(Özel) 'Uyuyan Güzel'Den Basarili Ve Saglikli 'Is Kadinina'
Dogumun ardindan 48 saat içerisinde kapanmasi gereken ‘ductus venosus’ damari açik kalan 22 yasindaki Serenay Isanlar, nadir görülen hastaligi yüzünden çocuklugunu sürekli uyku halinde, halsiz ve algilari kapali olarak geçirdi. Karaciger kanseri cerrahisinde uzman Prof. Dr. Ünal Aydin tarafindan gerçeklestirilen operasyonun ardindan bambaska bir dünyaya gözlerini açan Isanlar, okulunu basari ile bitirdikten sonra hem 10 kisiye istihdam saglayan bir isletme kurdu hem de hayatinin askini bulup nisanlandi.
Bursa’da yasayan 22 yasindaki Serenay Isanlar; uykuya meyilli, sik sik bayginlik geçiren, halsiz ve algilari kapali bir çocuktu. Sürekli yorgun oldugu için yasitlari ile oyun oynayamayan, derslerde uyuyup kalan Isanlar, çocuklugunu annesi mutfakta yemek yaparken hamurla oynayarak geçirdi. Sikayetleri nedeniyle annesi Gülay ve babasi Ismail Isanlar tarafindan çesitli hastanelere götürülen Serenay’a ilk olarak pulmoner hipertansiyon teshisi konuldu ancak yapilan tedavilerden netice alinamadi. Bir gün röntgen çekilirken karacigerinde bir kaçak fark edilen Serenay’in, dogumun ardindan 48 saat içerisinde kapanmasi gereken ‘ductus venosus’ damarinin açik kaldigi fark edildi. Nadir görülen hastaliga karsi Serenay Isanlar için karaciger nakli önerildi ancak babasi baska bir çarenin yollarini aramaya koyuldu. Pek çok doktorla görüsmenin ardindan ulastigi Prof. Dr. Ünal Aydin’dan “Bu operasyonu yapabiliriz” yanitini alan baba Ismail Isanlar, kizini Prof. Dr. Ünal Aydin’in Izmir’deki muayenehanesine getirdi. Serenay Isanlar, 3 yil önce gerçeklestirilen basarili bir operasyon sonucu sagligina kavusurken çocuklukta sikayet ettigi semptomlarindan da kurtuldu. Sik sik aksattigi okuluna geri dönüp gastronomi bölümünü bitiren Isanlar, simdi 10 kisiye istihdam saglayan bir restoranin sahibi. Genç kadin, sinif arkadasi ile de nisanlanarak hayatinin askini ameliyatin ardindan fark ettigini belirtti.
Nadir görülen bir durum
Ductus venosus damarinin açik olmasi durumunun oldukça nadir görüldügünü kaydeden Prof. Dr. Ünal Aydin, yasanan süreci söyle anlatti:
“Anne karninda anneden gelen kani bebegin kalbine tasiyan özel bir damar vardir. Biz bu damara ‘ductus venosus’ diyoruz. O damar, anne karnindayken anneden gelen besinleri kalbe gönderir. Ductus venosus, sadece anne karnindayken kullanilir, dogumdan 48 saat, en geç 72 saat içinde o damar kapanir. Dünyada bu damari kapanmadigi için bu konuda tani almis insan sayisi 100 kisi bile degildir. Serenay da bu sebepten dogustan gelen bir halsizlik, yorgunluk, uyku hali yasiyormus. Bu yüzden hem arkadaslarinin oyunlarina katilamamis hem de okulda dersleri dinleyemeyip sürekli uyuyakalmis. Serenay’in annesi, kizinin oyun ihtiyacini karsilamak üzere Serenay ile mutfakta ilgilenmis, mutfakta yaptigi tüm isleri ona da ögretmis. Yani mutfagi kizi için oyun alanina dönüstürmüs. Ailecek oldukça zor bir dönem geçirmisler. Halsiz, bitkin, uykuya meyilli, yorulan çocuklarda ilk olarak kalp problemi akla gelir. Çocuk kardiyolojisi degerlendirdiginde, bizim ‘pulmoner hipertansiyon’ dedigimiz çok daha ciddi baska bir hastaligin tanisi konulmus ve tedavi görmüs. Tedaviden basari elde edilemeyince Serenay’in babasi, dünyadaki birçok doktorlarla iletisime geçmis ve o asamada Serenay’a ductus venosus tanisi konulmus.”
