'Kronik Hastaliklarin En Önemli Sebebi Yanlis Beslenme'

Kardiyoloji Uzmani Dr. Hamit Çelik, su diyeti tedavisiyle, kismi açlikla hastalarin vücut kapasitesi kadar beslenmesi saglanarak kronik hastaliklari tedavi edilebildigini söyledi. Çelik, "Bu tedavi kalici olarak kilo vermeleri destekleniyor" dedi.

'Kronik Hastaliklarin En Önemli Sebebi Yanlis Beslenme'


Türk Kardiyolog Dr. Hamit Çelik, 2020 yilinda uyguladigi beslenme modeli ile pek çok kronik hastalikta ve bagisiklik hastaliklarinda önemli sonuçlar almayi basardigi yeni bir tedavi modeli gelistirdini söyledi.

23 bin hastada uyguladigi ve “Su Diyeti Tedavisi” adini verdigi yöntemde, kismi açlikla hastalarin vücut kapasitesi kadar beslenmesi saglanarak kronik hastaliklari tedavi edilebildigini söyleyen Çelik, "Bu tedavi kalici olarak kilo vermeleri destekleniyor" dedi.



Su diyeti tedavisi yöntemini gelistirme nedenlerini anlatan Kardiyoloji Uzmani Dr. Hamit Çelik, ”Kardiyoloji poliklinigine gelen hastalarin çogu ileri yas hastalar olup, çok sayida kronik hastaliklari da bulunmaktadir. Çok sayida ilaç kullanan bu hastalarin, kullanilan ilaçlara ragmen hatta düzenli beslenmeye ragmen semptomlarinin iyilesmemesi beni bu konuda arastirma yapmaya tesvik etti. Dolayisiyla kismi açligin sagligimiz üzerindeki faydalarini baz alarak bir beslenme formülü gelistirdim. Bol su ve tek ögün beslenmenin oldugu bu formülde, hastalarin kronik hastaliklarinda gerileme, ilaçlari birakma hatta tamamen iyilesme gelistigini gördüm. 2020 yilinda gelistirdigim yöntemi yaklasik 23 bin hastam uyguladi. Bunlarin büyük bir kismi ilaca veda etti ve kalici olarak zayiflamayi basardi” dedi.



"Kronik hastalarin en büyük nedeni yanlis beslenme sekli"

Kronik hastaliklarin nedenlerine deginen Dr. Çelik, “Aslinda kronik hastaliklarin nedeni çocuklukla gençlikten baslayarak 30-35 yaslarina kadar vücutta birikmis çöpler, toksinler, agir metaller, artik maddeler, parazitler, mantar toksinleri ve vücudun kapasitesinin üzerinde beslenmesi sonucudur. Dolayisiyla kronik hastaliklarin asil tedavisi altta yatan nedeni temizlemeye yöneliktir. Iste altta yatan neden de bu toksinler, çöpler, parazitler, mantarlardir. Bunlar temizlendigi zaman kronik hastaliklar da ortadan kalkar. Günümüzde kronik hastaliklarin tedavisinde ilaç verilir, takviye verilir, durmadan tetkik istenir. Bazi durumlarda hastalar doktor doktor, hastane hastane gezmek zorunda kalir. Oysa ki, vücut en az 30 gün aç birakildigi zaman üçüncü gün itibariyla vücudun otofaj sistemi devreye girer ve vücutta o güne kadar birikmis olan toksinler ve agir metaller parçalanarak, 3 günden 25 güne kadar vücuttan yüzde 90 oraninda temizlenir. Dolayisiyla vücutta bulunan bu çöp yiginlari temizlendigi için kronik hastaliklarin nedeni de ortadan kalkmis olur. Bu sayede kronik hastaliklar da yok olmus olur. Kronik hastaliklar olmadigi için de kisiler ilaçlardan kurtulmus olur” diyerek bilgi verdi.

