ANALIZ - Yeni Uzay 2.0 Açiklamasi Askeri Ve Stratejik Rekabet Kizisiyor

ABD, Rusya, Çin ve Fransa’nin uzay komutanliklari kurarak uzay savas doktrinleri olusturmalari ve bu amaçla tesis edilen birimlere ciddi sayida askeri personel tayin etmeleri ve gelistirdikleri yeni savunma silah sistemleri bu yeni rekabet alaninin iyice kurumsal bir nitelige kavustugunu gösteriyor Askeri caydiricilik ve güçlü savunma için uzayin ülkelerin askeri kapasitelerini “kuvvet çarpani” kavrami çerçevesinde artirdigi ikinci uzay dönemi; yani “Uzay 2.0” artik devrede 2030 yilinda yapay zekâ alaninda dünya lideri olmayi planlayan Çin, bu teknolojiye dayali otonom silah sistemlerini, ilaveten yönlendirilmis elektromanyetik spektrum silahlarini, 5G baglantili yeni teknolojileri ve biyoteknoloji alanindaki yeni uygulamalari sürekli gelistirmekte Çin tüm bu uzay çalismalarinda Rusya’nin destegini de almis durumda. Rusya güçlü nükleer silah kapasitesi ve uzay deneyimi ile Çin’in yaninda yer alarak bir güç dengesi olusturmus görünüyor

ISTANBUL -A. INCI SÖKMEN ALACA- Geçtigimiz hafta Brüksel’de düzenlenen NATO Zirvesi’nin sonuç bildirisinde, ortaya çikan yeni tehdit ve sinamalar karsisinda ittifakin siyasi rolünü ve kapasitesini artiracagi ifadelerine yer verildi. Bu yeni tehdit alanlarindan biri, 2019’da Londra’da düzenlenen NATO liderler zirvesinde de deginilen ve yeni askeri hareket alanlarindan biri olarak tanimlanan uzaydi. Dis uzay ortaminda özel sektörün de dâhil olmasiyla aktörlerin sayisinin artmasi, bu alanda yasanabilecek bir savasin mahiyetinin yeni nesil silahlarla degistirilebilir olmasi, dünyada hegemon devlet olmak için uzayda hâkimiyetin birincil kosul sayilmasi ve gelismis ülkelerin savunma ve caydiricilik faaliyetlerini uzay kosullarinda gelistirmesiyle uzay, stratejik açidan yeniden ön plana çikan bir alan haline geldi.

ABD, Rusya, Çin ve Fransa’nin uzay komutanliklari kurarak uzay savas doktrinleri olusturmalari ve bu amaçla tesis edilen birimlere ciddi sayida askeri personel tayin etmeleri ve gelistirdikleri yeni savunma silah sistemleri bu yeni rekabetin iyice kurumsal bir nitelige kavustugunu gösteriyor. Uzayda ülkelerin sahip olduklari sivil ve askeri uydulara yönelik saldirilar artik savas sebebi sayiliyor. Son NATO toplantisinda da 30 ülkenin herhangi birine böyle bir saldiri gerçeklesmesi durumunda diger ülkelerin de ittifakin besinci maddesini isletilecegi karari sonuç bildirisine eklendi. Ittifakin içinde uzayla ilgili yeni bir birim olusturulurken, 2022’de kabul edilecek “NATO 2030 Yeni Bir Çag Için Birliktelik” vizyon belgesi kapsaminda uzayin da genis sekilde yer alacagi gösterilmis oldu.

