Uyar, 'Cüzzam Hastaliginin Kontrolünde Erken Teshis Önemli'
Tip Fakültesi Deri ve Zührevi Hastaliklar Anabilim Dali Baskani Doç. Dr. Belkiz Uyar, Cüzzam hastaliginda erken teshis ve tedavinin çok önemli oldugunu bildirdi.
Düzce Üniversitesi Tip Fakültesi Deri ve Zührevi Hastaliklar Anabilim Dali Baskani Doç. Dr. Belkiz Uyar, Dünya Cüzzam Haftasi nedeniyle hastalik hakkinda bilgilendirmede bulundu. Halk arasinda Cüzzam hastaligi olarak bilinen lepranin (Hansen Hastaligi) mycobacterium leprae adi verilen tüberküloz basiline benzer bakterilerin sebep oldugunu belirten Doç. Dr. Uyar, kronik seyirli, özellikle deri ve sinirleri etkileyen bir hastalik oldugunu vurguladi.
Lepra eski çaglardan beri bilinen, ancak o zamanlar psoriasis ve vitiligo dedigimiz hastaliklarla karistirilabildigini belirten Doç. Dr. Uyar, “Her ne kadar nadiren ölümlere sebep olsa da geç tespit edildiginde çesitli deformitelere ve hastalarda damgalanma duygusuna sebep olabilir. Lepra günümüzde özellikle tropikal ve subtropikal bölgelerde görülmektedir. Yasam sartlarinin ve hijyen kosullarinin kötü oldugu sicak nemli bölgelerde daha sik görülür. Hastaligin Dünya çapinda kontrolünü saglamada erken teshis ve tedavi önemlidir” dedi.
“Hastalik aylar içerisinde ya da 30 yilda genis bir yelpazede ortaya çikabilir”
Cüzzamin hastaligi, bulastirici özelligi tasiyan hasta kisilerle yakin ve uzun süreli temaslar sonucu bulasabileceginden aile içi bulaslarin önemine isaret eden Doç. Dr. Uyar, “Endemik ülkelerde, yeni vakalarin büyük çogunlugu, hastaligin bulasici formlariyla yakin akrabalari olan çocuklar ve genç eriskinlerdedir. Hasta bireylerle tokalasmak, birlikte yemek gibi kisa süreli temaslar hastaligin bulasmasina sebep olmaz. Hastalik bulastiktan sonra aylar içerisinde ya da 30 yil içerisinde genis bir yelpazede ortaya çikabilir. Ancak genellikle 4-10 yilda ortaya çikar. M. Lepra genellikle basilli hastalardan burun ve agizdan damlacik yoluyla ve çok daha az siklikla da zedelenmis deriden bulasir. Hindistan’da yeniden kullanilmis dövme igneleri yoluyla bulas bildirilmistir” diye konustu.
“Cüzzam tüm irklari ve yaslari etkiler”
Bazi insanlarin genetik olarak ve çevresel kosullardan dolayi lepra basiline karsi dogal olarak bagisikligi oldugu dile getiren Ögretim Üyesi Uyar, mikrobu alsalar da kiside hastalik gelismeyebilecegini sözlerine ekledi. Cüzzam hastaliginin tüm irklari ve yaslari etkiledigi bilgisini paylasan Doç. Dr. Uyar, en yüksek insidansin 10-15 ve 30-60 yaslari arasindaki bireylerde görüldügünü belirtti.
Türkiye’de Lepra hastaligi ile mücadele sonucu Dünya Saglik Örgütü’nün hedefi olan 10 binde 1 vakanin altina indigini ifade eden Doç. Dr. Uyar, hastaligin baslica tutulum yerleri hakkinda su bilgileri paylasti: “Periferik sinirler, deri, mukoz membranlar, kemikler ve iç organlardir. Basil büyümek için<35 °C sicakliga ihtiyaç duyar ve bu nedenle vücudun daha soguk bölgelerini (örnegin burun, testisler, kulak loblari) ve periferik sinirlerin cilde yakin oldugu bölgeleri tercih eder. Klinik tablo kisinin bagisiklik sisteminin derecesine göre farkliliklar gösterir. Deride birkaç adetten çok sayilara varan kizarik kabuklu ya da deride renk kaybi ile seyreden degisik boyutlarda lezyonlar görülebilir. Deri yaralarinda agri ve dokunma duyularinin kaybi yaninda ek olarak, periferik sinirler büyüyebilir ve dokunarak sinirler tespit edilebilir. Nöropatik degisiklikler (örnegin kas atrofisi, dördüncü ve besinci parmaklarin fleksiyon kontraktürleri), salgi bozukluklari (örnegin kuru gözler ve burun mukozasi) görülebilir. Ileri evrelerde el ve ayaklarda yaralar deformiteler gözlenebilir.”
