Sürgündeki Tibetli Lider, Çin Ile Müzakerelerin Sürdürülmesinden Yana

Sürgündeki yeni Tibetli lider Penpa Tsering, 10 yildir temaslarinin olmadigi Çin yönetimi ile müzakerelerin sürdürülmesi için gerekli tüm gayreti gösterecegini belirtti.

Tsering, Associated Press’e (AP) verdigi mülakatta, ruhani lider Dalai Lama’nin dogdugu topraklara, Tibet Özerk Bölgesi’nin baskenti Lhasa’ya, gitme arzusunda oldugunu dile getirdi.

Dalai Lama’nin Çin-Tibet anlasmazliginin çözüme kavusturulmasi yönünde istekli oldugunu belirten Tsering, kendisinin de çözüm yolunun bulunmasina iliskin her türlü çabayi gösterecegini ifade etti.

Tsering, Çin’in "tam bagimsizlik" yerine, özerklik çatisi altinda, Tibet halkina kültürlerini ve dillerini muhafaza etme imkani taniyacak bir “orta yol” yaklasim sergilemesi gerektigini savundu.

Öte yandan, söz konusu yaklasimin taraflar arasinda müzakere ve temaslari baslatabilecegini ifade eden Tsering, Çin’i Tibet kültürünü ve dilini kisitlamakla elestirdi.

Tsering, “Dil çok önemli ama bugün sadece bir dil sinifinda ögretilen bir sey haline geldi. Okuldaki diger tüm dersler Çince ögretiliyor ve Çinli liderler, iki dile de esit agirlik verdiginiz iki dilli bir sistemi bile takip etmiyorlar. Bu, ilaveten hükümetin resmi belgeleri Tibetçe yayinlamama politikasi, Tibet varligini tam kökünden vuruyor. Dilimiz giderse, din de gider yavas yavas.”

Dalai Lama, Tibet'te 1959'daki bagimsizlik yanlisi ayaklanmanin basarisiz olmasinin ardindan bölgeyi terk etmis ve Hindistan'in kuzeyindeki Dharmsala kentine yerleserek sürgündeki Tibet meclisi ve hükümetini kurmustu.

Dalai Lama'nin 2011 yilinda aktif siyaseti birakmasinin ardindan sürgündeki hükümet lideri diasporadaki Tibetlilerin oylariyla seçiliyor.

2008'den bu yana meclis baskanligi görevini yürüten 53 yasindaki Tsering, subat ve nisanda yapilan iki tur seçimin ardindan sürgündeki hükümetin baskani seçilmisti.

Pekin yönetimi sürgündeki Tibet yönetimini tanimiyor ve 2010'dan bu yana Dalai Lama'nin temsilcileriyle hiçbir temasta bulunmuyor.

Pekin yönetimi, Tibet'in 13. yüzyildan bu yana Çin'in parçasi oldugunu ve ayri bir varliginin bulunmadigini ileri sürerek sürgündeki hükümeti ayrilikçilikla suçlarken Dalai Lama ve destekçileri, Tibet'in tarihinin büyük bölümünde fiilen bagimsiz oldugunu savunuyor.

Kaynak: AA