Bakan Çavuşoğlu 12. Büyükelçiler Konferansı'nda Türk Diplomatlara Hitap Etti Açıklaması (3)

'Azerbaycan bizim için herhangi ülke değil. Bir millet, iki devlet anlayışıyla bağlı olduğumuz, kanımız, canımız bir ülke' 'Biz Azerbaycan'ı sırf kardeşimiz olduğu için değil, uluslararası hukuk bakımından haklı olduğu için de destekliyoruz çünkü Türkiye her zaman meşrunun ve haklının yanındadır' 'PKK'nın kökü tamamen kazınana kadar mücadelemizi içeride de dışarıda da sürdüreceğiz' 'Filistin davasını göz ardı etmek bölgedeki meşruiyet krizini derinleştirmekten başka işe yaramaz' 'Afrika kıtasıyla ticaret hacmimiz bugün 26 milyar doları aştı ve 50 milyar dolar hedefine doğru ilerliyoruz'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Azerbaycan'ın, Türkiye için herhangi bir ülke olmadığının altını çizerek, "Bir millet, iki devlet anlayışıyla bağlı olduğumuz, kanımız, canımız bir ülke. Biz Azerbaycan'ı sırf kardeşimiz olduğu için değil, uluslararası hukuk bakımından haklı olduğu için de destekliyoruz çünkü Türkiye her zaman meşrunun ve haklının yanındadır." dedi.

Bakan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 12. Büyükelçiler Konferansı'nın ikinci gününde, Türkiye'nin yurt dışı ve merkez teşkilatında görevli büyükelçilere hitap etti.

Türkiye'nin birçok ihtilafa sahne olan bir bölgede bulunduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, çözüm bekleyen ihtilaflardan sonuncusunun ise Yukarı Karabağ sorunu olduğunu dile getirdi.

Çavuşoğlu, "Azerbaycan bizim için herhangi ülke değil. Bir millet, iki devlet anlayışıyla bağlı olduğumuz, kanımız, canımız bir ülke. Biz Azerbaycan'ı sırf kardeşimiz olduğu için değil, uluslararası hukuk bakımından haklı olduğu için de destekliyoruz çünkü Türkiye her zaman meşrunun ve haklının yanındadır." değerlendirmesinde bulundu.

Ermenistan'ın 27 Eylül'deki saldırıları sonucu diplomatik seferberlik başlattıklarını kaydeden Çavuşoğlu, tüm temaslarda Azerbaycan'ın uluslararası haklılığının anlatıldığını vurguladı.

Türk diplomatlarının Azerbaycan temsilciliğinin olmadığı yerlerde Azerbaycan'ın haklı davasını anlattığının altını çizen Çavuşoğlu, "Temaslarımızda, Ermenistan'ın sivillere bilerek saldırdığını, savaş suçu işlediğini, saldırganlığını örtmek amacıyla ülkemiz aleyhinde de kara propaganda yaptığını teşhir ettik, ediyoruz. Bu ülkenin PKK/YPG teröristlerini ve çok sayıda yabancı savaşçıyı Yukarı Karabağ'da konuşlandırdığını da aktardık." ifadesini kullandı.

Gelinen aşamada, Azerbaycan'ın sahada kazandığı başarının, 30 yıllık işgalin artık sürdürülebilir olmadığını gösterdiğini söyleyen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Nitekim dün gece yarısı itibarıyla da artık Ağdam, Laçin ve Kelbecer'de işgalin takvime bağlı şekilde sonlandırılması kararlaştırılmıştır. Biz önümüzdeki süreçte ilgili tüm aktörlerle temas halinde Azerbaycan'ın hakkını, hukukunu her platformda savunmaya devam edeceğiz. Ermenistan’ın bu süreçten gereken dersleri çıkardığını umuyoruz çünkü 3 defa ateşkes oldu, üçünü de Ermenistan bozdu. Gelin bu ihtilafı artık BM Güvenlik Konseyi kararları, Azerbaycan'ın egemenliği ve toprak bütünlüğü çerçevesinde çözelim. Son sağlanan mutabakatın da bu amaca ve tüm bölgenin ihtiyacı olan kalıcı istikrara hizmet etmesini temenni ediyoruz."

- ABD ve NATO'yla ilişkiler

Türkiye'nin müttefiklerinin "ittifak dayanışmasını her mülahazanın üstüne koyamadıklarını" belirten Çavuşoğlu, "Mesela, efendim 'Avrupa Birliği (AB) dayanışması' diyorlar. Peki NATO dayanışması nerede? Halbuki, hiçbirinin NATO dışında güvenli olması da mümkün değil. Bu çelişkinin açıklaması nedir?" diye konuştu.

Çavuşoğlu, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), PKK/PYD ve Doğu Akdeniz konularında Türkiye'nin müttefiklerinin düştükleri durumun üzüntü verici olduğunu belirterek, geçmişte olduğu gibi bugün de Türkiye’ye dil uzatanların er ya da geç Türkiye'den yardım isteyeceklerini vurguladı.