- Uzay 2.0 ve Çin tehdidi

Özellikle alçak yörünge bölgesiyle dis uzay, dünyanin uydusu ay ve diger yakin gezegenler, uzaya erisim imkânina sahip ülkeler nezdinde kendi ulusal güçlerini artirmada önemli bir stratejik alan olarak yeniden önem kazandi. Askeri caydiricilik ve güçlü savunma için uzayin ülkelerin askeri kapasitelerini “kuvvet çarpani” kavrami çerçevesinde artirdigi ikinci uzay dönemi; yani “Uzay 2.0” artik devrede. Ilk olarak Soguk Savasin nükleer silahlanma yarisinda, Sovyetler Birligi’nin yapay uydular göndererek ve gerçeklestirdigi insanli alçak yörünge seyahatleri ile uzayda ABD’den çok önce güç erisimine kavusmasi, ABD hükümetinin ulusal savunmasinda ciddi bir korku ve tehdit yaratmisti. Apollo projesi ile Ay’a ayak basilmasi ABD’nin uzayda güç dengesini esitlerken, nükleer füzelerin uzay atmosferine çiktigi anda imha edilmesini saglayabilecek hava savunma silah sistemlerinin de gelistirilmesini sagladi. Soguk Savasin bitmesiyle durgunluk dönemi yasayan uzay çalismalari, 2003 yilinda Çin’in ilk insanli uzay uçusunu yapmasiyla yeniden hareketlenmeye basladi. Amerikan özel sektör girisimcilerinin de uzay misyonlarina dâhil olmasi, Avrupa Uzay Ajansi (ESA) disinda Israil, Hindistan, Birlesik Arap Emirlikleri (BAE), Güney Kore, Yeni Zelanda, Avustralya ve Japonya’nin uzay çalismalariyla çok aktörlü bir nitelik kazandi. Uzay 2.0 ortaminda bu kez Rusya’ya ek olarak Çin de ABD ve müttefikleri tarafindan yeni bir tehdit olarak görülmeye basladi.

NATO liderler zirvesi sonuç bildirisinde, Çin’in savasin dogasini degistirmeye sahip yeni yikici teknolojilere yatirim yaptigina, ekonomik ve askeri silahlanma alanindaki yükselisine ve dahasi ittifakin uluslararasi alandaki güvenligine meydan okuduguna yer verildi. Yeni silahlar ve savas teknolojilerinin uzay alani için gelistirilmis olmasi en kritik konu olarak öne çikiyor. Çin’in küresel güç olma çalismalarinin altinda barisçil maksatlarin yatmadigi yönündeki ifadeler de bu kapsamdaki tehdit algisini yansitiyor.

2030 yilinda yapay zekâ alaninda dünya lideri olmayi planlayan Çin, bu teknolojiye dayali otonom silah sistemlerini, ilaveten yönlendirilmis elektromanyetik spektrum silahlarini, 5G baglantili yeni teknolojileri ve kuantum isinlanma ve biyo-teknoloji alanindaki yeni uygulamalari sürekli gelistirmekte. Çin ordusu 2015 yilinda büyük veri ve yapay zekâya dayali otonom ve yönlendirilmis enerji silah sistemlerini konu edinen ve yeni bir savas konseptinin üstünde duran “Isik Savasi” isimli bir kitap yayinladi. Ayin karanlik yüzüne ilk inisi gerçeklestiren Çin’in otonom robotu ay yüzeyinden materyal toplarken bir yandan da elektromanyetik deneyler yapti. Isik harbine uygun sekilde testleri devam ettiren Çin’in, uydulara yerlestirilebilecek otonom, yönlendirilmis elektromanyetik spektrum bazli silahlar (lazer ve yüksek güçlü mikro dalga silahlari) ile bu yeni savas konseptini 2030’a kadar hayata geçirmeyi planladigi ileri sürülebilir. Bu isik harbi konsepti, öncelikle hipersonik füzeler ve kitalararasi balistik füzeleri hizli sekilde imha eden lazer yapida bir hava savunma sistemi olarak düsünüldü.

Uluslararasi uzay hukuku uzayda yürütülecek faaliyetlerde barisçil amaçlari zorunlu kilarken, Çin 2007 yilinda rakip ülkelerin askeri uydularini hedef alan bir tatbikat gerçeklestirdi. Dünyadan kendi meteoroloji uydusunu vurarak askeri kapasitesini ve uydu savaslarina hazirlikli oldugunu gösterdi. Ayrica uzayda yer alan uydu ve silah sistemlerinin ana yapisinin bilisim altyapisi ile olusturuldugu düsünülerse siber tehditler de uzay alanina eklemlenmekte, yapay zekâ teknolojisinde lider konuma gelmis bir ülkenin siber saldiri silahlarinin da yikici olacagi düsünülmekte. Çin’in uzayda da liderlige oynadigi dikkate alinirsa uzaydaki tüm uydulari devre disi birakabilecek siber yazilim sistemleri gelistirebilme ihtimali de gözden uzak tutulmuyor. Uydu savar silah sistemleri, özellikle uzay tabanli lazer silah sistemleri, Çin’in en önem verdigi yeni nesil silahlardan.

