Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan (5)

Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan, “Ben su sehir hastaneleri konusunda ’bütçede yeri neresidir’ diyen mantigi anlamiyorum. O mantik bu ülkede SSK’nin basindayken hastanelerimizi rezil eden mantiktir. Onun döneminde hastanelerimiz sefil olmustur” dedi.

Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan, katildigi televizyon programinda basin mensuplarinin sorularini yanitladi. Kur korumali mevduat hesabi sisteminin detaylarinin sorulmasi ve yöneltilen elestirilerin sorulmasi üzerine cevap veren Cumhurbaskani Erdogan, sunlari kaydetti:

“Muhalefetin bugüne kadar iktidar olarak 20 yil içerisinde hangi yaptigimiza ‘dogru’ dedigi vakidir. Saglik sisteminde sehir hastanelerini yaptik, Marmaray’i yaptik, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü insa ettik, Osmangazi köprüsünü yaptik, 26 havalimanini 56’ya çikardik ‘dogru’ mu dediler? Böyle bir sey yok. Ben su sehir hastaneleri konusunda ’bütçede yeri neresidir’ diyen mantigi anlamiyorum. O mantik bu ülkede SSK’nin basindayken hastanelerimizi rezil eden mantiktir. Onun döneminde hastanelerimiz sefil olmustur. Hatirlayin rahmetli Savas Ay’in programinda oradaki hastalarin konumunu ve kolu kangren olan o yavrunun halini hatirlayin. Hiçbir zaman bunlar kalkip da bu güzelliklere ‘hayirli olsun’ demeyeceklerdir. TL cinsinden enstrümanlara güveni arttirmak ve tasarruflarini TL’de degerlendiren vatandaslarimizin, kurdaki oynaklik karsisinda magdur olmamasi için kur korumali mevduat sistemini gündeme aldik. Simdi bunu diyenler, bir kere siz ne zaman iktidar oldunuz ki? 20 yildir bu ülkeyi biz yönetiyoruz. Uygulamanin baslarinda olmamiza ragmen vatandaslarimizin kur korumali TL mevduata katilimlari muhtesem. 25 Ocak 2022 tarihi itibariyle bu hesaplarda toplam büyüklük 203 milyar lirayi asmis durumda. Bu miktarin 58,6 milyar lirasi da döviz hesaplarindan dönüsen tutar. Bu bakiyede 187,8 milyar lira ile gerçek kisilerin payi yüzde 92,5 düzeyinde. Tüzel kisiler ise 15,3 milyar lira ile yüzde 7,5 paya sahip. Kur korumali mevduat ve katilim hesabina ek olarak attigimiz bir dizi aksiyon adimi da yakin zamanda uygulamaya girdi. Döviz kurundaki oynaklik nedeniyle fiyatlamada zorluk yasayan ihracatçi ve ithalatçilarimiza yönelik döviz satim ihaleleri basladi.

Devlet tahvillerinden elde edilen gelirlere stopaj oranini sifirladik. Temettü gelirlerine uygulanan stopaj oranini ise yüzde 15’ten 10’a düsürdük. Bireysel emeklilik sistemine devlet katkisini yüzde 30’a çikardik. Bazi yatirim fonlarindan elde edilen kazançlarin kurumlar vergisinden istisna edilmesi de saglanmis oldu. Ihracat ve imalat sanayii sirketlerine 1 puanlik vergi indirimi uygulamasi da basladi.

Önümüzdeki dönemde bireysel ve kurumsal yatirimcilara yönelik alternatif borçlanma enstrümanlarinin ihraç edilmesi de planlaniyor. Bu adimlari da atacagiz.”

“KDV oranlarinin sadelestirilmesi, oran farkliliklarin giderilmesi, uygulamada kolaylik saglayacak konularinda Gelir Idaresi Baskanligimiz çözüm önerilerini aliyor”

KDV indirimi konusundaki gelismeler hakkinda da bilgiler veren Erdogan, “Ekonomi programimizda özellikle KDV’de etkinlik, adalet, basitlestirmeyi saglamak amaciyla çalismalar yapilacagi yönünde karar almistik. Kayit disi ekonomiyi azaltmak, is ve yatirim ortamini iyilestirmek, ihracati arttirmak gibi KDV konusunda da Hazine ve Maliye Bakanligimiz çalismalarini yürütüyor. KDV oranlarinin sadelestirilmesi, oran farkliliklarin giderilmesi, uygulamada kolaylik saglayacak konularda Gelir Idaresi Baskanligimiz çözüm önerilerini de aliyor. Bu sekilde gelen talep ve degerlendirmeler etraflica analiz edilip atilmasi gereken adimlar varsa o adimlari gerçeklestirecegiz. Her türlü ürünler bu konuda masaya yatirilarak bunlarin arz talep dengesi içerisindeki yeri neyse o adimlari atacagiz” seklinde konustu.