Türkiye'nin merkezinde bulunduğu coğrafyada, birden fazla havzada güvenlik ve istikrara katkıda bulunduğunu ve NATO operasyonlarına en fazla katkı yapan 5 ülke arasında olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, "NATO’nun geleceği için başlatılan çalışmada İttifak içi dayanışmanın en temel mülahaza olarak tescil edilmesi gerektiğini düşünüyoruz." dedi.

Çavuşoğlu, transatlantik bağların pekiştirilmesinde ve NATO reformunun ilerletilmesinde ABD'nin rolüne önem atfettiklerini dile getirdi.

Bu dönemde Türkiye-ABD ikili ilişkilerini zehirleyen unsurların giderilmesi için adım atılmasını beklediklerini kaydeden Çavuşoğlu, bu unsurlara ilişkin detaylara da değindi.

Çavuşoğlu, mevcut küresel dengelerin temelden sarsıldığı süreçte, ikili ilişkilerde yeni fırsatlar doğduğunu belirterek, "Suriye ve Libya gibi krizlere bölgesel barış ve istikrarı destekleyecek kalıcı çözümler bulunmasında Türkiye’nin temel bir çıkarı ve rolü var. Bu gerçek ışığında yeni dönemde siyasi, güvenlik ve ekonomik iş birliğimiz açısından yeni sayfalar açabiliriz." değerlendirmesini yaptı.

- AB'yle ilişkiler

Türk dış politikasındaki temel hedeflerden birinin bölgede "iç içe geçmiş sürdürülebilir barış ve kalkınma kuşakları oluşturmak" olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, kırılganlık ve çatışmaların son bulmasında Türkiye ile AB'nin ortak çıkarı bulunduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin, tüm Avrupa için bir güvenlik, refah, huzur ve iş birliği sözleşmesinin müzakeresi anlamını taşıdığına dikkati çekti.

Konuyu ortak menfaatler ve ilkeler değil, kültürel ve dini bir karşıtlık gözlüğünden görmenin, Avrupa'nın kurtulamadığı bir "illet" olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"AB ile ilişkilerimizde, bazı üyeler özellikle gerginlik yaratıyor. Yani, adres vereyim: Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve son dönemde Fransa, ülkemizle olan ikili sorunlarını AB platformuna taşımakta. Üyelik dayanışmasını aleyhimize suistimal etmekte. Diğerleri de şaşkın, yılgın durumu izliyor. AB üyeleri arasında sessiz çoğunluk esasen Türkiye’yle diyaloğun Avrupa’nın kendi geleceği için öneminin bilincinde."

Türkiye'nin Avrupa kıtasındaki ülkelerle ilişkilerini, dönemsel sorun ve krizlerin belirlediği kısa vadeli bir gündemle yürütmediklerini ifade eden Çavuşoğlu, bütüncül bir bakış açısıyla kurumsal mekanizmaların yeniden canlandırılması için çaba gösterdiklerini aktardı.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin AB ile ilişkilerini olumlu bir gündem üzerinden üyelik sürecini koruyarak yeniden canlandırmanın mümkün olduğunu da vurguladı.

- "PKK'ya mücadelemizi içeride de dışarıda da sürdüreceğiz"

Çavuşoğlu, geçen yılın Irak için de zorlu geçtiğine dikkati çekerek, bu yılın ilk günlerinde yabancı güçlerin Irak üzerinden hesaplaşmaları tüm bölgeyi savaşın eşiğine getirdiğini söyledi.

Irak'taki terör örgütü PKK varlığına karşı mücadeleyi geçen yıl da aralıksız sürdürdüklerini vurgulayan Çavuşoğlu, "PKK'nın kökü tamamen kazınana kadar mücadelemizi içeride de dışarıda da sürdüreceğiz." dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin, Irak Türkmenlerine desteğinin devam edeceğini ve Irak'ın birliği ve toprak bütünlüğü ilkesine bağlı kalmak kaydıyla Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile temasların da sürdüğünü ifade etti.

Öte yandan, İran'la ilişkileri de her düzeydeki temaslar ve bölgesel istişareler vasıtasıyla devam ettirdiklerinin altını çizen Çavuşoğlu, "Yaptırımlar ve Kovid-19 salgını nedeniyle zor bir dönemden geçen İran ile gerek halklarımızın ortak menfaatleri gerek bölgesel barış ve istikrara katkı bağlamında angajmanımızı sürdüreceğiz." diye konuştu.

Çavuşoğlu, yakın dönemde yara alan Filistin meselesinin, Orta Doğu'daki sorunların merkezinde yer almaya devam ettiğine işaret ederek, "Filistin davasını göz ardı etmek bölgedeki meşruiyet krizini derinleştirmekten başka işe yaramaz." şeklinde konuştu.

- Rusya ve Ukrayna'yla ilişkiler

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin kuzey komşusu Rusya'yla ilişkilerinin ortak çıkar ve karşılıklı saygı temelinde, olumlu seyrini koruduğuna dikkati çekerek, "İkili ve bölgesel konularda iş birliğinin ilerletilmesi için en üst düzeyde karşılıklı güçlü siyasi irade mevcut. Rusya’yla bölgesel konularda anlaşamadığımız hususlar olsa da diyaloğu canlı tutup ortak paydamızı bulmaya önem veriyoruz." dedi.

