Kırklareli'nde 'Kuşçu Dayı' Olarak Bilinen Tahnit Ustası, 61 Yılda Bine Yakın Hayvanı Doldurdu
Pınarhisar ilçesinde yaşayan 93 yaşındaki Niyazi Savcı, doldurduğu hayvanların bir kısmını Kırklareli Müzesi'ne armağan etti, bir kısmını da evinin bir odasını müzeye çevirerek sergilemeye başladı Savcı: 'Hayvanları doldururken, bakışları ve duruşlarını yansıtmak çok önemli, bazı hayvanların derileri çok ince oluyor, bu da bizi zorluyor. Bu iş, biraz da sabır işi'
ÖZGÜN TİRAN / UFUK ERTOP - Kırklareli'nde "kuşçu dayı" olarak bilinen 93 yaşındaki Niyazi Savcı, ömrünü adadığı tahnit sanatını 61 yıldır aralıksız sürdürüyor.
Romanya'da 1928'de doğan, ailesiyle 1935'te önce Tekirdağ'a ardından da Kırklareli'nin Pınarhisar ilçesine göç eden Savcı, askerliğinin ardından çalışma hayatına atıldı. Baba mesleği tahnite 32 yaşında merak salan Savcı, kısa sürede sanatıyla nam salarak bölgede "Kuşçu dayı" olarak anılmaya başladı.
Telef olan hayvanların bozulmadan saklanması amacıyla özel işlemden geçirerek içlerini dolduran, bine yakın kuş ve yaban hayvanına tahnit uygulayan Savcı, bunlardan bir kısmını Kırklareli Müzesi'ne armağan etti, bir kısmını da evinin bir odasını müzeye çevirerek sergilemeye başladı.
- "Bu hayvanlarla uğraşmak kolay olmuyor"
Savcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğa bilincini oluşturmak için babasından heveslendiği mesleğini uzun yıllardır devam ettirdiğini anlattı.
Türkiye'deki 5 tahnit zanaatkarından biri, Trakya'nın ise tek tahnitçisi olduğunu ifade eden Savcı, sanatın kolay olmadığını belirtti.
Her hayvanın karakterini tahnite yansıtmak gerektiğini söyleyen Savcı, "Bu hayvanlarla uğraşmak kolay olmuyor. Hayvanları doldururken, bakışları ve duruşlarını yansıtmak çok önemli, bazı hayvanların derileri çok ince oluyor, bu da bizi zorluyor. Bu iş biraz da sabır işi. Sabırlı olursan muvaffak olursun, sabırlı olmadığında olmaz." dedi.
- En kısa tahnit uygulaması bir hafta sürüyor
Savcı, en çok derisi kalın dört ayaklı hayvanlara tahnit uygularken zorlandığını anlattı.
Tahnitin pek çok aşaması olduğunu ifade eden Savcı, şöyle konuştu:
"Çalışma yapamadığımız bölgelerini enjektörle, ilaçla kurutuyorsun. İçini dolgu malzemeleri ile pamuk ve talaş gibi malzemelerle dolduruyorum. Bir hayvanın doldurulması en az bir hafta sürüyor. Bir ay da olan hayvan oluyor. Her hayvana ayrı bir duruş şekli veriyorum. Her hayvan aynı durmaz. Yaşamları hepsinin ayrı. Bugüne kadar 60 tür hayvan doldurdum."
Kırklareli Müzesi'ne bağışladığı tahnitlerin her hafta bakımını yaptığını da vurgulayan Savcı, müzede eksik kalan kirpi tahniti için arayışını sürdüğünü ifade etti.
- "Tahnit için hayvan bulamıyoruz"
Zirai mücadelede kullanılan pek çok kimyasalın yaban hayatına zarar verdiğini belirten Savcı, son yıllarda tahnit için hayvan bulamadığını dile getirdi.
