısızca bırakmak, gösteriş yapmak zaten kurban kesme törenine uymayan tutumlardır.

Kurban kesilip, büyüklerin evinde, tüm akrabaların bir araya gelip, güzel yemekler hazırlayıp, temiz ve özenli giyindikleri bayram sofralarında, geçmişten geleceğe bağların arasında, çocukların kendilerini güvenli hissettiği, kimlik oluşumu, bütünün parçası olma duygusu olumlu gelişecektir. Her güm binlerce hayvan bizim ihtiyaçlarımız için kesiliyor, kurban bayramın da ise başkalarına sunulmak, paylaşılmak, birlik olmak için kesiliyor.