Çoklu ilaç tedavisi önemli
Çoklu ilaç tedavisi son derece etkili oldugunu kaydeden Doç. Dr. Uyar, “Daha da önemlisi, ilk dozdan sonra hasta artik baskalarina bulastiramaz. Hemen hemen hiç nüks olmadigindan, tedavilerini tamamlayan tüm hastalar iyilesmis olarak kabul edilir. Simdilik dünyanin bazi bölgelerinde bulunan lepra hastaligin iklim degisiklikleri savaslar ve toplu göçler nedeniyle çogalma ihtimalini göz önünde bulundurmak gerekir” seklinde açiklamasini tamamladi.
Kaynak: İHA
Lepra eski çaglardan beri bilinen, ancak o zamanlar psoriasis ve vitiligo dedigimiz hastaliklarla karistirilabildigini belirten Doç. Dr. Uyar, “Her ne kadar nadiren ölümlere sebep olsa da geç tespit edildiginde çesitli deformitelere ve hastalarda damgalanma duygusuna sebep olabilir. Lepra günümüzde özellikle tropikal ve subtropikal bölgelerde görülmektedir. Yasam sartlarinin ve hijyen kosullarinin kötü oldugu sicak nemli bölgelerde daha sik görülür. Hastaligin Dünya çapinda kontrolünü saglamada erken teshis ve tedavi önemlidir” dedi.
“Hastalik aylar içerisinde ya da 30 yilda genis bir yelpazede ortaya çikabilir”
Cüzzamin hastaligi, bulastirici özelligi tasiyan hasta kisilerle yakin ve uzun süreli temaslar sonucu bulasabileceginden aile içi bulaslarin önemine isaret eden Doç. Dr. Uyar, “Endemik ülkelerde, yeni vakalarin büyük çogunlugu, hastaligin bulasici formlariyla yakin akrabalari olan çocuklar ve genç eriskinlerdedir. Hasta bireylerle tokalasmak, birlikte yemek gibi kisa süreli temaslar hastaligin bulasmasina sebep olmaz. Hastalik bulastiktan sonra aylar içerisinde ya da 30 yil içerisinde genis bir yelpazede ortaya çikabilir. Ancak genellikle 4-10 yilda ortaya çikar. M. Lepra genellikle basilli hastalardan burun ve agizdan damlacik yoluyla ve çok daha az siklikla da zedelenmis deriden bulasir. Hindistan’da yeniden kullanilmis dövme igneleri yoluyla bulas bildirilmistir” diye konustu.
“Cüzzam tüm irklari ve yaslari etkiler”
Bazi insanlarin genetik olarak ve çevresel kosullardan dolayi lepra basiline karsi dogal olarak bagisikligi oldugu dile getiren Ögretim Üyesi Uyar, mikrobu alsalar da kiside hastalik gelismeyebilecegini sözlerine ekledi. Cüzzam hastaliginin tüm irklari ve yaslari etkiledigi bilgisini paylasan Doç. Dr. Uyar, en yüksek insidansin 10-15 ve 30-60 yaslari arasindaki bireylerde görüldügünü belirtti.
Türkiye’de Lepra hastaligi ile mücadele sonucu Dünya Saglik Örgütü’nün hedefi olan 10 binde 1 vakanin altina indigini ifade eden Doç. Dr. Uyar, hastaligin baslica tutulum yerleri hakkinda su bilgileri paylasti: “Periferik sinirler, deri, mukoz membranlar, kemikler ve iç organlardir. Basil büyümek için<35 °C sicakliga ihtiyaç duyar ve bu nedenle vücudun daha soguk bölgelerini (örnegin burun, testisler, kulak loblari) ve periferik sinirlerin cilde yakin oldugu bölgeleri tercih eder. Klinik tablo kisinin bagisiklik sisteminin derecesine göre farkliliklar gösterir. Deride birkaç adetten çok sayilara varan kizarik kabuklu ya da deride renk kaybi ile seyreden degisik boyutlarda lezyonlar görülebilir. Deri yaralarinda agri ve dokunma duyularinin kaybi yaninda ek olarak, periferik sinirler büyüyebilir ve dokunarak sinirler tespit edilebilir. Nöropatik degisiklikler (örnegin kas atrofisi, dördüncü ve besinci parmaklarin fleksiyon kontraktürleri), salgi bozukluklari (örnegin kuru gözler ve burun mukozasi) görülebilir. Ileri evrelerde el ve ayaklarda yaralar deformiteler gözlenebilir.”
Çoklu ilaç tedavisi önemli
Çoklu ilaç tedavisi son derece etkili oldugunu kaydeden Doç. Dr. Uyar, “Daha da önemlisi, ilk dozdan sonra hasta artik baskalarina bulastiramaz. Hemen hemen hiç nüks olmadigindan, tedavilerini tamamlayan tüm hastalar iyilesmis olarak kabul edilir. Simdilik dünyanin bazi bölgelerinde bulunan lepra hastaligin iklim degisiklikleri savaslar ve toplu göçler nedeniyle çogalma ihtimalini göz önünde bulundurmak gerekir” seklinde açiklamasini tamamladi.