Türkiye Anksiyete, Depresyon Ve Somatizasyon Bozuklugunda Dünya Ikincisi
Gastroenteroloji uzmanlarinin dünya çapinda 6 kita, 33 ülkeden 73 bin kisi üzerinde yaptiklari tarama çalismasinda anksiyete, depresyon ve somatizasyon bozuklugunun en fazla yasandigi ülke yüzde 60 ile Misir olurken, Türkiye yüzde 54 ile dünya ikinci oldu. Sadece somatizasyon bozuklugunda (kisinin belirgin bir hastaligi olmadan bazi yakinmalari) ise Türkiye yüzde 37 ile birinci sirada yer aldi.

Toplantida Roma Vakfi tarafindan yapilan Roma IV adli çalismanin verileri de açiklandi. 6 kita, 33 ülkede 73 bin 76 eriskinle yüz yüze ve internet üzerinden yapilan tarama ile gerçeklesen çalisma sonuçlarina göre, anksiyete, depresyon ve somatizasyon bozuklugunun en çok bulundugu ülke yüzde 60 ile Misir oldu. Türkiye ise yüzde 54 ile ikinci sirada yer aldi. En düsük oranlar ise Hollanda, Japonya ve Çin olarak kaydedildi.
“Toplumda her üç kisiden biri ne yazik ki somatizasyon bozuklugu tasiyor”
40. UGH Kongre Baskani ve Roma IV çalismasinin Türkiye arastirmacisi Prof. Dr. Serhat Bor, ilk olarak somatizasyon bozuklugu hakkinda bilgi verdi. Somatizasyonun kisinin belirgin bir hastaligi olmadan bazi yakinmalarinin hissetmesi, hastanin yasam kalitesini çok bozmasi ve bu nedenle sürekli saglik hizmeti aramasi oldugunu belirten Bor, “Fonksiyonel GIS Hastaliklarinin Dünya Prevalansi, Roma Çalismasinda; dünyadan 40 bin, Türkiye’den 2 bin kisi ile yapilan arastirmanin psikiyatrik sonuçlarina göre, klinik açidan anlamli anksiyete, depresyon ve somatizasyon bozuklugunda yüzde 54’le dünya ikincisi olduk, Misir yüzde 60’la dünya birincisi oldu. Tersten bakarsak Hollanda yüzde 24, Japonya ve Çin hep yüzde 30’un altinda. Somatizasyon grubunu anksiyete ve depresyondan ayirip bakarsak, bedensel ugras alaninda ne yazik ki yüzde 37 ile dünya birincisiyiz. Toplumda her üç kisiden biri ne yazik ki somatizasyon bozuklugu tasiyor” dedi.
“Bende çok ciddi bir sey var ve bulamiyorlar’ diyorlar”
Somatizasyon bozuklugu tasiyan kisiler nedeniyle saglik hizmetine basvurunun arttigina dikkati çeken Prof. Dr. Bor, “Bir sey bulunamadikça, baska bir doktora gidip yeni bir tetkik talebinde bulunuluyor. Hasta bir sey bulunamadikça bu sefer somatizasyonu da, anksiyetesi de kötüye gidiyor. ‘Bende çok ciddi bir sey var ve bulamiyorlar’ diyor. Çünkü bulunacak bir sey yok. Olmayinca hastanin bu problemleri daha kötüye gidiyor. Bu sefer de is içinden çikilamaz hale geliyor. Hastanin doktorla konustugunda ve doktorun ona somatizasyon, yani bedensel bir asiri ilgiden kaynaklandigini söylediginde hasta buna inanmali. Bunu ispatlamak için de 37 tane tetkik yapmaya gerek yok. Hiçbir tetkik yapilmadan biz bu tetkiki koyabiliyoruz” ifadelerini kullandi.
Bor, hastanin altta yatan psikiyatrik bir problemi oldugunda bunu reddetmemesi ve verilen ilaçlari düzenli bir sekilde kullanmasi gerektigini de vurguladi.
