Filistin'den İsrail'in Harem-İ İbrahim'i Tümüyle Kontrolüne Almaya Çalıştığı Uyarısı
Filistin Vakıflar ve Din İşleri Bakanlığı, İsrail makamlarının ülkedeki yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınını “bahane ederek” işgal altındaki Batı Şeria’da bulunan Harem-i İbrahim Camisi'ni tamamen kontrol altına almaya çalıştığı uyarısında bulundu.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, İsrail askerlerinin Batı Şeria’nın El-Halil kentinde bulunan Harem-i İbrahim’i tamamen kapattığı, müezzin dışında, mabedin koruma ve hizmetçilerinin girişine izin vermediği belirtildi.
Açıklamada söz konusu uygulamanın, “işgal devleti” İsrail’in Harem-i İbrahim’i tamamen kontrol altına alma sürecinin başlangıcı olduğuna vurgu yapıldı.
Uluslararası topluma İsrail’in Harem-i İbrahim’i bir sinagoga çevirme planlarını durdurması için devreye girme çağrısı yapılan açıklamada, İsrail’in mabede saygısızlık ettiği belirtildi.
Filistin Vakıflar ve Din İşleri Bakanlığı, Harem-i İbrahim’i Kovid-19 salgını endişesiyle Müslümanların ibadetine ve ziyaretçilere kapatmış, ancak İsrail’in mabedin hürmetini ihlal etmesine karşın koruma ve hizmetçilerin görevlerine devam etmesine karar vermişti.
- Mescid-i Aksa'dan sonraki en kutsal dördüncü cami
İşgal altındaki Kudüs kentinde bulunan Mescid-i Aksa'nın çevresi olarak kabul edilen El-Halil kentindeki Harem-i İbrahim, Mekke’deki Mescid-i Haram ile Medine'deki Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksa'dan sonraki en kutsal dördüncü cami sayılıyor.
Caminin altında yer alan Hazreti İbrahim ve eşi Hazreti Sare'nin kabirlerinin yanı sıra Hazreti İshak, Hazreti Yakup, Hazreti Yusuf ve eşlerinin mezarlarının bulunduğuna inanılan mağara, İsrail tarafından "Ata Babalar (Machpelah)" olarak isimlendiriliyor. Harem-i İbrahim, bu nedenle sık sık fanatik Yahudilerin baskınlarına uğruyor.
Hazreti İshak ve eşinin bulunduğu kabirler Müslümanlara ayrılan kısımda kalırken, diğerleri ise Yahudilere ayrılan ve sinagoga çevrilen bölümlerde bırakılmış durumda.
- Tarihi 4 bin yıl öncesine uzanıyor
Tarihi yaklaşık 4 bin yıl önce Hazreti İbrahim’in dönemine uzanan Harem-i İbrahim'in üzerine, Roma İmparatorluğu'nun "Yahudiye'ye" atadığı Yahudi Kralı Hirodes tarafından milattan önce 20 yılında inşa edildiği belirtilen surlar hala varlığını koruyor.
Yapı itibarıyla Mescid-i Aksa'ya benzeyen Harem-i İbrahim, Roma ve Bizans dönemlerinde kilise olarak kullanılırken, 634 yılında İslam ordularının hükmüyle camiye çevrildi. Buna rağmen, Haçlı seferleriyle birlikte 90 yıl boyunca tarihinde bir kez daha kilise olarak kullanılmaya başlanan Harem-i İbrahim en son Selahaddin-i Eyyubi döneminde yeniden camiye dönüştürüldü.
Harem-i İbrahim, Yahudi inancına göre Mescid-i Aksa'da olduğuna inanılan "Süleyman Mabedi"nden sonra yeryüzündeki en kutsal mabet olarak kabul ediliyor.
UNESCO'ya bağlı Dünya Miras Komitesi, 2017 yılında Harem-i İbrahim ve caminin içinde bulunduğu Eski Şehir bölgesinin "Filistin'e ait tehlike altındaki dünya mirası" olarak Dünya Miras Listesi'ne eklenmesine karar vermişti.
- Cami katliamı
İsrail'in 1967 yılından beri işgal altında tuttuğu Batı Şeria'nın El-Halil kentinde bulunan cami, 25 Şubat 1994'te sabah namazını kılan Müslümanların üzerine ateş açan Baruch Goldstein adlı Yahudi fanatiğin eyleminden sonra kapatılmış ve yeniden açıldığında ise yarısından fazlası Yahudilere tahsis edilmiş şekilde ikiye bölünmüştü.
Tarihe "El-Halil Camii (Harem-i İbrahim) Katliamı" olarak geçen saldırıda 29 Filistinli şehit olmuş, 150'den fazla kişi de yaralanmıştı.