AK Parti'li Yasar, Göç Yolunda Kaybolan Çocuklara Dikkati Çekti

AK Parti Istanbul Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) üyesi Serap Yasar, göç yolunda kaybolan çocuklara dikkati çekerek, "Çocuklarin siddete, istismara, sömürüye ve insan ticaretine maruz kalmasinin önlenmesi, göç, insan ve çocuk haklari politikalarinin belirlenmesinde mutlak bir öncelik olmalidir." dedi.



Yasar, 18 Ekim Avrupa Birligi Insan Ticaretiyle Mücadele Günü dolayisiyla Meclis'te düzenledigi basin toplantisinda, Uluslararasi Çalisma Örgütü tarafindan 2017 yilinda yayimlanan "Modern Kölelik Üzerine Küresel Tahminler" raporunda, dünya genelinde 40,3 milyon kisinin insan ticareti magduru oldugunun tespit edildigini söyledi.

Birlesmis Milletler Uyusturucu ve Suç Ofisinin (UNODC) 2020 Küresel Insan Ticareti Raporu'na göre ise, 2018'de tespit edilen her 10 magdurun 5'ini yetiskin kadinlar, 2'sini kiz çocuklarinin olusturdugunu bildiren Yasar, "Yine ayni rapora göre, insan ticareti magduru çocuklarin büyük çogunlugu cinsel sömürü amaciyla kullaniliyor. Kiz çocuklarinin yüzde 72'si, kadinlarin yüzde 77’si cinsel sömürüye maruz kalirken, erkek çocuklarin yüzde 66'si ve erkeklerin yüzde 67’si zorla çalistiriliyor." bilgisini verdi.

Terör, iç savaslar, yoksulluk, gelir dagilimindaki dengesizlikler, iklim degisiklikleri gibi insan ticaretine zemin hazirlayan pek çok neden bulundugunu dile getiren Yasar, mülteci krizlerinin ise insan tacirleri için adeta bulunmaz bir firsat oldugunu vurguladi. Yasar, sunlari kaydetti:

"Küresel olarak, tespit edilen her dört insan ticareti magdurundan biri, insan tacirleri için kolay bir hedef olan çocuklardir. Çocuklar arasinda en kirilgan grubu olusturan mülteci ve göçmen çocuklar ise insan ticaretine daha açik durumdadirlar. Özellikle göç yolunda kaybolan çocuklar, çocuk ticareti için en uygun kaynaktir. Çünkü, kendilerini yapayalniz ve bilmedikleri bir kültürün ve cografyanin içinde bulan mülteci çocuklar, kolayca insan taciri ve kaçakçilarinin agina düsebilmektedir. Bu durum da onlari bulunduklari bu korkunç ortamdan kaçmaya zorlamakta ve ayrica kaybolmalarina da neden olmaktadir.

Insan ticareti, bu kisir döngüyle, hem neden hem sonuç olarak göçmen çocuklari hedef alir. Onlarin kaybolmalarina ve kaybolduklarinda, karanlik dehlizlerde yitip giden, akibeti belirsiz çocuklardan biri olmalarina yol açar. Bu çocuklar; insan tacirlerinin elinde, akla hayale gelmeyecek senaryolarin öznesi haline gelirler. Fuhus, organ mafyasi, uyusturucu ticareti, is gücü sömürüsü, çocuk satisi, zorla dilendirme ve daha nice baska kötü emeller için kullanilmakta.

Çocuklarin güvende tutulmalari devletler için uluslararasi hukuktan ve insan haklari sözlesmelerinden kaynaklanan bir yükümlülüktür. Çocuklarin siddete, istismara, sömürüye ve insan ticaretine maruz kalmasinin önlenmesi, göç, insan ve çocuk haklari politikalarinin belirlenmesinde mutlak bir öncelik olmalidir.

Insan ticareti ile mücadelede basariya ulasmak; öncelikle farkindalik, bilinç, ulusal ve uluslararasi düzeyde uyumlu bir is birligi ve ortak eylemlerle mümkündür. Bilgi ve farkindalik arttirma faaliyetleri, insan ticareti magdurlarinin korunmasi için yasal tedbirler kadar önemlidir."

Kaynak: AA