"Asla gelisigüzel uygulanmamalidir"

Su diyeti tedavisi yönteminin kullanim periyoduna deginen Dr. Çelik, “Su diyeti yöntemi, en az 30 gün, 60 gün, 90 gün olmak üzere bazen de 120 güne kadar uygulanan bir programdir. Bu program tamamlandiktan sonra da hastalar en az 3 ay koruma diyeti seklinde takip edilir. Sadece kronik hastaliklara yönelik tedavi 30 gündür eger hem kilo hem de kronik hastaliklara yönelik uygulanacaksa kisiye göre 60 - 90 - 120 günlük programlar uygulanir. Su diyetinin aslinda amaci vücuda kapasitesi kadar beslenme aliskanligi kazandirmaktir. Bu aliskanligin asilmasi ve vücudun kapasitesinden fazla beslenmesi durumunda kisilerin 2 yilda bir 30 günlük su diyeti yöntemi uygulanmasi önerilir. Bu diyet kesinlikle internetten gelisigüzel bilgilerle degil, mutlaka doktor kontrolünde uygulanmalidir. Bu bir tedavi protokolüdür ve süreç ciddiyetle hekim tarafindan takip edilmelidir. Su diyeti ile tedavinin üçüncü gününden itibaren vücudun otofaj sistemi devreye girdigi için, vücuttaki birikmis olan çöpleri, toksinleri, agir metalleri, artik maddeleri parçalayip disari atar. Bu reaksiyonlar yaklasik 25 gün kadar devam eder. Bu toksin atilimi sirasinda olusacak yan etkiler vardir. Mide bulantisi, tansiyon düsüklügü, seker düsüklügü, halsizlik, öksürük, deride lezyonlarin çikmasi gibi yan etkiler görülebilir. Bunlar geçicidir, kisa sürelidir diyetin devamini etkilemez. Ancak hastalar bu toksin atilimi sirasinda mutlaka hekimden destek almalilardir. Aksi halde asiri toksin atilimina bagli olarak organlarda sikinti yasanabilir. Bu yüzden asla gelisigüzel bir sekilde hastanin kendi basina uygulayabilecegi yöntem degildir” seklinde konustu.



Kimlere uygulanabilir, kimlere uygulanamaz?

Su diyeti tedavisinin uygulanabilecegi ve uygulanmasinin sakincali olabilecegi gruplari ayrintili bir sekilde anlatan Dr. Çelik, “Su diyeti tedavisi; boyu kadar kilosu olanlar (160 cm boy - en az 60 kilo gibi), zayif olmayanlar, kronik hastaligi bulunanlar, epilepsi, Parkinson, kanser, diyabet, her türlü bas agrisi, migren, sinüzit, alerji, gastrit, reflü, karin siskinligi, tansiyon, kolesterol, Fibromiyalji, romatizma, romatoid artrit, kas eklem agrisi, varis, kalp damar hastaliklari, kalp damarlarindan bypass olmus hastalar, stentli hastalar, kalp yetmezligi olanlar, huzursuz bacak sendromu, tiroid hastaliklari, göz hastaliklari, insülin direnci, mantar, egzama, dermatit, cilt lekeleri, lipödem, yag bezeleri, kemoterapi alan, insülin kullanan hastalar gibi çok sayida hastaligi bulunan kisilerde kullanilabilir. Su diyeti tedavisi zayif olanlar, demans hastalari ve evre 4 kanser hastalari uygulanamaz” ifadelerini kullandi.

"Vücut kapasitesi kadar beslenmeyi ögrendiginde verilen kilo da kalici oluyor"

Su diyeti tedavisinin kalici kilo verme üzerindeki etkilerine de deginen Dr. Çelik, “Kilo verme isi beyinde bitmelidir. Yeme içme olayi vücudun ihtiyacindan çok, psikolojiktir. Siz duygusal bilinçaltindaki acikma duygusunu yok etmediginiz sürece asla verdiginiz kilolar kalici olmaz. Diyet yaparsiniz verirsiniz, biraktiginizda ise hizlica geriye 2-3 kat daha fazla kilo alirsiniz. Spor yaparsiniz verirsiniz, sporu biraktiginiz zaman hizlica 3 kat kilo alirsiniz. Ayni durum cerrahi uygulamalar sonrasi için de geçerli. Su diyeti tedavisi ile kalici olarak kilo verebilmek için de 90 günlük bir program uygulamak gerekir. Çünkü beyin ve vücut açligi ancak ögrenir. Psikolojik açlik bu sürede yavas yavas yok olur. Acikma hissi yok olur. Tatli veya benzeri besinlere karsi bagimlilik azalir ve zamanla yok olur. Bu sekilde kisi az yemeyi ögrenir, vücudun kapasitesi kadar beslenmeyi ögrenir. Bu sayede aslinda kendi bedenini egiterek kisi kendi kendine kalici olarak kilo vermis olur. Tedavisini yaptigimiz 23 bin hastanin neredeyse tamami kilo verdi ve bu kilolarini hala korumaktadirlar. Su diyeti tedavisi ile 30 günde yaklasik 10-12 kilo, 60 günde 18-20 kilo, 90 günde 25-30 kiloya yakin kilo verdi hastalarimiz. Ancak kilo orani yükseldikçe daha fazla kilo da verilir. Yani eger kilosu 150, boyu 1.80 ise bu kisi 90 günde yaklasik 45 ya da 50 kilo verebilir.” dedi.