“Meger o uykuya meyilli çocugun beyni çok iyi çalisiyormus”
Tani konulduktan sonra Serenay Isanlar’a karaciger naklinin önerildigini ifade eden Prof. Dr. Ünal Aydin, “Babasi arastirmalarini sürdürürken, nakil yerine bu damarin tikanabilecegini ögrenmis ama bunu yapabilecek doktor bulamamis. Girisimsel radyoloji ile bu tedavi denense de damar tikanamamis. Hatta bir tikama isleminde tikaç, akcigerlerine kadar gidip hayati tehlike olusturmus. En sonunda babasi benim yanima geldi. Nihayetinde çok ince ayarlari olan basarili bir ameliyat gerçeklestirdik. Bagirsaklarindaki tüm kan, karacigere ugramadan transit bir sekilde kalbe çok yüksek akimla gidiyordu. Bunun teknigi, o damari iptal etmektir ama iptal ettiginiz zaman portal hipertansiyon ve kanamaya neden olur. Bu yüzden bagirsaklardaki 10 milimetrelik civa basincini muhafaza edip akisi saglamayi amaçladik. Ameliyattan sonra Serenay, kendini eskisine göre çok daha iyi hissetti ve ‘hemen eve gitmek istiyorum’ dedi.
Serenay, liseyi bitirdikten sonra mutfaktaki deneyimlerinden faydalanarak gastronomi bölümüne giren bir genç kiz. Ancak rahatsizligi nedeniyle okulunu sürekli aksatmak durumunda kalmis. Ameliyatin ardindan onun hayata yeniden baslamasi, okula yeniden dönmesi ve arkadaslarinin farkina varip kendine es adayi seçmesi, okulda basarili olup restoran açarak 10 kisiye is saglamasi çok güzel. Bu insanlik adina heyecan verici. Bazi durumlari anlatmaya kelimeler yetmiyor. Meger o uykuya meyilli çocugun beyni çok iyi çalisiyormus ama o uykuya meyilli durumu, onun fark edilmesini engellemis” dedi.
“Kendimi yeniden dogmus gibi hissettim”
Çocuklugunu diledigince yasayamadigini söyleyen Serenay Isanlar da, “Çok zor bir çocukluk geçirdim, arkadaslarimin arasina katilamadim. Sürekli evde oturan, pasif bir çocuktum. Bir is yaparken sürekli ‘bitsin, hemen uyuyayim’ diye düsünüyordum. Artik ‘an’da kalabiliyorum. Ameliyattan sonra her sey daha net gelmeye basladi, her seyi daha çok fark etmeye basladim. Ameliyattan hemen sonra yataktan kalkmak istedim. Küçükken hep mutfakta vakit geçirdigim için gastronomi alanina yönelmistim ama hastaligim nedeniyle okulda fazla arkadasim yoktu. Çünkü okulda çok aktif degildim. Çogu kisiyi de fark edemiyordum. Ameliyattan sonra okuluma geri döndüm, okulda tanistigim kisiyle nisanlandim ve bir isletme kurarak 10 kisiye de istihdam saglamaya basladim. Ameliyattan sonra kendimi yeniden dogmus gibi hissettim” ifadelerini kullandi.
“Doktorumuz ‘evet bu hastaligi biliyorum’ deyince rahatladim”
Kizinin tedavi olmasi için yogun ugraslar veren baba Ismail Isanlar, “Serenay’in rahatsizlik dönemi, hayatimdaki en kötü senelerdi. Netice alamiyorduk. Kizimiz gözümüzün önünde düzelmiyordu. Ilaç tedavisinin faydasi olmuyordu. Arayis içerisindeydim. Bir radyolog akciger filmi çekerken kadraja karacigerin girmesiyle karacigerdeki kaçak fark edildi. Bu kaçagin bulunmasiyla hikayemiz yeniden basladi.
Pulmoner hipertansiyon ilaci kullandiktan sonra bir fayda olmadigi görülünce ve de kaçak ortaya çikinca karaciger nakli önerildi. Ben bunu kabullenemedim. Baska arayislara girdim. Dünya üzerinde arastirmalar yaptim. Güney Kore, Amerika ve Fransa’daki doktorlar ile yazismalar yaptim. Nakil disinda tedavi olabilecegini ögrendim. Bu operasyonu kim yapabilir diye düsünürken birçok doktorla görüstüm ama netice alamadim. Iki kez girisimsel radyoloji denedik ama olmadi. Hatta ikincisi çok kötü geçti. Is artik karaciger nakline kalmisti. En son Ünal Hocamiza geldim. ‘Ductus venosus’ dedigimde ‘evet bu hastaligi biliyorum’ dedi.
