Türkiye Insan Haklari Kurumu, Karabag Raporunu Açikladi

TIHEK Baskani Muharrem Kiliç: 'Bu raporun ve TIHEK'in önemli mesaisinin; gerçekligin, hakikatin ortaya çikmasina katki saglayacagina inaniyorum' Azerbaycan Ombudsmani Sabina Aliyeva: 'Umuyoruz savas suçlarina vücut veren bu saldirilarindan sorumlu Ermenistan devleti yetkililerine Adalet Mahkemesi'nde gereken ceza verilecektir' AYBÜ ögretim üyesi Prof. Dr. Yücel Acer: 'Bu raporla birlikte Ermenistan'in isgalinden bu tarafa ve son yasanan 44 günlük çatismalar esnasinda Karabag'da gerçeklestirdigi uluslararasi savas hukuku kurallari ihlalleri, temel insan haklari ihlalleri tespit edilmekte'

Türkiye Insan Haklari ve Esitlik Kurumu (TIHEK) bünyesinde kurulan Karabag Insan Haklari Gözlem Grubu tarafindan hazirlanan "Ermenistan'in Karabag'daki Eylemleri: Insan Haklari Ihlalleri ve Ihlallerin Takibi Raporu" kamuoyu ile paylasildi.

TIHEK Baskani Muharrem Kiliç, kurum binasinda raporun tanitimi için düzenlenen basin toplantisinda, Karabag Insan Haklari Gözlem Grubu'nun savas bölgesinde, Azerbaycan'in birçok yerinde, insan haklari ihlallerinin gerçeklestigi yerlerde ziyaretlerde ve yerinde tespitlerde bulundugunu söyledi.

Kiliç, uzunca bir çalismanin sonucunda, Ankara Yildirim Beyazit Üniversitesi (AYBÜ) ögretim üyesi Prof. Dr. Yücel Acer baskanliginda bu raporun hazirlandigini ifade ederek, "Bu rapor, söz konusu insan haklari ihlallerinin takibini taahhüt eden öngörüye de sahip. Bu raporun ve TIHEK'in önemli mesaisinin; gerçekligin, hakikatin ortaya çikmasina katki saglayacagina inaniyorum." dedi.

Rapor hakkinda bilgi veren AYBÜ ögretim üyesi Prof. Dr. Acer, Ermenistan'in bir yil öncesine kadar isgal ettigi Azerbaycan'in Karabag bölgesinde bu zamana kadar meydana gelen insan haklari ihlalleri ile 27 Eylül 2020'de baslayip 44 gün süren çatismalar esnasinda yasanan insan haklari ihlallerinin tespit edilmesi ve yayinlanmasinin önemine isaret etti.

Karabag Insan Haklari Gözlem Grubu'nun yaklasik bir yil çalisarak, Azerbaycan Ombudsmanliginin destegiyle yerinde tespitlerde bulunarak, yayinlanmis raporlari gözden geçirerek, bazi beyanlari dikkate alarak, detayli bir rapor hazirladigini belirten Acer, sunlari kaydetti:

"Bu raporun önemine iliskin söylenecek bazi hususlar var. Ermenistan ve Ermeni Diasporasi tarafindan yillardir, özelikle Türkiye, agir insan haklari ihlalleri gerçeklestiren ülke ya da millet seklinde lanse edilmeye çalisilmistir. Ancak gözden kaçan bir husus vardi ki, Ermenistan 28 yildir Karabag'da isgal ettigi topraklarda agir insan haklari ihlalleri gerçeklestiriyordu. Bunlar gerçek manada tespit edilip uluslararasi kamuoyuyla paylasilmadigi için belki de bu önemli durum dikkatlerden kaçiyordu. Bu rapor, bu eksikligi giderme adina büyük bir adim. Bu raporla birlikte Ermenistan'in isgalinden bu tarafa ve son yasanan 44 günlük çatismalar esnasinda Karabag'da gerçeklestirdigi uluslararasi savas hukuku kurallari ihlalleri, temel insan haklari ihlalleri tespit edilmekte. Ayrica bu ihlallerin hangi tür hukuki sonuçlara yol açtigini ortaya koymakta, kisisel cezai sorumluluk baglaminda ortaya çikardigi sonuçlari ortaya koymakta. Ermenistan'in Azerbaycan'a karsi gerçeklestirdigi hukuki ihlallere ve hukuki sorumluluklara da yer vermekte. Sonuç olarak da bundan sonra Ermenistan'a karsi ve bu suçlari gerçeklestirenlere karsi hangi hukuki süreçlerin takip edilebilecegine dair bazi öngörüleri ortaya koymaktadir."

- "Insan haklari ihlallerini uluslararasi kamuoyunda sürekli dile getirdik"

Azerbaycan Insan Haklari Komiseri (Ombudsman) Sabina Aliyeva ise tanitimi yapilan raporun genis ve detayli bir çalismanin ürünü oldugunu ifade etti.