Çin’in yeni savunma stratejilerinin yer aldigi 2019 tarihli “Beyaz Kitap”ta dis uzay alani, uluslararasi stratejik rekabette kritik bir alan olarak tanimlandi ve dis uzayda güvenligin saglanmasi ulusal ve sosyal kalkinma için öncelikli bir konu olarak belirtildi. Çin lideri Si Cinping ordudan uzayda yeni doktrinler, kavramlar gelistirilmesini ve dünya yörüngesinde dönen uydular için Uzay Alani Farkindaligi olusturulmasini istedi. Çin 2024’te yapimi bitecek olan ve alçak dünya yörüngesine yerlesecek kalici Tiangong uzay istasyonunun modüllerini, son gönderdigi üç taykonot ile gelistirmeye devam ediyor. Bu uzay istasyonun 10 metreye kadar uzanan ve 20 tonluk bir uzay objesini kavrayabilecek devasa robotik kollari bulunuyor. Füze ile vurma, lazer ile yok etme, uydu kör etme, siber saldiri ile devre disi birakma disinda diger ülkelerin uydularini robot kollarla ele geçirebilme tehdidi ABD tarafindan dile getirildi ve Çin’in alçak yörüngedeki modüler uzay istasyonu askeri bir üs seklinde yorumlanarak bu yönden tehlikeli görüldügü ifade edildi.

- Uzay ittifaklari

Düsük yerçekimi ortaminda tibbi ve biyolojik virüs deneylerinin yapilabildigi T seklindeki uzay istasyonu, Çin’in bu alandaki çalismalarini sürdürecegi yeni laboratuvar ortami olarak düsünülmekte. Çin’in Ay misyonu kapsaminda istasyon içerisinde yasam destek üniteleri ve bitki ve su atik sistemleri de yer alacak. Uluslararasi Uzay Istasyonu 2024’te fiilen sona erdirileceginden Çin, kendi uzay istasyonu ile bu misyonun yerini almak istiyor. Nitekim insasi devam eden kendi uluslararasi uzay istasyonu çalismalarini seffaflastirmak amaciyla Birlesmis Milletler (BM) Dis Uzay Ofisi ile birlikte bu istasyonda bilimsel çalisma yapmak isteyen ülkelere 2018’de çagrida bulunmustu. Seçilen ülkeler Rusya, Belçika, Fransa, Almanya, Hindistan, Italya, Japonya, Kenya, Hollanda, Norveç, Meksika, Polonya, Peru, Suudi Arabistan, Ispanya ve Isviçre uzay tibbi, biyo-teknoloji, düsük yerçekimi, uzay radyasyonu etkileri ve uzayda bitki yetistirme konularinda bu istasyonda yer alabilecekler. Kapasitesi sürekli artirabilecek sekilde dizayn edilen istasyonda birlesme üniteleri (baglanti limanlari) farkli uzay araçlari ile firlatilan modüllerin eklemlenmesine uygun sekilde tasarlandi.

Çin, uzay istasyonu disinda, Hubble teleskobunun benzeri olan ve ondan 300 kat daha iyi görüntü kalitesine sahip modüler Xuntion (Cennetleri Arastiran) teleskobunu, dünyaya yakin asteroitleri tespit etmek, Çin uzay madenciligi faaliyetlerini desteklemek için kullanmak ve diger gezegen çalismalarina katkida bulunmak için alçak yörüngede kendi uzay istasyonuna yakin sekilde konuslandiracak. Teleskop mekanizmanin yeni gelistirilen uzay tabanli lazer silahlarin düsman uydularini vurmasi için hedef noktasini gösterme bakimindan da önemli bir rolü olacak. Yer tabanli radar hedef uydulari tespit ederken, konuslandirilabilen membran teleskop lazerin hedefi vurusuna odaklanabiliyor. Askerî açidan bakinca, Çin’in, muhtemel bir isik harbini destekleyici sistemleri alçak yörüngeye yerlestirmekte oldugu varsayilabilir.