O sirada bir rahatladim. Kizimin karacigerinin saglam oldugunu ve nakle gerek olmadigini söyledi.
Ondan sonra bütün yükümü Ünal Hocamiza verdim, Allah razi olsun kizimizin gözünü açti. Ünal Hocamiz kizimizin gözünü çok fazla açmis, biraz kismaya geldik. Isin esprisi tabii ama kizimin algisi açilinca çevresindeki insanlarin farkina varmaya basladi.
Su anda sinif arkadasi ile nisanli ve bir isletme sahibi” seklinde konustu.
“Tek hayalimiz kizimizin bir bayiri çikabilmesiydi”
Ailecek çok mutlu olduklarini dile getiren Ismail Isanlar, “Kizimizi farkli görmek anlatilamaz bir duygu. Kizimla ilgili hiç hayal kuramamistik. Tek hayalimiz kizimizin bir bayiri çikabilmesiydi. Ameliyattan sonra çikmaya basladi.
Çocukken oturdugu yerden kalkamazdi. Yatip uyanmazdi. Isteksizdi, oyun oynayamazdi. Bahçede kosamazdi. Çocuklugunu yasayamadi. Annesi ile hep mutfakta hamurla oynuyordu. Arkadaslari ile oynayamadigi için dislaniyordu ama simdi bambaska biri oldu” diye konustu.
Kaynak: İHA
Nadir görülen bir durum
Ductus venosus damarinin açik olmasi durumunun oldukça nadir görüldügünü kaydeden Prof. Dr. Ünal Aydin, yasanan süreci söyle anlatti:
“Anne karninda anneden gelen kani bebegin kalbine tasiyan özel bir damar vardir. Biz bu damara ‘ductus venosus’ diyoruz. O damar, anne karnindayken anneden gelen besinleri kalbe gönderir. Ductus venosus, sadece anne karnindayken kullanilir, dogumdan 48 saat, en geç 72 saat içinde o damar kapanir. Dünyada bu damari kapanmadigi için bu konuda tani almis insan sayisi 100 kisi bile degildir. Serenay da bu sebepten dogustan gelen bir halsizlik, yorgunluk, uyku hali yasiyormus. Bu yüzden hem arkadaslarinin oyunlarina katilamamis hem de okulda dersleri dinleyemeyip sürekli uyuyakalmis. Serenay’in annesi, kizinin oyun ihtiyacini karsilamak üzere Serenay ile mutfakta ilgilenmis, mutfakta yaptigi tüm isleri ona da ögretmis. Yani mutfagi kizi için oyun alanina dönüstürmüs. Ailecek oldukça zor bir dönem geçirmisler. Halsiz, bitkin, uykuya meyilli, yorulan çocuklarda ilk olarak kalp problemi akla gelir. Çocuk kardiyolojisi degerlendirdiginde, bizim ‘pulmoner hipertansiyon’ dedigimiz çok daha ciddi baska bir hastaligin tanisi konulmus ve tedavi görmüs. Tedaviden basari elde edilemeyince Serenay’in babasi, dünyadaki birçok doktorlarla iletisime geçmis ve o asamada Serenay’a ductus venosus tanisi konulmus.”
“Meger o uykuya meyilli çocugun beyni çok iyi çalisiyormus”
Tani konulduktan sonra Serenay Isanlar’a karaciger naklinin önerildigini ifade eden Prof. Dr. Ünal Aydin, “Babasi arastirmalarini sürdürürken, nakil yerine bu damarin tikanabilecegini ögrenmis ama bunu yapabilecek doktor bulamamis. Girisimsel radyoloji ile bu tedavi denense de damar tikanamamis. Hatta bir tikama isleminde tikaç, akcigerlerine kadar gidip hayati tehlike olusturmus. En sonunda babasi benim yanima geldi. Nihayetinde çok ince ayarlari olan basarili bir ameliyat gerçeklestirdik. Bagirsaklarindaki tüm kan, karacigere ugramadan transit bir sekilde kalbe çok yüksek akimla gidiyordu. Bunun teknigi, o damari iptal etmektir ama iptal ettiginiz zaman portal hipertansiyon ve kanamaya neden olur. Bu yüzden bagirsaklardaki 10 milimetrelik civa basincini muhafaza edip akisi saglamayi amaçladik. Ameliyattan sonra Serenay, kendini eskisine göre çok daha iyi hissetti ve ‘hemen eve gitmek istiyorum’ dedi.