Ermenistan'in Karabag'i isgali sirasinda yasanan insan haklari ihlallerini uluslararasi kamuoyunda sürekli dile getirdiklerini söyleyen Aliyeva, bir yil önceki Ikinci Karabag Savasinda ise Ermenistan silahli kuvvetlerince sivil yasam alanlarinin yasaklanmis silahlarla hedef alinmasiyla aralarinda çocuklarin da bulundugu çok sayida sivilin hayatini kaybettigini aktardi.

Ermenistan'in ihlalleri sonucunda yasanan insanlik trajedisini uluslararasi camiaya iletmek amaciyla bir bildiri yayimladigini da anlatan Aliyeva, söyle devam etti:

"Islenen bu savas suçuna karsi yeteri kadar etkinin olmadigini düsünüyorum. Dolayisiyla üzerinden bir sene geçmesine ragmen bunlarin tekrarlanmamasi için bir daha uluslararasi kamuoyuna seslendik ve yeni bir bildiri yayinladik. Savas sirasinda sivillere yönelik bu saldiri sonucunda en çok etkilenen masum çocuklarimiz oldu. Saldirilar sonucunda 12 çocuk hayatini kaybetmis, 50 çocuk yaralanmis, birkaç çocuk hem annesini hem babasini kaybetmis. Biz bunlari özel raporlarimizda belirttik. Umuyoruz savas suçlarina vücut veren bu saldirilarindan sorumlu Ermenistan devleti yetkililerine Adalet Mahkemesinde gereken ceza verilecektir."

Aliyeva, TIHEK tarafindan kurulan Karabag Insan Haklari Gözlem Grubu tarafindan hazirlanan bu raporu önemsediklerini belirterek, "Rapor, isgalci gücün yaptigi insan haklari ihlalleriyle ilgili dünya kamuoyunu bilgilendirmekle beraber ayni zamanda gelecek nesillere önemli bir mesaj olacaktir. Bundan dolayi raporun hazirlanmasinda emegi geçenlere tesekkür ederim." dedi.

- Rapordan

Rapor, Ermenistan'in Karabag'in isgali dönemindeki eylemlerinin neler olduguna ve hukuki niteliklerine, Ikinci Karabag Savasi'nda Ermenistan'in eylemlerinin neler olduguna ve hukuki niteliklerine, hukuki ihlallerin yasal takibine, söz konusu dönemlerde gerçeklestirilen eylemlere dair cezai sorumlulugu bulunan gerçek kisilerin yargilanmasina ve mevcut durumda insan haklarinin agir ihlalleri anlaminda insani krizler dogurma riskleri olusturan hususlarin neler olduguna dair tespitler ile bu sorun alanlarina yönelik çözüm önerileri içeriyor.

Raporda, bazi genel tespit ve öneriler söyle siralandi:

"Birinci Karabag Savasi ve sonrasindaki isgal döneminde oldugu gibi Ikinci Karabag Savasi esnasinda da Ermenistan'in genel anlamda hem uluslararasi silahli çatismalar hukuku kurallarini hem de Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi kurallarini ihlalleri ön plana çikmistir. Ermenistan'in öncelikle yasa disi savas planladigi, baslattigi ve sürdürdügü, söz konusu eylemlerinin barisa karsi suçlar ya da UCM Statüsünün ifadesi ile saldiri suçu olusturdugu, eylemleri gerçeklestiren kisilerin cezai sorumluluguna yol açtigi görülmektedir.

Uluslararasi hukukun savas silah ve yöntemlerini düzenleyen kurallarini yaygin biçimde ihlal ettigi görülmüstür. Söz konusu ihlaller, cezai nitelikli eylemler olarak ilgili gerçek kisilerin cezai sorumluluguna yol açan suçlardir. Silahli çatismalarda korunan savas disi kisilerden sivillerin hedef alinarak sistematik bir saldirinin parçasi olarak öldürülmesi, sivil yerlesim yerlerinin bombalanmasi neticesinde büyük çapli sivil ölümlere ve yaralanmalara sebep olunmasi ise insanliga karsi suçlar olarak degerlendirilebilir. BM Güvenlik Konseyi karari ya da Azerbaycan ve Ermenistan'in ortak rizasi ile bir uluslararasi ceza mahkemesi kurularak cezai sorusturmalar ve yargilamalar yapilmasi da hukuken bir seçenektir.

Kalici bir baris ya da sinir antlasmasi imzalanmasi önem arz etmektedir. Karabag'in yabanci güçlerden tamamen arindirilmasi kalici baris ve istikrara büyük katki saglayacaktir. Mevcut durumda çok önemli bir sorun da Ermenistan'in Karabag'a yerlestirdigi mayinlardir. Söz konusu mayinlar Karabag'da Azerbaycan'in fiili kontrolünün saglanmasini engellemesinin yani sira ciddi insani ve yönetsel sorunlar yaratmakta, hala sivillerin hayatina mal olmaya ya da yaralanmalara yol açmaya devam etmekte, dogal çevreye zararlar vermekte ve verme potansiyeli tasimakta, bölgede Ermenistan'in isledigi diger suçlarin tespitinin yapilmasini zorlastirmakta ve Karabag'da yerlerinden ayrilmak zorunda kalmis 1 milyonun üzerindeki insanin geri dönüsünü tamamen engellemektedir."
Kaynak: AA