Şanlıurfa Bozkır Koruma Strateji Ve Eylem Planı
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünden (FAO) tarafından Türkiye’nin bozkır ekosistemlerinin korunması amacıyla yürütülen proje ile ilgili Şanlıurfa Bozkır Koruma Strateji ve Eylem Planının son haline getirilmesi ile ilgili toplantısı düzenlendi.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünden (FAO), Türkiye’nin bozkır ekosistemlerinin korunması amacıyla Şanlıurfa Bozkır Koruma Strateji ve Eylem Planının son haline getirilmesi ile ilgili toplantısı düzenledi.
Proje Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğü Küresel Çevre Fonunun finansal desteğiyle yürütülüyor. Örgüt tarafından yapılan açıklamada, Türkiye’nin Bozkır Ekosistemlerinin Korunması ve Sürdürülebilir Yönetimi Projesi kapsamında Şanlıurfa Bozkır Koruma Strateji ve Eylem Planının son haline getirilmesi için paydaşların, yerel uzmanların ve akademisyenlerin katılımıyla çevirimiçi teknik bir toplantının gerçekleştirildiği belirtildi. Şanlıurfa’da Kızılkuyu Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Tek Tek Dağları Milli Parkı ve Karacadağ bozkırlarında uygulanan projenin internet üzerinden düzenlenen toplantısında bir açıklama yapan FAO Proje Koordinatörü Nihan Yenilmez Arpa, “Şanlıurfa Bozkır Koruma Stratejisi ve Eylem Planına katkı sunan Tarım ve Orman Bakanlığına, proje paydaşlarına, akademisyenlere, il bazlı çalışma grubuna ve uzmanlar grubuna teşekkürlerini ileterek,"Temel sorunlar ve ihtiyaçlar yereldekilerle birlikte tanımlanmış, stratejiler ve eylemler özellikle taraf olunan Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi ve Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Stratejisi ve Eylem Planının gerekliliklerini karşılayacak şekilde belirlenmiştir. Yoğun bir emeğin ürünü olan bu çalışma Şanlıurfa için hazırlanmış olmakla birlikte, Türkiye’deki diğer iller için de örnek bir referans doküman olacağına inanıyoruz" ifadelerine yer verdi.
Hazırlık aşaması yaklaşık 1 buçuk yıl süren strateji ve eylem planının oluşturulması sürecinde Tarım ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğünün merkez ve taşra birimleri, Şanlıurfa’daki kamu kurum ve kuruluşları, başta Harran Üniversitesi öğretim üyeleri olmak üzere diğer akademisyenler, yerel yönetim birimleri, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarından uzmanların görüşlerinin alındığına vurgu yapıldı.
Kaynak: İHA
Proje Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğü Küresel Çevre Fonunun finansal desteğiyle yürütülüyor. Örgüt tarafından yapılan açıklamada, Türkiye’nin Bozkır Ekosistemlerinin Korunması ve Sürdürülebilir Yönetimi Projesi kapsamında Şanlıurfa Bozkır Koruma Strateji ve Eylem Planının son haline getirilmesi için paydaşların, yerel uzmanların ve akademisyenlerin katılımıyla çevirimiçi teknik bir toplantının gerçekleştirildiği belirtildi. Şanlıurfa’da Kızılkuyu Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Tek Tek Dağları Milli Parkı ve Karacadağ bozkırlarında uygulanan projenin internet üzerinden düzenlenen toplantısında bir açıklama yapan FAO Proje Koordinatörü Nihan Yenilmez Arpa, “Şanlıurfa Bozkır Koruma Stratejisi ve Eylem Planına katkı sunan Tarım ve Orman Bakanlığına, proje paydaşlarına, akademisyenlere, il bazlı çalışma grubuna ve uzmanlar grubuna teşekkürlerini ileterek,"Temel sorunlar ve ihtiyaçlar yereldekilerle birlikte tanımlanmış, stratejiler ve eylemler özellikle taraf olunan Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi ve Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Stratejisi ve Eylem Planının gerekliliklerini karşılayacak şekilde belirlenmiştir. Yoğun bir emeğin ürünü olan bu çalışma Şanlıurfa için hazırlanmış olmakla birlikte, Türkiye’deki diğer iller için de örnek bir referans doküman olacağına inanıyoruz" ifadelerine yer verdi.
Hazırlık aşaması yaklaşık 1 buçuk yıl süren strateji ve eylem planının oluşturulması sürecinde Tarım ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğünün merkez ve taşra birimleri, Şanlıurfa’daki kamu kurum ve kuruluşları, başta Harran Üniversitesi öğretim üyeleri olmak üzere diğer akademisyenler, yerel yönetim birimleri, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarından uzmanların görüşlerinin alındığına vurgu yapıldı.