Zirai mücadele ile çevre kirliliğinden dolayı hayvanların öldüğüne dikkat çeken Savcı, şöyle devam etti:
"Hayvan arazide gezerken ne bulursa yiyor ve hayatını kaybediyor. Şu an arazilerimizde bir kaplumbağa bulamazsınız. Zirai mücadeleden artan ilaçlardan yiyerek nesilleri tükeniyor. Hayvan onun zirai ilaç olduğunu bilse zaten yemeyecek. Zirai mücadele birçok hayvanı yok etti. Birçok hayvanı artık göremiyoruz, sadece kitaplarda bulabiliyoruz." diye konuştu.
Kaynak: AA
Romanya'da 1928'de doğan, ailesiyle 1935'te önce Tekirdağ'a ardından da Kırklareli'nin Pınarhisar ilçesine göç eden Savcı, askerliğinin ardından çalışma hayatına atıldı. Baba mesleği tahnite 32 yaşında merak salan Savcı, kısa sürede sanatıyla nam salarak bölgede "Kuşçu dayı" olarak anılmaya başladı.
Telef olan hayvanların bozulmadan saklanması amacıyla özel işlemden geçirerek içlerini dolduran, bine yakın kuş ve yaban hayvanına tahnit uygulayan Savcı, bunlardan bir kısmını Kırklareli Müzesi'ne armağan etti, bir kısmını da evinin bir odasını müzeye çevirerek sergilemeye başladı.
- "Bu hayvanlarla uğraşmak kolay olmuyor"
Savcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğa bilincini oluşturmak için babasından heveslendiği mesleğini uzun yıllardır devam ettirdiğini anlattı.
Türkiye'deki 5 tahnit zanaatkarından biri, Trakya'nın ise tek tahnitçisi olduğunu ifade eden Savcı, sanatın kolay olmadığını belirtti.
Her hayvanın karakterini tahnite yansıtmak gerektiğini söyleyen Savcı, "Bu hayvanlarla uğraşmak kolay olmuyor. Hayvanları doldururken, bakışları ve duruşlarını yansıtmak çok önemli, bazı hayvanların derileri çok ince oluyor, bu da bizi zorluyor. Bu iş biraz da sabır işi. Sabırlı olursan muvaffak olursun, sabırlı olmadığında olmaz." dedi.
- En kısa tahnit uygulaması bir hafta sürüyor
Savcı, en çok derisi kalın dört ayaklı hayvanlara tahnit uygularken zorlandığını anlattı.
Tahnitin pek çok aşaması olduğunu ifade eden Savcı, şöyle konuştu:
"Çalışma yapamadığımız bölgelerini enjektörle, ilaçla kurutuyorsun. İçini dolgu malzemeleri ile pamuk ve talaş gibi malzemelerle dolduruyorum. Bir hayvanın doldurulması en az bir hafta sürüyor. Bir ay da olan hayvan oluyor. Her hayvana ayrı bir duruş şekli veriyorum. Her hayvan aynı durmaz. Yaşamları hepsinin ayrı. Bugüne kadar 60 tür hayvan doldurdum."
Kırklareli Müzesi'ne bağışladığı tahnitlerin her hafta bakımını yaptığını da vurgulayan Savcı, müzede eksik kalan kirpi tahniti için arayışını sürdüğünü ifade etti.
- "Tahnit için hayvan bulamıyoruz"
Zirai mücadelede kullanılan pek çok kimyasalın yaban hayatına zarar verdiğini belirten Savcı, son yıllarda tahnit için hayvan bulamadığını dile getirdi.
Zirai mücadele ile çevre kirliliğinden dolayı hayvanların öldüğüne dikkat çeken Savcı, şöyle devam etti:
"Hayvan arazide gezerken ne bulursa yiyor ve hayatını kaybediyor. Şu an arazilerimizde bir kaplumbağa bulamazsınız. Zirai mücadeleden artan ilaçlardan yiyerek nesilleri tükeniyor. Hayvan onun zirai ilaç olduğunu bilse zaten yemeyecek. Zirai mücadele birçok hayvanı yok etti. Birçok hayvanı artık göremiyoruz, sadece kitaplarda bulabiliyoruz." diye konuştu.