2021 yili içinde yaklasik 40’a yakin uzay cismini firlatacak olan Çin, ABD'nin hemen ardindan kendi uzay aracini Mars'a göndererek ABD ile ayni anda ayni misyonlar için faaliyet gösteriyor. Tüm bu uzay çalismalarinda Rusya’nin desteginin de oldugunu söylemek yanlis olmaz. Anti-uydu savas sistemi Ruslar tarafindan Soguk Savas’ta ABD’ye karsi düsünülmüstü. Ilk Mir uzay istasyonunu yapan Ruslar, Çinlileri de bu alanda istasyon sahibi olmalari için tesvik etmisti; iki ülke Mart 2021’de Ay üzerinde ya da yörüngesinde ortak bir Ay uzay üssü kurmayi kararlastirdilar. NATO tarafindan potansiyel tehdit addedilen Rusya güçlü nükleer silah kapasitesi ve uzay deneyimi ile Çin’in yaninda yer alarak bir güç dengesi olusturmus görünüyor. Asya Pasifik’teki Quad ittifaki ülkeleri Japonya, Güney Kore, Hindistan ve Avustralya’nin uzay çalismalari da bu kapsamda Çin’e karsi ABD tarafindan destekleniyor.

- “Türk Uzay Kuvvetleri”

Uzayda savas gücü anlaminda rakibinin gerisinde kalan Amerikan hükümeti uluslararasi hukuku ön plana çikararak, rakiplerini engellemeye çalisan bir strateji izliyor. Sovyetler Birligi’nin Sputnik’i 1957’de uzaya firlatmasiyla, insanli uzay uçuslarinin ardindan 1967 yilinda Dis Uzay Anlasmasi imzalanmisti. Bu stratejiye benzer bir sekilde günümüzde ABD ile sekiz ülke arasinda imzalanan Artemis Ay Anlasmasi, Çin ve Rusya’nin bu uydu üzerindeki faaliyetlerini durdurma yönünde ilk adim olarak görülebilir. NATO da uzayin askeri anlamda silahlanmamasi için uluslararasi anlasmalara bagli kalacagini bildirisine ekleyerek rakiplerinin askeri faaliyetlerinin karsiliksiz kalmayacagini ortaya koydu. Öte yandan, Çin’in bugüne kadar gönderdigi iki uzay aracinin hizla düserek dünya yüzeyinde tehdit yaratmasi da ABD tarafindan Çin’in bu faaliyetleri karsisinda dünya kamuoyunu yanina çekmek için firsat olarak kullaniliyor.

NATO bünyesi içinde çalismalara baslayacak olan uzay birimine katki saglama konusunda Türk Silahli Kuvvetleri (TSK) bünyesinde de Eskisehir’de kurulmasi önceden planlanmis olan ve örgütlenme yapisi belirlenen Türk Uzay Kuvvetleri’nin de aktif hale getirilmesine karar verildi. Uzayda bulunan uydularimizin güvenligini yakindan takip edecek olan yeni kuvvet alani, Hava Kuvvetleri’nden ayri bir birim olacak. Uzaydaki yeni misyon görevlerine NATO kapsaminda hazirlik yapacak Türk Uzay Kuvvetleri’nin ittifak bünyesinde gelistirilecek uzay savunma ve silah sistemleri konusunda da ordunun gelismesine katki sunacagi öngörülüyor. Türkiye’nin de yeni stratejik tehdit alanlarina hizlica entegre olabilmesi böylece tamamlanacaktir.

[Uluslararasi güvenlik, ulusal savunma ve yeni teknolojiler, terörizm ve uzay üzerine çalismalari bulunan Doç. Dr. A. Inci Sökmen Alaca Istanbul Arel Üniversitesi Uluslararasi Iliskiler Ingilizce Bölümü ögretim görevlisidir]
Kaynak: AA