"Saglikli bir hayat için açlik her zaman sifadir"

Vücudun aç kalmasinin bedenimiz ve sagligimiz üzerindeki etkilerine de deginen Dr. Hamit Çelik sözlerine söyle devam etti: "Vücudun aç kalmasi sundan dolayi çok önemlidir. Günlük yedigimiz besinlerin tamami sindirilir, depolanmaz. Bagisiklik sistemi daha güçlüdür. Vücutta birikmis besin olmadigindan dolayi ileride depolanacak besin de yoktur dolayisi ile depolanip da kullanilmayan ve bozulmaya meyilli besin de olmaz. Kisinin organlarinin ömrü artar, organ yetmezligi olusmaz ve kisinin ömrü uzamis olur. Saglikli bir hayat için açlik her zaman sifadir unutulmamalidir. Su Diyeti Tedavisi sonrasi hastalarin en çok dikkat etmesi gereken vücudun kapasitesi kadar beslenmeleri ve o kapasitenin üzerine çikmamalaridir. Bunun için de günde tek ögün beslenmek yeterlidir. Bir kisi tek ögün beslendigi zaman vücudun otofaj sistemi yaklasik 23 saat boyunca çalisir, aktif haldedir ve vücutta birikmis olan fazla besinleri, toksinleri artik maddeleri, mikroplari da parçalar atar ve dolayisiyla ileride kisi hasta olmaz ve kilo almaz."

"Bu bir tedavi yöntemidir, baska su diyetleri ya da su oruçlari ile karistirilmamalidir"

Dr. Hamit Çelik, gelistirdigi yöntemin bir tedavi sekli oldugunu ve diger su diyetleri ile karistirilmamasi gerektiginin altini çizdi. Çelik, “Su diyeti tedavisinin alternatifleri yoktur. Çünkü bu bir diyet programindan ziyade bir tedavi yöntemidir. Sosyal medyada da yaygin olarak gördügümüz su oruçlari ile hiçbir ilgisi yoktur. 2 günlük, 3 günlük yalniz su ve sivi diyetleri saglik açisindan faydali olabilir ama kilo açisindan çok zararli. 2-3 günde 2 kilo verilir ancak birakildigi anda bir iki gün içerisinde kisi verdigi o kilonun iki katini geri alir, istahi daha çok artar.” dedi.



"Olumlu etkilerinin yüksek oldugu hastaliklar"

Su diyeti tedavisinin olumlu etkilerinin yüksek oldugu rahatsizliklari da siralayan Dr. Hamit Çelik, “Migren, her türlü bas agrisi, kronik sinüzit, horlama, uyku apnesi, astim bronsit, öksürük, nefes darligi, kalp yetmezligi, kalp damar hastaliklari, tansiyon, reflü, gegirme, gastrit, karin siskinligi, kabizlik, ishal, Fibromiyalji, romatizma, romatoid artrit, kas eklem agrilari, huzursuz bacak sendromu, topuk dikeni, varis, tip 2 diyabet, kolesterol trigliserit yüksekligi, polikistik over sendromu, idrar yolu enfeksiyonu, adet düzensizligi, erken menopoz, egzama, alerji, ürtiker dermatit, sivilce, cilt lekeleri, yag bezeleri, lipodem, lenf ödem, tiroid hastaliklari, göz hastaliklari, kuru göz, göz Tansiyonu gibi pek çok hastaligin olumlu anlamda geriledigini ya da tamamen tedavi oldugunu gördük.” dedi.

Kaynak: İHA