Seçim sonuçları HDP'yi üzdü: Kılıçdaroğlu ile aynı ağızdan konuşup 'Mücadeleye devam edeceğiz' dediler
Terör örgütü PKK'nın siyasi kolu HDP'nin ortağı olduğu Yedili Masa'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlerden bozgunla ayrıldı. Recep Tayyip Erdoğan'ın tarihi zaferi sonrası kamera karşısına geçen HDP'liler, "Erdoğan'ı ilk turda durdurduk" diyerek övündü. Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklamalara benzer ifadeler kullanan HDP heyeti, "Baskı koşullarında gerçekleşen adil ve eşit olmayan bir seçim yaşadık. Mücadeleye devam edeceğiz." denildi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turundan da yenilgiyle ayrılan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sonuçlarının netleşmesi sonrası açıklamalarda bulundu. Koltuğu bırakmayacağını ima eden Kılıçdaroğlu, 'Mücadele etmeye devam edeceğim. CHP, tüm unsurlarıyla mücadelesine devam etmektedir. Halkın otoriter bir iradeyi değiştirme iradesi ortaya çıkmıştır.' diye konuştu.
Seçim sonuçları HDP'yi üzdü: Kılıçdaroğlu ile aynı dilden konuşup 'Mücadeleye devam edeceğiz' dediler
Terör örgütü PKK'nın siyasi kolu HDP'den Çiğdem Kılıçgün Uçar, İbrahim Akın ile HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar kamera karşısına geçti. 'Erdoğan'ı ilk turda durdurduk' diyerek övünen HDP'liler, Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklamalara benzer ifadeler kullanıp, 'Baskı koşullarında gerçekleşen adil ve eşit olmayan bir seçim yaşadık. Mücadeleye devam edeceğiz.' dedi.
HDP'den yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
'Hem Meclis'te hem de hayatın bütün alanlarında değişim için demokratik mücadelenin öncülüğünü sürdüreceğiz, demokratik siyaseti büyüteceğiz.
Tek adam rejiminin baskı koşullarında gerçekleşen adil ve eşit olmayan bir seçim yaşadık. Cumhur İttifakının adayı Tayyip Erdoğan devletin tüm imkân ve araçlarını sınırsızca kullanmıştır.
Bu stratejimiz ve buna uygun olan mücadelemizle Erdoğan'ı ilk turda durdurduk. İkinci turda da aynı stratejimizi rejimi değiştirme hedefiyle sürdürdük.
Kürtlerin yoğun olarak yaşadıkları 16 bölge ilinde Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik oy tercihi 14 Mayıs'a göre aynen sürmüştür.
Sonuçlar açıkça göstermiştir ki, bu ülkedeki her iki kişiden birinin değişim talebi vardır. O nedenle Türkiye siyasetinin öncelikli görevi de tıkandığı açık olan, toplumun kutuplaşmasına yol açan ve demokrasi zeminini ortadan kaldıran mevcut sistemi değiştirmektir. Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına girerken, sivil ve demokratik bir anayasayı hep birlikte bu anlayışla yapmamız elzemdir.'