Ebru Şallı evlat acısını anlattı!

Ebru Şallı oğlu Pars'ı anlatırken gözyaşlarına boğuldu... 'MR çekildi dünya başıma yıkıldı'

Ebru Şallı evlat acısını anlattı!
Ebru Şallı evlat acısını anlattı!
İşte Ebru Şallı’nın açıklamalarından satır başları...

“Boşanmayı dışarıdan kimsenin gözüne sokmadık. Herkes bilmez ama boşanmanın yansımanın da kötü olduğunu düşünmüyoruz. Biz bunu iyi başardık. Anne baba boşanabilir ama sonuçta çocuklardan boşanmıyorsunuz.

Anne baba olmaya devam ediyorsun, ayrı ayrı evlerde. Anlaşarak ayrıldıysan, sorun, kavga, gürültü, spesifik bir sorun yoksa bence çocuklar için şahane bir şey. Hem annesi hem babası ile ayrı ayrı zaman geçiriyor. Zaman zaman bir arada oluyor. Bu pozitife çevrilebilir ki bizim çevirdiğimizi düşünüyorum.”

BİR GÜNDE ÜNLÜ OLDUM

Son 3 yılının çok zorlu ve hızlı geçtiğini söyleyen Ebru Şallı, küçüklüğünden itibaren hep güçlü göründüğünü ve sürekli çalıştığını dile getirdi: “16 yaşında fotomodelliğe başladım. Ben Ebru Şallı olmaktan çok mutluyum. 1 günde ünlü oldum. 40 yaşında ünlü olan biri ile çocuk yaşta ünlü olup bu zamanlara gelmek bence çok farklı şeyler. Evlendim, boşandım. İki çocuk doğurdum, bir sürü iş yaptım. Arkama baktığım zaman yaptığım hiçbir şeyden pişmanlık hissetmiyorum. Arkama bakmıyorum zaten, önüme bakıyorum.”


GÖZ YAŞLARINA BOĞULDU
Geçtiğimiz yıl 9 yaşındaki oğlu Pars’ı, mücadele ettiği lenfoma hastalığı nedeniyle kaybeden Ebru Şallı, yaşadığı zorlu dönemi anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Ünlü model, acılı günlerini şu sözlerle dile getirdi:


"GERÇEK BİR MELEKTİ"
"Tanıyan Pars’tan çok etkilenirdi. 'Bu nasıl bir çocuk' derlerdi. Gerçek bir melekti. Bu hayatta bir melek doğurmuşum ve dokuz yıl bir melek ile yaşamışım. Kimseyi kıramaz, azıcık üzüldüğü an onu toparlamaya çalışır, müthiş bir sevgi çıkıyordu içinden. Pars hep başkaydı."


"BİR ANNENİN VE BABANIN DÜNYASININ YIKILDIĞI AN"
Pars’ın boyun ağrısı yaşaması üzerine tetkikler için hastaneye gittiklerini belirten Şallı, doktorların bir hafta çabalarına rağmen tam olarak sorunun ne olduğunu bulamadıklarını, kan tahlillerinin iyi çıkmasına rağmen ağrısında bir değişiklik olmadığını anlattı.


"Ultrasonda da çıkmadı. MR çekildi, o zaman öğrendik. İlk duyduğunuz an bir annenin ya da babanın dünyasının yıkıldığı an. Çok büyük bir acı. Meğer ağrıları zaman zaman yaşıyormuş ve 'geçer' diye düşünüp söylemiyormuş. İlk defa okulda ağladığı bir an oldu, ağrısı çok fazlaydı. Çok hızlı ilerleyen bir türdü..."

"İLİK DAHİL HER ŞEYİMİ VERMEK İSTİYORDUM"
"2.5–3 yıllık süreçte tedavi ile çok güzel cevaplar aldığımız dönemler oldu. Cevap vermesi büyük bir şeydi. Bıraktığımız an tekrar hızlı şekilde atak yaptı, ağrılar başladı. Doktor aynı protokolü uygulayamayacağı için kemik iliği nakline geçmemize karar verdi...


"Dünyada bu iliği bulamadık. Aile bireylerine bakıldı. Bende literatürde olmayan bir doku çıktı ve o doku Pars’ta da vardı. Doktor 'iliğiniz tutmuyor ama bu doku sizde var ve Pars’ta da olduğuna göre bir anlamı var' dedi. İlik dahil her şeyimi vermek istiyordum. İlik verdim..."

"O HASTANE ODASI CENNET BAHÇESİYDİ"
"Çok başarılı bir nakil gerçekleştirdiler. İlik yüzde 100 tuttu. Bu mutlu haberi alıp, evimize geçtik. Herkes çok sevindi ve 'artık bir şey olmaz' dedik. Olmayan çok var çünkü. B negatif kan bulmak çok zordu..."

"Bir yandan ünlü biri olmak zor ve çocuğa böyle bir anı bırakmak istemiyordum. O yüzden kimseye anlatmadık, paylaşmadık. O hastane odasında o kadar güzel günlerimiz geçti ki. O hastane odası benim için cennet bahçesiydi."

"PARS GÖRÜNMEZ OLDU"
Hastane sürecinde oğlu Pars ile aralarında geçen duygusal bir diyalogu da anlatan Ebru Şallı, Pars’ın kendisine 'Annecim ben senin hep böyle gülmeni, güzel olmanı istiyorum ve yaşlanmanı istemiyorum' dediğini ve Pars'ın isteğinin ise görünmez olmak olduğunu söyledi.

"Pars görünmez oldu işte. Ben onun hakkında konuşurken her zaman böyle ağlamam, sık sık yanına giderim, güzel şeyler konuşurum, gülerim. Acımı daha farklı yaşıyorum. Kimseye bunun hesabını vermek zorunda değilim. Benim onunla aramda olan diyalogu, duyguyu kimse bilemez."