Ukrayna'yla ilişkilerin 2011'de tesis edilen stratejik ortaklık temelinde gelişmeye devam ettiğinin altını çizen Çavuşoğlu, "Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü güçlü şekilde destekliyoruz. Kırım Tatarlarının hak ve çıkarlarının korunması için çaba sarf ediyoruz. Soydaşlarımızın yaşam koşullarının iyileştirilmesi için projeleri hayata geçiriyoruz." dedi.

- "Yeniden Asya girişimi kapsamında çok sayıda somut adım attık"

Çavuşoğlu, 21. yüzyılı şekillendirecek olan Asya'ya bütüncül bir bakışla yaklaşan "Yeniden Asya" girişimini geçen yıl bu forumda başlattıklarını hatırlatarak, bu bağlamda, bu yıl çok sayıda somut adım attıklarını dile getirdi.

"Yeniden Asya" girişimi kapsamında, büyükelçiliklerin, 31 ülke için 40 ana faaliyet alanında ikişer yıllık öncelikli Eylem Planları oluşturduklarını kaydeden Çavuşoğlu, "Her bir bölge ülkesine ayrı ayrı önem veriyoruz. Asya coğrafyasında ağırlığı giderek artan bölgesel kuruluşlara Yeniden Asya girişimimiz çerçevesinde daha dinamik, aktif katılımlar sağlıyoruz." dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin yakın bölgesinin ötesindeki coğrafyalara açılım politikalarını ileri götürmek için salgın ortamında da Afrika ve Latin Amerika ülkeleriyle ziyaret ve temasları sürdürdüklerini belirterek, "Salgın döneminde bile Haiti, Dominik Cumhuriyeti ve Venezuela'yı ziyaret ettik. Venezuela'daki çabalarımız bu ülkedeki iç uzlaşı bakımından somut sonuçlar doğurdu." diye konuştu.

- "Son 5 yılda Türkiye'den Afrika'ya 500'den fazla üst düzeyli ziyaret yapıldı"

Konuşmasında, Afrika kıtasıyla ilişkilere de değinen Çavuşoğlu, son 5 yılda Türkiye'den Afrika'ya 500'den fazla üst düzeyli ziyaret yapıldığını ve kendisinin de Kovid-19 salgınına rağmen, son dönemde 6 Afrika ülkesini ziyaret ettiğini anımsattı.

Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ekvator Ginesi'nde büyükelçilik binamızı açtık; Yakında Togo ve Gine Bisau'da da büyükelçiliklerimizi açacağız. 2008'de 'stratejik ortaklık' ilişkisi tesis etmiş olduğumuz Afrika Birliği ile 3. zirveyi dün Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) da söylediği gibi 2021'de gerçekleştirmek için çalışmalarımız sürüyor. Afrika kıtasıyla ticaret hacmimiz bugün 26 milyar doları aştı ve 50 milyar dolar hedefine doğru ilerliyoruz."

- "Türk kültürü, çok taraflılığı töresinde barındırır"

Çavuşoğlu, dünyanın barış ve huzuruna kasteden sınamaların sadece jeopolitik alanda olmadığının altını çizerek, bir süredir Avrupa'da sorun haline gelen yabancı ve İslam düşmanlığının, giderek Avrupa'yı "dünyanın hasta adamı"na dönüştürebileceğini dile getirdi.

Öte yandan küresel gündemde belki de birinci meselenin, çok taraflılığı güçlendirmek olduğuna değinen Çavuşoğlu, etkin çok taraflılığın, çok taraflı kurumların da etkin olmasına ihtiyaç duyacağını kaydetti.

Bu bağlamda, Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) sistemi başta olmak üzere, uluslararası kuruluşların daha etkili çalışması için destek verdiklerini ve aynı zamanda, BM başta olmak üzere, uluslararası kuruluşların Türkiye'deki mevcudiyetinin artırılmasına yönelik çalışmaları da sürdürdüklerini belirtti.

- "Girişimci ve insani diplomasimizi özenle ve şevkle uygulamaya devam edeceğiz"

Çavuşoğlu, Türk Dışişleri Teşkilatının, medeniyetiyle, devlet yönetme becerisiyle, yetiştirdiği liderleriyle, parlak tarihi ve geleceğiyle, girişimci ruhu ve insani değerleriyle, dünya sathında güneş gibi parlayan bir devlet ve milletin temsilcilerinden oluştuğunu dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Cumhurbaşkanımızın (Erdoğan'ın) önderliğinde 2023 ve ardından 2053 hedeflerine doğru milletçe koşuyoruz. Milli hedeflere ve dünyanın her köşesinde barış ve refaha katkı sunan, girişimci ve insani diplomasimizi özenle ve şevkle uygulamaya devam edeceğiz."

(Bitti)

Kaynak: AA