'Kanaatin Ön Plana Çiktigi Günümüzde Marka Algisini Korumak Zorlasti'

IZ Iletisim Ajans Baskani Nedim Özkan, MARKA 2022’de yaptigi konusmada, markalarin günümüzde dogru algiyi olusturmak için neler yapabileceklerine iliskin görüslerini katilimcilarla paylasti. Özkan, "Kanaatin düsüncelerin önüne geçtigi günümüzde markalar müsterilerinin kalplerini fethetmek için samimi bir dil kullanmali, dogru ve özgün içerikler olusturmali" dedi. Özkan, degisen dünya düzeninde halkla iliskiler sektörünün kendisini nasil ‘yeniden tasarlayacagina’ yönelik öngörülerini de siraladi.

'Kanaatin Ön Plana Çiktigi Günümüzde Marka Algisini Korumak Zorlasti'


Bu yil 29-30 Eylül tarihleri arasinda Tersane Istanbul’da gerçeklesen MARKA 2022’de sahne alan konusmacilar arasinda yer alan IZ Iletisim Ajans Baskani Nedim Özkan, “Iletisim: Düsünceden Kanaate” baslikli konusmasinda, sonsuz bilgi akisinin oldugu günümüzde markalarin kendileriyle ilgili dogru algiyi olusturmak için neler yapabilecegi konusundaki görüslerini katilimcilarla paylasti.

Günümüzde kanaatlerin, duygular arasinda birer duygu olmayi birakarak nihai bilissel unsurlar olarak kabul edilmeye basladigi yorumunu yapan Özkan, kanaatlerin degisebilir ve manipüle edilebilir oldugunu, bu yönleriyle düsüncelerden farkli olduklarini belirtti.



Etkinlikte Show TV Ana Haber Sunucusu Pinar Erbas’in moderatörlügünde sahne alan Özkan, bugün duygularin düsüncelerden çok kanaatlere göre olustugunu, önceleri düsünceler ön plandayken, bugün imajimizi da kanaatlerin belirledigini kaydetti.



"Bugün artik herkes birer kanaat önderi"

Eskiden iletisimcilerin müsterileri için hedef kitleleri belirlediklerini, belli konularda kanaat önderlerine güvenildigini hatirlatan Özkan, “Bugün ise her birey bir paydas, birer kanaat önderi konumunda. Bu durumda elbette medya kanallarinin sonsuzlasmasi, teknolojinin gelismesi ve büyük verinin önem kazanmasi etkili oldu. Yeni medya düzeni, imaji kanaatlerin belirlemesine yol açti” diye konustu.



Halkla iliskilerin temelinde marka ve kisiyle ilgili olumlu ve tutarli bir algi olusturmanin yattigini söyleyen Nedim Özkan, "Bugün satin alma davranisinin mantikla degil algiyla yapildigi ispatlandi. Tüketiciler bir markayi neden seçtiklerine dair mantikli onlarca neden siralayabilirler, ancak arastirmalar gösteriyor ki önce seçimlerini yapiyorlar, ardindan kendilerini dogrulayacak nedenleri siraliyorlar. Bu durum bizi aslinda marka algisi olusturmanin ve korumanin ne kadar önemli oldugu noktasina getiriyor. Neden koruma diyoruz, çünkü iletisimin bu kadar yogun yapilmadigi, dijital mecralarin olmadigi dönemde algiyi olusturmak ve korumak daha kolaydi, ama artik dijitallesmeyle birlikte yanlis bilginin yayilimi artti ve bu algiyi korumak zorlasti. Tüketici haberi çok çesitli kanallardan alabiliyor, bu kontrolsüz ve yanlis bir bilgi çikabiliyor. Yillar boyu insa ettiginiz itibariniz bir tweet ile yaralanabiliyor” yorumunu yapti.