Serenay, liseyi bitirdikten sonra mutfaktaki deneyimlerinden faydalanarak gastronomi bölümüne giren bir genç kiz. Ancak rahatsizligi nedeniyle okulunu sürekli aksatmak durumunda kalmis. Ameliyatin ardindan onun hayata yeniden baslamasi, okula yeniden dönmesi ve arkadaslarinin farkina varip kendine es adayi seçmesi, okulda basarili olup restoran açarak 10 kisiye is saglamasi çok güzel. Bu insanlik adina heyecan verici. Bazi durumlari anlatmaya kelimeler yetmiyor. Meger o uykuya meyilli çocugun beyni çok iyi çalisiyormus ama o uykuya meyilli durumu, onun fark edilmesini engellemis” dedi.
“Kendimi yeniden dogmus gibi hissettim”
Çocuklugunu diledigince yasayamadigini söyleyen Serenay Isanlar da, “Çok zor bir çocukluk geçirdim, arkadaslarimin arasina katilamadim. Sürekli evde oturan, pasif bir çocuktum. Bir is yaparken sürekli ‘bitsin, hemen uyuyayim’ diye düsünüyordum. Artik ‘an’da kalabiliyorum. Ameliyattan sonra her sey daha net gelmeye basladi, her seyi daha çok fark etmeye basladim. Ameliyattan hemen sonra yataktan kalkmak istedim. Küçükken hep mutfakta vakit geçirdigim için gastronomi alanina yönelmistim ama hastaligim nedeniyle okulda fazla arkadasim yoktu. Çünkü okulda çok aktif degildim. Çogu kisiyi de fark edemiyordum. Ameliyattan sonra okuluma geri döndüm, okulda tanistigim kisiyle nisanlandim ve bir isletme kurarak 10 kisiye de istihdam saglamaya basladim. Ameliyattan sonra kendimi yeniden dogmus gibi hissettim” ifadelerini kullandi.
“Doktorumuz ‘evet bu hastaligi biliyorum’ deyince rahatladim”
Kizinin tedavi olmasi için yogun ugraslar veren baba Ismail Isanlar, “Serenay’in rahatsizlik dönemi, hayatimdaki en kötü senelerdi. Netice alamiyorduk. Kizimiz gözümüzün önünde düzelmiyordu. Ilaç tedavisinin faydasi olmuyordu. Arayis içerisindeydim. Bir radyolog akciger filmi çekerken kadraja karacigerin girmesiyle karacigerdeki kaçak fark edildi. Bu kaçagin bulunmasiyla hikayemiz yeniden basladi.
Pulmoner hipertansiyon ilaci kullandiktan sonra bir fayda olmadigi görülünce ve de kaçak ortaya çikinca karaciger nakli önerildi. Ben bunu kabullenemedim. Baska arayislara girdim. Dünya üzerinde arastirmalar yaptim. Güney Kore, Amerika ve Fransa’daki doktorlar ile yazismalar yaptim. Nakil disinda tedavi olabilecegini ögrendim. Bu operasyonu kim yapabilir diye düsünürken birçok doktorla görüstüm ama netice alamadim. Iki kez girisimsel radyoloji denedik ama olmadi. Hatta ikincisi çok kötü geçti. Is artik karaciger nakline kalmisti. En son Ünal Hocamiza geldim. ‘Ductus venosus’ dedigimde ‘evet bu hastaligi biliyorum’ dedi.
O sirada bir rahatladim. Kizimin karacigerinin saglam oldugunu ve nakle gerek olmadigini söyledi.
Ondan sonra bütün yükümü Ünal Hocamiza verdim, Allah razi olsun kizimizin gözünü açti. Ünal Hocamiz kizimizin gözünü çok fazla açmis, biraz kismaya geldik. Isin esprisi tabii ama kizimin algisi açilinca çevresindeki insanlarin farkina varmaya basladi.
Su anda sinif arkadasi ile nisanli ve bir isletme sahibi” seklinde konustu.
“Tek hayalimiz kizimizin bir bayiri çikabilmesiydi”
Ailecek çok mutlu olduklarini dile getiren Ismail Isanlar, “Kizimizi farkli görmek anlatilamaz bir duygu. Kizimla ilgili hiç hayal kuramamistik. Tek hayalimiz kizimizin bir bayiri çikabilmesiydi. Ameliyattan sonra çikmaya basladi.
Çocukken oturdugu yerden kalkamazdi. Yatip uyanmazdi. Isteksizdi, oyun oynayamazdi. Bahçede kosamazdi. Çocuklugunu yasayamadi. Annesi ile hep mutfakta hamurla oynuyordu. Arkadaslari ile oynayamadigi için dislaniyordu ama simdi bambaska biri oldu” diye konustu.