Yasam Üçgeni Deprem Aninda Hayat Kurtariyor
Deprem sirasinda dogru bir sekilde uygulanan yasam üçgeninin kisinin hayatta kalma ihtimalini artirdigini belirten Yozgat Sehir Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmani Op. Dr. Mehmet Okan Atahan, enkaz altinda olusan yasam üçgeninin hayati derecede önemli oldugunu söyledi.
Yasam üçgeni ya da hayat üçgeni olarak bilinen sistem, depremde enkaz durumlarinda, kisinin hayatta kalma sansini artiriyor. Deprem ülkesinde yasayan her insanin bilmesi gereken bir sistem olan yasam üçgeni, bina duvarlarinin veya kolon-kiris gibi tasiyici sütunlarin, evdeki beyaz esya ya da mobilyalarin üzerine düserek altinda olusan boslugun meydana gelmesi ile ortaya çikiyor. Deprem aninda enkazda kalan kisinin hayatta kalma sansini artiran yasam üçgeni için, beyaz esya ve mobilya gibi sert esyalarin yaninda çömelip kapanmak gerekiyor.
Enkaz altinda olusan yasam üçgeninin son derece hayati öneme sahip oldugunu ifade eden Yozgat Sehir Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmani Op. Dr. Mehmet Okan Atahan, “Depremin hayatimizin her alaninda bizleri etkileyen bir durum oldugunu tekrardan görmüs olduk. Özellikle yasam üçgeni olarak anlatilan bir kanepe veya bir mobilya gibi güvenli olarak gördügümüz esyalarin yanlarina çömelme hareketi ile ve elimizi basimizda kapatarak beklemek bu durumlarda yaralanma ihtimalini en aza indiren durumlardan bir tanesi. Hayat üçgeni dedigimiz sistemi dizlerimizin üzerine çökerek vücudumuzu gövdemizle birlestirerek ve kafamizi elimizle koruyarak yapabilmekteyiz” dedi.
"Çok sayida müracaat oldu"
Yozgat Sehir Hastanesine Kahramanmaras depremlerinin ardindan çok sayida hastanin müracaat ettigini de söyleyen Atahan, “Deprem sonrasi bize el yaralanmalari, siyriklar, kalça kiriklari, ön kol veya dirsek yaralanmalari veya kiriklariyla hastalar geldi. Bazen enkazin altinda uzun süre kalmaya bagli olarak bu yaralanmalarin boyutu da artabilmektedir. Organ yaralanmalari veya beyin kanamasi gibi yaralanmalarla birlikte de yine ortopedi hastalari da bize gelebilmektedir. Bu durumlarda bazen ampütasyon dedigimiz organinin alinmasi kesilmesi gibi islemleri de yapabiliyoruz. Bazen kiriksa bunu fikse edebiliyoruz. Bu fiksasyon ilk basta olamasa bile daha sonra kalici tedavisini tamamlayabiliyoruz. Hastanin o anda hayati tehlikesi varsa öncelikli olarak hayati tehlikesi üzerinde duruyoruz. Organi veya uzvunu daha sonraki boyutlarda tekrardan degerlendirmek adina tespitler yapiyoruz. Bu süreç içerisinde depremzede vatandaslarimiz Yozgat Sehir Hastanemize basvurdular. Hastanemizde tedavi sürecine girdiler. Bizlere daha çok gelen yaralanmalar, el, parmak, dirsek ve bacak kiriklariyla gelen hastalar oldu. Ya da enkaz altinda uzun süre beklemeye bagli olarak ezilme yaralanmalariyla geldiler ve tedavileri yapildi. Kendilerinin biran önce eski sagliklarina kavusup normal hayata dönmelerini temenni ediyoruz” seklinde konustu.
Kaynak: İHA
Enkaz altinda olusan yasam üçgeninin son derece hayati öneme sahip oldugunu ifade eden Yozgat Sehir Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmani Op. Dr. Mehmet Okan Atahan, “Depremin hayatimizin her alaninda bizleri etkileyen bir durum oldugunu tekrardan görmüs olduk. Özellikle yasam üçgeni olarak anlatilan bir kanepe veya bir mobilya gibi güvenli olarak gördügümüz esyalarin yanlarina çömelme hareketi ile ve elimizi basimizda kapatarak beklemek bu durumlarda yaralanma ihtimalini en aza indiren durumlardan bir tanesi. Hayat üçgeni dedigimiz sistemi dizlerimizin üzerine çökerek vücudumuzu gövdemizle birlestirerek ve kafamizi elimizle koruyarak yapabilmekteyiz” dedi.
"Çok sayida müracaat oldu"
Yozgat Sehir Hastanesine Kahramanmaras depremlerinin ardindan çok sayida hastanin müracaat ettigini de söyleyen Atahan, “Deprem sonrasi bize el yaralanmalari, siyriklar, kalça kiriklari, ön kol veya dirsek yaralanmalari veya kiriklariyla hastalar geldi. Bazen enkazin altinda uzun süre kalmaya bagli olarak bu yaralanmalarin boyutu da artabilmektedir. Organ yaralanmalari veya beyin kanamasi gibi yaralanmalarla birlikte de yine ortopedi hastalari da bize gelebilmektedir. Bu durumlarda bazen ampütasyon dedigimiz organinin alinmasi kesilmesi gibi islemleri de yapabiliyoruz. Bazen kiriksa bunu fikse edebiliyoruz. Bu fiksasyon ilk basta olamasa bile daha sonra kalici tedavisini tamamlayabiliyoruz. Hastanin o anda hayati tehlikesi varsa öncelikli olarak hayati tehlikesi üzerinde duruyoruz. Organi veya uzvunu daha sonraki boyutlarda tekrardan degerlendirmek adina tespitler yapiyoruz. Bu süreç içerisinde depremzede vatandaslarimiz Yozgat Sehir Hastanemize basvurdular. Hastanemizde tedavi sürecine girdiler. Bizlere daha çok gelen yaralanmalar, el, parmak, dirsek ve bacak kiriklariyla gelen hastalar oldu. Ya da enkaz altinda uzun süre beklemeye bagli olarak ezilme yaralanmalariyla geldiler ve tedavileri yapildi. Kendilerinin biran önce eski sagliklarina kavusup normal hayata dönmelerini temenni ediyoruz” seklinde konustu.