"Müsterinin kalbini fethetmeliyiz"

Marka algisini olusturmak için müsterinin beynine degil kalbine girmenin, kalbini fethetmenin sart oldugunu belirten Nedim Özkan, “Buradaki yeriniz ne kadar saglamsa müsteri olumsuz bilgilerle karsilastiginda size olan toleransi o kadar artiyor. Dolayisiyla marka algisini kesintisiz bir iletisimle ve tutarlilikla devam ettirmek çok önemli. Günümüzün geçer akçesi deneyim, insanlar artik merak ettikleri her seyi deneyimlemek istiyor. Deneyimi hem offline hem de online olarak, birbirlerini destekleyecek sekilde yönetmeliyiz. Burada artik dogrudan tüketiciye ulasan birçok dijital mecraya sahibiz. Instagram, YouTube, podcastler gibi” dedi.



"Kilit nokta dogru ve özgün içerik"

Kalpleri fethetmenin aslinda herkesin dilinden konusmak, onlari anlamakla mümkün oldugunu belirten Özkan, markalarin müsterilerinin hassasiyetlerini bilmeleri ve o noktalarda samimi çaba sergilemelerinin önemli oldugunu söyledi.



Bu noktada markalarin çevre, iklim krizi, karbon ayak izi, çesitlilik, dogaya saygi, vegan beslenme, degisen kusaklar gibi konularda her kitleye uygun, fark olusturacak pozitif hareketlerde bulunarak samimi sorumluluklar almalarinin büyük fark olusturdugunun altini çizen Özkan, “Insan odakli iletisim, deneyim ve kültürel bag kurmak, hikâye olusturmak çok degerli. Örnegin günümüzde pazarlama dünyasini Z Kusagi’nin ve tercihlerinin yönlendirdigini konusuyoruz. Önce bu kusagin egilimlerini, ilgi alanlarini, motivasyonlarini, tutkularini iletisim kanallarini anlamamiz lazim. Yoksa onlara ulasmak mümkün degil, aksi çabalar da samimiyetsiz kaliyor” diye konustu.



"Samimiyetsizlik tüketiciyi markadan sogutuyor"

Bu noktada özgünlügün büyük önem tasidigina deginen Özkan, kitlelerin samimiyetsiz hissettiren her türlü bilgi, deneyim, içerik veya hikâyeye karsi çok duyarli olduklari yorumunu yapti. Özkan, arastirmalara göre tüketicilerin bir markanin kendilerini kandirdigi hissine kapildiklarinda, o markadan geri döndürülemez sekilde uzaklastiklarini gösterdigini belirtti.



Özkan son olarak geçtigimiz iki yilda, pandeminin de etkisiyle degisen dünya düzeni içerisinde halkla iliskiler sektörünün kendini nasil ‘yeniden düzenleyecegine’ iliskin öngörülerini paylasti.

Özkan’a göre önümüzdeki dönemde PR sektöründe öne çikacak trendler su sekilde siralaniyor: "Dijital PR daha fazla önem kazanacak. Geleneksel kanallarla entegre sekilde dijital kanallarin kullanimi artacak. Üretilen içeriklerin SEO uyumlu olmasi her zamankinden daha fazla önem tasiyacak.

Yapay zekâ gibi teknolojiler PR firmalari tarafindan daha etkin sekilde kullanilmaya baslanacak.

Enformasyon çaginda artik kimin en çok bilgiye ulastigi degil, kimin en dogru bilgiye ulastigi önemli. Bu nedenle bilgiyi üretici ve özgün aktaran iletisim dili, her zamankinden daha büyük öneme sahip olacak.

Müsteri artik her alanda kesintisiz deneyim istiyor. Bunun için tüm kanallarda tutarli bir iletisim sart. Dolayisiyla pazarlama ve halkla iliskiler departmanlarinin her zamankinden daha yakin çalismalari gerekiyor.

Müsterinin gerçekten ihtiyaç duydugu seylere yönelik içerik çikarmak bugün oldugu gibi gelecekte de önemli olacak."
Kaynak: İHA