“Iki lideri ülkemizde arzu ederler ise ülkemizde bir araya getirerek baris ortaminin yeniden tesisine giden yolu açabiliriz”

Rusya ile Ukrayna arasinda yasanan gerilim konusundaki yaklasimin sorulmasi üzerine de cevap veren Erdogan, “Bu gelismeleri uygun bulmamiz, hayirli bulmamiz mümkün degil. Çünkü bölge bizim bölgemiz. Rusya ile Ukrayna arasindaki gerilimin yeni bir krize dönüsmesini istemiyoruz. Bunun için elimizden geleni yapmaya hazir oldugumuzu tekrar söylüyoruz. Putin ve Zelensky’ye bu mesajlarimi ilettim iletmeye de devam edecegiz. Bölgede baris, huzur ve istikrar istiyoruz. Her iki ülke de Türkiye’nin samimiyetinin ve iyi niyetli oldugumuzun farkinda oldugunu düsünüyorum. Örnegin iki lideri ülkemizde arzu ederler ise ülkemizde bir araya getirerek baris ortaminin yeniden tesisine giden yolu açabiliriz. Su unutulmamalidir ki, iki bölge ülkesinin birbiri ile savasmasinin ne taraflara ne de bölgemize bir getirisi olamaz. Bölge istikrarsizliktan yeterince çekti, bu bize de ziyadesiyle olumsuz yansiyor. Daha fazla savas ve aci istemiyoruz. Kaldi ki isin, Rusya’nin Bati camiasiyla olan iliskisiyle alakali kismi var. Meselenin diyalogla halledilmesini, güç kullanilmasindan kaçinilmasini gerekli görüyoruz. Bu konuda malum NATO’nun kurmus oldugu devreler var ve bu devlerin de basarili olmasi en büyük temennimizdir” açiklamasinda bulundu.

“Rusya’nin Ukrayna’ya silahli bir saldiri ve isgal yoluna gitmeyecegini temenni ediyorum”

Rusya’nin Ukrayna’ya bir saldirisi durumunda NATO ülkesi olan Türkiye’nin konumunun ne olacaginin sorulmasi üzerine cevap veren Erdogan sunlari kaydetti:

“Ülkemiz Ukrayna’nin toprak bütünlügü ve egemenligine en basindan beri destek verdi. Rusya’nin, Kirim’in ilhaki basta olmak üzere Ukrayna’nin toprak bütünlügünü zedeleyen adimlarina karsi net bir tutum sergiledik. Bu tutumumuzun degismesi söz konusu degildir. Rusya’nin Ukrayna’ya silahli bir saldiri ve isgal yoluna gitmeyecegini temenni ediyorum. Zira böyle bir adim be Rusya ne de bölgemiz için akilci bir hareket olamaz. Umarim gerginlik böyle bir noktaya ulasmaz. Biz de zaten bu anlayisla ve sorumlu bir bölge ülkesi olarak gerginligin silahli çatismaya dönüsmesini engellemek için elimizden gelen her çabayi göstermeye hazir oldugumuzu belirtiyoruz. Rusya’yi dinlemeye ve anlamli bir diyaloga ihtiyaç oldugu anlasiliyor. Rusya’ya bazi taleplerin neden kabul edilemez oldugunu anlatmamiz lazim. Bu yönde de bir diyalogun NATO’nun Rusya tarafindan daha iyi anlasilmasini ve anlatilmasini saglayacagini inaniyorum. Biz su anda Sayin Putin’i de ülkemize davet ettik. Yanit bekliyoruz. Kendisiyle ikili görüsmeyi yapmak suretiyle bazi adimlar atalim istiyoruz. Su an bizim arzumuz diyalog ve diplomasi yoluyla krize çözüm bulunmasidir. Hem Rusya’ya hem Ukrayna’ya yapici ve itidalli davranmalari yönündeki çagrilarimizi sürdürüyoruz. Türkiye NATO müttefiki olmanin yükümlülüklerini bugüne kadar oldugu gibi bundan sonra da yerine getirmeye devam edecektir. Bu konuda her hangi bir tereddütte gerek yoktur.”
Kaynak: İHA